AK Parti hükümetinin iktidarda olduğu 17 yıllık süre zarfında Türkiye’de içki meselesi, hükümetçe getirilen yasal kısıtlamalara ve yapılan vergi zamlarına bağlı olarak sıkça gündem oldu. İçkinin, fiyatı itibariyle artık bir lüks tüketim ürünü olduğu ve kamusal alandaki görünürlüğünün çok azaldığı da rahatlıkla söylenebilir. Bu gelişmelerin sonucunda, içki fiyatları ve vergi temalı paylaşımlar da sosyal medyada sıkça kendine yer buldu. Biz de bu konuda Teyit'e iletilen ihbarları, içkiye getirilen kısıtlamaların ve yapılan zamların yasal dayanakları ve alım gücü bağlamlarında inceledik.
İçkili yılbaşı sepetleri nereye kayboldu?
Bu iddialardan en yakın tarihlisi Fatih Koparan isimli bir Twitter kullanıcısı tarafından paylaşılan ve Migros’un 2008 ve 2018 yılbaşı sepetlerini gösterdiği iddia edilen görsel. Görseldeki 2008 sepetlerinin alkol içerdiği ve alkollü içkilerin, bugün ile karşılaştırıldığında, enflasyon hesaba katıldığında dahi oldukça makul fiyatlarda olduğu dikkat çekiyor. 2018 sepetinin muhteviyatında ise alkol bulunmuyor. Bu tip paylaşımların, aşağıda değinileceği üzere, yeni yılın artık bir klasik olarak içki zamlarıyla başlaması ve daha fazla insanın yılbaşı akşamında içki tüketmesiyle alakalı olarak gündeme geldiği tahmin edilebilir.
Görselin Migros’ta satılan 2008 ve 2018 yılbaşı sepetlerini gösterdiği iddiası doğru. Migros’un 2008’de 6 adet yılbaşı sepeti satışa sunduğu görülebiliyor. İsimlerin ve fiyatların görseldekilerle uyuştuğu fark edilebilir. Yine, 6 sepetten diğer 4 tanesinin de içeriğinin bulunduğu iki adet görsele ulaşmak mümkün. Aşağıda görülebilen görseller Hürriyet’in haberinde geçen fiyatlar ve isimlerle uyumlu.
Benzer bir iddia 2014 yılbaşı için satılan sepetler hakkında yayılmış. 17 Aralık 2018’de Biliyor Muydunuz isimli bir hesaptan paylaşılan görselin 2014’te satılan yılbaşı sepetlerini gösterdiği iddiası 250’ye yakın retweet, 1000’den fazla da beğeni almış.
Aralık 2013 tarihli yılbaşı sepetleri
Bu iddia da doğru. Çeşitli kampanya ve haber sitelerinde Aralık 2013 tarihli girilerde Carrefour’un sattığı bu sepetlerinreklamlarınarastlanabiliyor.
Yılbaşı sepetlerinde 2014’ten beri alkollü içki bulundurulamıyor. Bunun nedeni daha sonra kapatılıp Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlanan Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurulu (TAPDK) tarafından 2015’te getirilen yasak. 21 Ekim 2015 tarihli ve 9968 sayılı karar 5 Kasım 2015’te Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmiş ve yılbaşı sepetlerinde tütün ürünü ve alkollü içki bulundurulması yasaklanmıştı.
Alkole dair kampanya, promosyon, tanıtım ve etkinlik yasak
Yasağın sebebi, 6487 sayılı torba yasa ile 24 Mayıs 2013’te içkiye getirilen promosyon yasakları. 11 Haziran 2013’te yürürlüğe giren yasa, daha ziyade 22:00 - 06:00 saatleri arasında perakende alkollü içki satışının yasaklanmasıyla uzun süre gündemde kalmıştı. Bu kanun ile 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6. maddesi değiştirilmiş ve mevcut reklam ve promosyon yasaklarının kapsamları genişletilmişti. Öyle ki, içkili mekanların ve tekel bayilerinin tabelalarındaki reklamlar kaldırılmış, içki satışında eşantiyon olarak bardak vb ürünler verilmesi bile yasadışı ilan edilmişti. Yine benzer biçimde televizyon, dizi, film ve müzik kliplerinde de içki görüntüsü yasaklanmıştı. Reklam yasağı yürürlüğe girmeden önce içki firmalarının verdikleri son reklamlara buradan ulaşılabilir.
Yasaklar öncesi Yeni Rakı’nın son reklamı
2013’te getirilen bu yasaklar, AK Parti hükümetinin içki konusunda attığı ilk adım değildi. 7 Ocak 2011 tarihli Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile de bir dizi yasak getirilmiş, reklam yasağı çerçevesinde Efes Pilsen Spor Kulübü adını Anadolu Efes Spor Kulübü olarak değiştirmek zorunda kalmıştı. Yine, Eylül 2012’de de Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı üniversite kampüslerindeki restoranlarda içki satışı yasaklanmıştı.
Diğer ülkelerde içki yasakları ne durumda?
