Hayatımıza gireli bir yıl oldu ve hemen hiçbir şey eskisi gibi değil. Maskeyle yaşıyor, toplu etkinlikler düzenleyemiyor, özgürce seyahat edemiyor, cebimizde dezenfektanlarla geziyoruz. Tüm bu olağanüstülüğe son verecek, bize yeni bir formda da olsa “normalimizi” geri kazandıracak en güçlü silaha çok yakınız: Salgını sona erdirme potansiyeli taşıyan bir aşı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün portalından izlenebileceği gibi, eşzamanlı olarak pek çok aşı çalışması yapılıyor. Birçok ülkeden birçok farklı firma ya da kurum, farklı formül ve teknikler kullanarak virüse karşı bağışıklık yanıtı üretebilecek bir aşı geliştirmeye çabalıyor.
Aslında aşı geliştirmek uzun ve meşakkatli bir iş. Ancak salgın küresel ve tehdit gündelik hayatı sakatlayacak kadar geniş kapsamlı olunca, normalde yıllara yayılabilen aşı geliştirme çalışmaları müthiş bir ivme kazandı. Yeni teknolojiler ve işbirliklerinin de yardımıyla, Covid-19’a karşı yüksek etkinlik gösteren birkaç aday aşı acil kullanım izinleri aldı. Başkaları da yolda.
Ancak bu müjdeyi kursağımızda bırakabilecek, aşı reddine ve dolayısıyla gerekli sürü bağışıklığına ulaşılabilmesine mani olabilecek tehlikeli bir dalga da ufukta. Sosyal medya ve zaman zaman konvansiyonel medyanın da katkısıyla, neredeyse tamamen komplo teorilerinden beslenen aşı karşıtı tezler zaman tünellerimizde akmaya başladı.
Alınan önlemlere karşın küresel olarak en az 1,3 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden olmuş bir hastalığın sonunu getirmeye aday, üstelik belli prosedürler izlenerek geliştirilmiş medikal bir ürüne karşı gelişebilecek olası direncin sonuçları, hepimiz için ağır olabilir.
Üstelik aşı karşıtı tezler ya da genel olarak komplo teorileri aynı bilimsel özen ve yöntemsel duyarlılık gözetilerek üretilmiyor. Güçsüz bağlantılardan, duygulardan beslenen çıkarımlardan oluşuyorlar. Yani buradaki mücadele, pek adil de değil.
Teyit olarak geçtiğimiz yıl, daha Covid-19 pandemisi kapımızı çalmazdan önce, Soner Yalçın’ın iddiaları üzerine kurulu Kara Kutu adlı kitabı üzerinden aşı karşıtlığını masaya yatırmıştık. Bu ihtiyaç yeniden hasıl olmasın isterdik, ancak öyle olmadı.
Bu nedenle Covid-19 için geliştirilen aday aşılar üzerinden ortaya atılan iddiaları da derli toplu ve belli bir metodoloji dahilinde bu ana sayfa üzerinden takip edebilmenizi sağlamaya karar verdik.
Sağlıkla ve bilimle kalın.
RNA aşılarının insan DNA’sını değiştireceği iddiası
mRNA, kendini konak genetik materyale tamamen entegre etmiyor ve aşıdaki RNA zinciri, protein yapıldıktan sonra yok oluyor. Yani vücudumuza yepyeni bir genetik kod enjekte edilmesi söz konusu değil.
Covid-19 aşısı ile insanlara mikroçipler yerleştirileceği iddiası
Covid-19 aşılarıyla insanlara mikroçip yerleştirileceği iddiasının bilimsel bir dayanağı yok. Var olan mikroçiplerin aşılar yoluyla enjekte edilmesi de mümkün değil.
Covid-19 aşılarının mıknatıslanmaya sebep olacak miktarda metal içerdiği iddiası
Bazı aşılarda yer alan eser miktarda alüminyumun insan sağlığına zarar vermesi ya da mıknatıslanmaya neden olması söz konusu değil.
Covid-19 aşısının bazı gençlerde kalp iltihaplanmasına sebep olduğu iddiası
CDC, Covid-19 aşıları ile bazı gençlerde görülen kalp iltihaplanmaları arasında ilişki olduğu yargısına varmış değil.
Covid-19 aşılarının insan vücudunda zehir ürettiği iddiası
Aşı kaynaklı spike proteinin insan vücudunda zehirli bir etkiye yol açarak kardiyovasküler hasara neden olduğuna kanıt yok.
Covid-19 aşısı ile insanlara maymun ve domuz genleri enjekte edileceği iddiası
Hayvansal jelatin, aşıların güvenli ve etkili olmasını sağlıyor; ancak insan DNA’sına hiçbir etkisi yok. Maymun hücreleri ise virüslerin izolasyonunda kullanılıyor. Covid-19 için geliştirilen RNA bazlı aşılarda bu hücrelerden yararlanılmıyor.
Bazı kişilerin kollarına mıknatıs yapışmasının Covid-19 aşılarında çip olduğunu gösterdiği iddiası
Bilim insanları, bazı kişilerin derilerine manyetik cisimlerin yapışmasını, tenlerinin yapısından kaynaklı sürtünmeye bağlıyor.
Covid-19 aşılarıyla insanlara fetüs hücreleri enjekte edileceği iddiası
İnsan fetüs hücreleri, aşı geliştirme aşamasında virüsü izole etmek için kullanılabiliyor, ancak nihai üründe yer almıyor. Yanı sıra, RNA bazlı aşılarda canlı hücrelerden yararlanılmıyor.
