Binam sağlam mı?: Tüm yönleriyle bina dayanıklılık testi

Binaların dayanıklı olması ve bize olası bir afette güvenli alanlara kaçabilecek zamanı tanıması gerekiyor. Binalara dayanıklılık testi yaptırmanın önemi de tam olarak burada ortaya çıkıyor.


28/02/2023 15:00 10 dk okuma

Özet

Depremin kaçınılmaz olduğu bir ülkede “deprem dirençli” binalar inşa edildiğinde güvenli olabiliriz.

İlk adım olarak oturduğunuz binanın projesini ilçe belediyelerinden talep edebilirsiniz.

İstanbul’da yaşıyorsanız, başvurabileceğiniz ilk yetkili merci İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) hızlı tarama testi olabilir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi haricinde, özel bir firmayla anlaşarak da depreme dayanıklılık testi yaptırmak mümkün.

Testin maliyeti, incelenecek binanın büyüklüğü, daire sayısı ve yapım yılına göre değişiklik gösteriyor. Riskli yapı tespitlerinin maliyetini kat malikleri ödüyor.

Türkiye bir deprem ülkesi. Bu, bilimsel bir gerçek olmanın ötesinde artık herkesin kabullendiği de bir durum. 6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş olan yıkıcı depremlerden sonra da birçok insanın yaşadığı binanın depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda kaygıları arttı. 

Kaygılanan insanlardan biri de benim. Türkiye’yi sarsan depremleri takip ederken hem yanlış bilgilerle mücadele ediyor hem de ailemin İstanbul Avcılar’da uzun yıllardır ikamet ettiği evin depreme ne kadar dayanıklı olduğu sorusu aklımda dolanıyordu. 

Aslında “Yaşamımızı sürdürdüğümüz binalar ne kadar sağlam?” sorusu hepimizin ortak endişesini dile getiriyor. Bulduğum yollar üzerinden yapıların depreme dayanıklılığını nasıl ölçebileceğimize beraber bakalım.

Binalar neden çöküyor?

Depremin kaçınılmaz olduğu bir ülkede ancak “deprem dirençli” binalar inşa edildiğinde güvenli olabiliriz. Depremden sonra ayakta kalan ve ağır hasar alan binaları birbirinden ayıran önemli farklar var. 6 Şubat depremlerinden sonra Hatay’da üçüz binalardan birinin harabeye dönmesi, birinin ağır hasar alması, birinin ise ayakta kalması dikkat çekmişti. Yıkılmayan binanın önemli bir özelliği vardı: 14 yıl önce güçlendirilmişti.

Bir binanın deprem sırasında yıkılmasının birçok nedeni var. Yapıların yumuşak zemine inşa edilmesi, inşaat sürecinde yönetmeliklere uygun hareket edilmemesi, kalitesiz beton, zayıf demir kullanılması ve yetersiz denetim bu nedenler arasında.

Depremler şiddetli olsa da, uzmanlar prosedürlere uygun inşa edilmiş binaların ayakta kalabileceğini söylüyor. Dayanıksız bina inşası, birden fazla aktöre sahip bir süreç. Bu aktörlerden bazıları riskli arazileri imara açan ve inşaatlara ruhsat veren belediyeler, bakanlığın inşaatı denetlemekle yetkilendirdiği bağlı yapı denetim uzmanları, inşaatı üstlenen ve vasfı konusunda herhangi bir standart bulunmayan müteahhitler ve bu uzun sürecin farklı aşamalarındaki mühendisler ve mimarlar… 

Oturduğumuz binaların dayanıklı olması ve bize olası bir afette güvenli alanlara kaçabilecek zamanı tanıması gerekiyor. Binalara dayanıklılık testi yaptırmanın önemi de tam olarak burada gün yüzüne çıkıyor.

Yapı Denetim ve Deprem Mühendisleri Derneği Başkanı Nazmi Şahin, yapıların dayanıklılık testi için bazı önerilerde bulunuyor.

  • Bina, 1998 yönetmeliğinden önce yapıldıysa,
  • Binadan fazla miktarda rutubet ve nem kokusu geliyorsa,
  • Yaklaşık 1985’te kullanılmaya başlanan hazır betondan yararlanılmadıysa, 
  • Binanın giriş katında dükkan varsa, yapılara dayanıklılık testi yaptırılması öneriliyor.