Koronavirüs sürekli mutasyona uğradığı için aşının işe yaramayacağı iddiası
Bununla beraber, virüsün mutasyona uğradığı en kötü senaryoda bile, etkinliği kanıtlanan aşılar hastalığın yayılımını durdurma anlamında olumlu bir etki yaratma potansiyeline sahip.
İnterferon üretemeyenlerde Covid-19 aşısının işe yaramayacağı iddiası
İnterferon eksikliği toplumda çok nadir görülüyor, bu nedenle Covid-19 aşılarının etkinliğini etkilemesi söz konusu değil.
Aşıdaki luciferase enziminin genlerimizi değiştireceği iddiası
Covid-19 aşılarındaki luciferase enziminin genlerimizi değiştirip insanları radyo dalgaları toplayan antenlere dönüştüreceği iddialarının bilimsel dayanağı yok.
12 aşı gönüllüsü koronavirüse yakalandığından aşının etkisiz olduğu iddiası
Sinovac’ın denemelerine katılan 12 gönüllünün koronavirüse yakalandığı bilgisi resmi bir açıklamaya dayanmıyor. Kaldı ki 12 kişi deney grupları için çok düşük bir oran.
Aşı üreticilerinin aşı olmasının yasak olduğu iddiası
Uğur Şahin ve ekibi, etik kurallara uygun olmadığı için çalışmalarda denek olamıyor. Henüz aşı olamamalarının nedeni ise öncelikle riskli grupların aşılanması.
Aşılarda bulunan maddeler o kadar 'korkutucu' mu?
Aşılardaki maddelerin bazıları bozulmamaları için, bazıları da daha etkili olmaları için çok küçük miktarlarda ekleniyor.
En ucuz tedavi aşı
Gerçekten “birileri zengin olsun” diye mi aşı oluyoruz? Aslında aşılar ilaç firmaları için göründüğü kadar kârlı değiller. Elbette firmalar da kâr ediyor, ama aşılama hastalıklarla mukayese edildiğinde, fena halde bizim lehimize.
Aşı ve ilaçlar nasıl geliştiriliyor?
Bir ilaç ya da aşının güvenli ve etkili olduğundan emin olunmasını sağlayan prosedürlere hakim olmak, aklımızdaki şüphelerle baş etmemize destek olabilir.
Büyüteç: Hızlı ve adil bağışıklamada patent engeli aşılabilir, ya sonra?
Küresel bir halk sağlığı krizi karşısında patentlerden feragat edilmesi tarihi bir adım olabilir. Ancak aşı endüstrisi, mevcut üretim ilişkilerinden bağımsız değil ve patentlere istisna getirildiğinde mucize beklememek gerek.
Covid-19 tedavisinde denenen ilaç ve aşı çalışmaları ne durumda?
Tüm dünyanın Covid-19 tedavisi için merakla beklediği ve umut bağladığı aşı ve ilaç çalışmaları ne durumda? Yeni gelişmelerle güncellenen canlı içeriğimizden takip edin.
Covid-19 aşısı nasıl oldu da bu kadar kısa sürede bulundu?
Covid-19 aday aşılarının hızlıca bulunmasının bazı nedenleri olduğu açık, ancak bu global bir komplodan değil, salgının kendine has koşulları ile çağın olanaklarından kaynaklı.
Aşıların kısırlığa neden olduğunu gösteren bir kanıt yok
Araştırmalara göre aşılanan bireylerin kısırlık oranlarında diğerlerine göre dikkate değer bir fark yok. Ayrıca aşıların kısırlığa neden olduğuna dair bilimsel bir çalışma bulunmuyor.
Aşı gönüllüleri anlatıyor: 'Üzerime düşeni yapıyorum'
Aşı çalışmalarına denek olarak katılanların gönüllü olma motivasyonları çeşitlilik gösterse de, bilime güveniyor olmaları ortak noktaları.
Aşı kararsızlığı: Neden şüphe ediyoruz ve aşılara nasıl yeniden güvenebiliriz?
Aşı karşıtı olmadığı halde, Covid-19 aşılarına tereddütle yaklaşanların bazı ortak kaygıları var: Aşıların kısa zamanda geliştirilmiş olması, üreticinin niteliği, kamu otoritesine güvensizlik, mRNA aşılarının ilk kez uygulanacak olması gibi. Bu kaygılardan, en azından aşılarla ilgili olanların bilimsel yanıtlarını dinlemeye açıklar.
Covid-19 aşısı olanların etraflarındakileri de aşıya maruz bıraktığı iddiası
Aşılar sadece aşı olan kişileri etkilediğinden aşıların bulaşıcı etkisi yok. Aşıya solunum ve ten temasıyla maruz kalmak mümkün değil. “Maruziyet” ifadesi, klinik çalışmalarda yer almak anlamına geliyor.
Covid-19 aşısı olanların bir daha kan veremeyeceği iddiası
Covid-19 aşısı olanlar kan verebiliyor. Kızılay, aşı olduktan yedi gün sonra semptom göstermeyen kişilerin bağışlarını kabul ediyor.
Covid-19 mRNA aşılarından sonra alınması gerektiği iddia edilen takviyeler
Covid-19 mRNA aşılarının yan etkilerini azaltmak için takviye alınmasına gerek yok. Yan etkilerin çoğunun bir iki gün içerisinde kendiliğinden geçiyor. Olası yan etkileri azaltmak için aşı yapılan gün yorucu fiziksel aktivitelerden kaçınmak ve bol su tüketmek iyi olabilir.
Covid-19 aşısının kalp krizi riskini artırdığı iddiası
Kalp krizleri ile Covid-19 aşıları arasında bilinen bir bağ yok. Kalp krizi sayısı arttıysa bile, bunun nedeni hastalığın kendi ile pandeminin dolaylı etkileri.