İstanbul'da yaşıyorsanız birkaç seçenek mevcut

İlk olarak 15 milyonun ikamet ettiği İstanbul’dan başlayalım. İstanbullular olası bir deprem felaketine karşı endişeli, çünkü uzmanlar Marmara depreminin eli kulağında olduğunu söylüyorBahsedeceğimiz tüm detaylar tüm şehirlerde de benzer süreçlerden geçiyor.

İstanbul’da yaşıyorsanız, başvurabileceğiniz ilk yetkili merci İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olabilir. İBB, 2019’dan beri binalara ücretsiz hızlı tarama yöntemi hizmeti sunuyor. 22 Şubat 2022’de Ekrem İmamoğlu, bu hizmetin artık tüm binalar için de geçerli olduğunu ancak 2000’den önce inşa edilen binaların önceliklendirileceğini açıkladı.

Hızlı tarama yönteminde yetkililer, binaya ait yükseklik, alan, kolon ve perde ölçüleri gibi verilerle bir rölöve hazırlayarak analiz ediliyor. Binadan herhangi bir numune alınmıyor.

Bina incelemesi sonucunda beş derecelendirmeye göre deprem dayanıklılık oranı belirleniyor:  A ve B sınıfı düşük risk, C sınıfı orta risk, D sınıfı yüksek risk, E sınıfı ise çok yüksek risk anlamına geliyor. D ve E sınıfında çıkan binaların ayrıntılı olarak incelenerek gerekli deprem güvenlik seviyesini sağlayacak şekilde güçlendirilmesi veya yenilenmesi öneriliyor ancak binayı boşaltma zorunluluğu yok.

İstanbul genelinde hızlı bina tarama yöntemiyle bina inceleme talebi için İBB Bina Tespit Uygulaması üzerinden başvuru yapabilirsiniz. Başvuruda bulunmak için apartman yönetimi kararına ya da apartmanda çoğunluk olmanıza gerek yok. Ev sahibi ya da kiracı olarak, herhangi bir kat malikinin müracaat etmesi yeterli. Apartmandan başka bir komşunun karşı çıkması ihtimali baki, ancak telefon ile konuştuğum İBB yetkilileri karşı çıkma gibi bir durumda tek kişinin başvurusunun yeterli olduğunu söyledi. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ek olarak Kadıköy Belediyesi de ilçedeki binalara ücretsiz dayanıklılık testi yapıyor. Kadıköy’de ikamet ediyorsanız, bu seçenek de değerlendirilebilir.

hizli tarama testi ibb

Hızlı dayanıklılık testi.

İlk adım: Binanın projesi incelenmeli

İBB, ilk etapta sadece 2000’den önce inşa edilen binaları dayanıklılık testine tabi tutuyordu. Ancak 22 Şubat itibariyle İstanbul’da yapım yılına bakılmaksızın tüm binalar için başvuru yapılabileceğini açıkladı.

Bu karar alınmadan önce, ailemin oturduğu bina 2013’te kentsel dönüşüme girdiği için İBB’nin ücretsiz hızlı testine başvuru yapamamıştık. Bu süreçte alternatif bir yola yöneldik. Avcılar Belediyesi’yle yaptığım görüşmede yetkililer binadan herhangi bir tapu sahibinin ilçe belediyesine müracaat ederek binanın projesini istemesi gerektiğini belirtti. Binanın projesi, başka bir teste gerek duyulsa da duyulmasa da her koşulda istenmeli. Fakat bu kısımda şöyle bir sorun var: Kiracılar başvuru yapamıyor.

Bina projesi, binanın zemin etüdü, yapı stoku, kullanılan beton türü gibi detayları içeriyor. Bu detayların yorumlanmasında uzman desteği gerekiyor. Yapıların sağlamlığı konusunda önemli detaylar içerse de proje tek başına binanın dayanıklılığını anlamak için yeterli değil.

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, mevcut proje alındıktan sonra bununla ilgili binada çalışma yapıp, projeyle binanın uyumlu olup olmadığının tespitinin yapılmasının önemini vurguluyor: “Çünkü resmi projelerle binalar arasında uyumsuzluk da söz konusu olabiliyor."

Dayanıklılık testi: Süreç nasıl ilerliyor?

Diyelim ki binanın projesini aldınız ve incelettiniz. Bu aşamadan sonra atılabilecek diğer adımsa dayanıklılık testi yaptırmak. Avcılar Belediyesi’ndeki yetkililer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi haricinde, özel bir firmayla anlaşarak da depreme dayanıklılık testi yaptırmanın mümkün olduğunu söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın lisans verdiği kuruluşlar, belediyeler ve özel kurumlar riskli yapı tespiti yapabiliyor. Hangi firmaların lisanslı olduğuna, 6306 Sayılı Kanun Kapsamında Riskli Yapıların Tespiti için Yetki Verilen Kurum ve Kuruluşlar listesi üzerinden ulaşılabiliyor.

İşler burada çetrefilleşiyor.

Binalarda yapı denetimi ve deprem risk analizi, 1999 depreminden sonra büyük bir sektör haline gelmiş durumda. Bu yüzden lisanslı ve güvenilir bir firma seçmek önemli. Mümkünse seçilen firmanın referanslarını, geçmişte üstlendikleri işleri kontrol etmek bir fikir verebilir.

Peki bu işin maliyeti ne? Maliyet, incelenecek binanın büyüklüğü, daire sayısı ve yapım yılına göre değişiklik gösteriyor. 

Riskli yapı tespitlerinin maliyetini kat malikleri ödüyor. Ailemin Avcılar’da ikamet ettiği beş daireli bina için görüştüğüm firma, ücretin 30 bin lira + KDV olduğunu ve İstanbul’da bundan daha uygun bir fiyat bulamayacağımızı söyledi. Başka bir firmadan fiyat dahi almadık, çünkü daire başına yaklaşık yedi bin lira masraf olacağını duyan komşularımız bina dayanıklılık testine çok da gerek olmadığını düşünmeye başladı.

Aslında yasal olarak kat maliklerinden herhangi birinin müracaatı üzerine risk tespiti yapılabiliyor. Bunun için binadan tek bir kişinin başvurmasının yeterli olduğu söylense de, görüştüğüm firma bütün kat maliklerinin, yönetim kararıyla onay vermesi gerektiğini söyledi. Çünkü şirketler apartmanda bir kişinin bile test yapılırken karşı çıkma olasılığından endişeleniyor ve bu olasılığı yönetim kararıyla bertaraf etmek istiyor.

Firmayla anlaştığınız durumda ilk önce ekipler gelip binaya fiziksel muayene ve proje uygunluk tespiti yapıyor. Bazı durumlarda ekiplerin binayı ayrıntılı bir biçimde incelemesi ve karot almadan röntgen yöntemini kullanması yeterli olabiliyor. Binanın zemini, temeli, kirişleri, duvarları, kolonları ve statik özellikleri üzerinde ayrıntılı inceleme yapılıyor. Uzmanlar inceleme sonucunda gerek görürse, karot alma yoluna gidebilir.

Karot testi nasıl yapılıyor?

Karot testi, binalarda kullanılan betonun kalitesini belirleyen en önemli laboratuvar testlerinden biri. Bu test, binalardan özel uca sahip bir matkapla silindir şeklinde beton numunesi alınarak yapılıyor. Binanın farklı bölümlerinden alınan parçalar, laboratuvarda inceleniyor.

Mimar Oktay Şahin, nihayetinde can güvenliği için yapılan bu işlemi "Karot almak, bir tür patolojik parça almaya benzer" diyerek şunları anlatıyor: "Ön belirtiler kanserse, hastadan biyopsi istenmesine benzetilebilir. Yani ön belirtileri sorunlu olan bir binada karot almadan soru işaretleri yanıtlanamaz, yapının sağlamlığı garanti edilemez."

Binanın analizi için lisanslı firmalar, her kattan karot alıyor. Alınan numuneler inşaat mühendisleri tarafından basınç testi gibi bir dizi laboratuvar testine sokuluyor. Haricinde, binada kullanılan betonun taşıma kapasitesine bakılıyor. Korozyon oluşup oluşmadığı kontrol ediliyor. Bu analizlerden sonra binanın mevcut durumu için bir rapor hazırlanıyor.

Özellikle 6 Şubat’taki depremlerden sonra karot testine rağbet epey arttı. Bu yüzden firmaların tespit ve analizlerinin tamamlanıp raporun hazırlanması birkaç ayı geçebiliyor.

karot testi

Karot testi numuneleri.

Karot testinin halihazırda sağlam olan binalara zarar verdiği söylentisi de apartman WhatsApp gruplarında konuşulan konulardan biri. Ancak bu iddia doğru değil, uzmanlar doğru uygulanan karot testinin binaya zarar vermediği konusunda hemfikir.

Binanın zemini en az bina kadar önemli

Deprem dayanıklılık testinde genellikle yapının beton ve demir kalitesi, kolon kiriş sistemi gibi özelliklerinin "iyi" olmasının yeterli olduğuna dair yaygın bir düşünce var. Oysa bina yönetmeliğe uygun görünse ve sağlam olsa bile zemin özelliklerine uygun inşa edilmemiş olabilir. Dolayısıyla, binanızı test ettirirken bu zemin etüdü yapılıp yapılmadığına da dikkat edebilirsiniz.

Özellikle giriş katında dükkan bulunan apartmanlarda kolon kesilmiş olma ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor.

Birçok insan dayanıklılık testi yaptırmak istemiyor   

Komşular arasında “raporda binamız çürük çıkarsa evsiz kalırız” kaygısı, tahmin ettiğimizden çok daha yaygın. 

Çünkü firmalar yapılan testin sonuçlarını, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bildirmekle yükümlü. Eğer bina için güçlendirme kararı varsa, binanın güçlendirilmesi yetiyor. Ancak binanın "çürük" olduğu tespit edilirse, kentsel dönüşüm kapsamına alınması gerekiyor. Bu durumda iki ay içinde tahliye ve yapının yıkılarak yeniden yapılması kararı çıkartılıyor.

Taşınmak zorunda kalan bina sakinlerinin önündeki seçenekler ya kendi imkanlarıyla ya da bir müteahhitlik firmasıyla anlaşarak binayı yeniden yaptırmak. İnşaat maliyetlerinin ciddi anlamda arttığı, su götürmez bir gerçek. 

Mevcut ekonomik şartlarda binaların depreme dayanıksız olduğu gerçeğiyle yüzleşmek, birçok insan için çok zor. Raporun çok riskli çıkmasıyla evi boşaltmak zorunda olma ihtimali, insanların bu testleri yaptırmalarından kaçınmalarına neden oluyor. 

Benzer bir tartışmayı elbette ailemin yaşadığı beş dairelik apartmanda da yaşadık. Bir komşumuz “müteahhit garanti verdiği için” binanın sağlam olduğundan emin, biriyse yapılacak teste güvenmiyor. Herkesin ortak kaygısıysa evsiz kalmak.

istanbul kentsel donusum

Yıkım öncesi tahliyenin ardından bina sakinleri, kentsel dönüşüm kapsamında devletten 18 ay süreyle kira yardımı alabiliyor. Ama bu süre bitiminde bina teslim edilmediyse, kira yardımı kesiliyor. Elbette sorunun çözümü sadece kira yardımıyla bitmiyor. Kentsel dönüşümün maddi ve manevi yükü, insanların oturdukları binalarının dayanıklılığı ile yüzleşmelerinin önünde koca bir engel. Zira taşınması, yeni evle ilgili ödenebilecek depozito ve hesaba katılmamış ciddi masraf kalemleri var.

Kısacası yaşananlar, binalarda zamanında alınacak önlemlerin ne denli gerekli ve hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Binaya dayanıklılık testi yaptırmak ve bina için uzmanların tavsiyelerine kulak vermek, olası bir depremde birçok insanın hayatını kurtarabilir.

Bu aşamada insanların yüzleşmekten korktuğu kentsel dönüşümün masrafı, dairenin değerinin düşmesi, gidecek başka bir yerin olmaması gibi gerçeklerin hafifletilmesinin sorumluluğu ise yerel yöneticiler ve hükümet yetkililerinde.