Uygulanma motivasyonları tartışılabilecek olsa da, içkiye dair yasaklar sadece Türkiye’de yok. Örneğin İrlanda, Kasım 2019’da yürürlüğe girmesi planlanan yasa ile toplu taşıma araçlarında ve okullara 200 metreden yakın mesafede alkol reklamlarını yasakladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün Küresel Alkol ve Sağlık Durum Raporu'na göre Avrupa’da kişi başı içki tüketim miktarında ikinci sırada olan Litvanya da geçtiğimiz sene alkol reklamlarını yasaklayan bir yasayı kabul etti. Benzer sınırlamalar Finlandiya’da da var. Avrupa’daki en sıkı içki regülasyonlarına sahip ülkelerinden biri olan İsveç, içki kaynaklı sağlık problemlerini minimize etmek için uzun süre önce içki piyasasını tekelleştirdi ve içki, İsveç’te, Systembolaget adlı bir kamu iktisadi teşebbüsünün bayilerinde, sıkı satış saatlerine bağlı olarak ve kar amacı olmaksızın satılıyor. Burada belirtmek gerekiyor ki söz konusu ülkelerde kişi başı alkol tüketim miktarı, yukarıda atıfta bulunulan Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre, Türkiye’nin 4,5 ila 7,5 katı. Bu ülkelerde alkolizm ciddi bir sorun. Bu konuda Türkiye’nin konumuna ise dosyanın ikinci kısmında değinilecek.
Bir diğer nokta ise bu tür düzenlemelerin olduğu diğer ülkelerde içkiye uygulanan vergi, alım gücüne bağlı içki tüketimi Türkiye ile karşılaştırılamayacak seviyelerde.
Altı ayda bir otomatik vergi zammı geliyor
Yılbaşı sepetlerine dair yapılan paylaşımlarda asıl dikkat çekilen nokta sepetlerde alkollü içeceklerin yer almasının yasaklanmasından ziyade içkilerin günümüze nazaran uygun fiyatlı oluşu.
İçkinin son yıllarda bu kadar pahalanmasının yasal dayanağının 4760 sayılı Özel Tüketim Vergi Kanunu’nun 12. maddesinin 3. fıkrası olduğunu söylemek mümkün. 31 Mayıs 2012 tarihinde bu maddeye getirilen düzenlemeye göre içkideki maktu vergi tutarına, Ocak ve Temmuz aylarında enflasyon oranında zam geliyor. Vatandaşların önemli bir kısmının geliri altı ayda bir enflasyon oranında otomatikman artmadığı için de bu, uzun vadede, alkolün insanların alım gücü kapsamından çıkması anlamına geliyor.
10 yılda asgari ücret 3,4, rakı fiyatı 4,75 katına çıktı
Her ne kadar ÖTV zammı 2012 yılında otomatiğe bağlanmış ve bu durum 2013’te yürürlüğe girmiş olsa da 2010, 2011 ve 2012 yıllarında da içkiye büyük ÖTV zamları getirilmişti. 2010 yılındaki zam ile bir şişe büyük (70 cl) Yeni Rakı 30 TL’den 34 TL’ye çıkmıştı. 2011 yılında motorlu taşıtlarla beraber içkideki maktu ÖTV tutarına da yüzde 20 ila 40 arasında değişen oranlarda zam gelmiş; 2012 yılındaki başka bir zamla da bir büyük Yeni Rakı’nın fiyatı 50 TL’yi bulmuştu. 2019 itibariyle, otomatik zamların da etkisiyle bir büyük Yeni Rakı’nın fiyatı 142.5 TL’yi görmüş durumda. TÜİK’in Tüketici Madde Fiyatları’na göre 2009- 2018 yılları arasında rakı fiyatlarını buradan görebilirsiniz.
Karşılaştırma açısından örneklendirilecek olunursa, 2010 yılında asgari ücret net 599 TL idi ve asgari ücretli bir vatandaş, net maaşıyla 20 şişe rakı alabiliyordu. Bugün ise 14 şişe alabiliyor.
Benzer biçimde, Associated Press’e göre 2004’ten beri rakı fiyatları yüzde 500 oranında artarken tüketici fiyat endeksi aynı dönemde yüzde 161 oranında arttı. Vergi uzmanı Ozan Bingöl, bugün, bir şişe rakının satış fiyatının yüzde 82,5’inin vergilerden oluştuğunu belirtiyor.
Asgari ücretle kaç şişe viski alınır?
Asgari ücretlere göre içki satın alabilme gücünü diğer ülkelerle viski üzerinden karşılaştırabiliriz. Brüt asgari ücretlerden karşılaştıracak olursak, asgari ücretli bir vatandaş, brüt maaşıyla, şişesi 219,5 TL’den yaklaşık 12 şişe Jack Daniel’s (70 cl) alabiliyor. Net maaşı baz aldığımızda bu rakam 9 şişeye düşüyor. Dünya çapındaki yaygınlığı düşünüldüğünde karşılaştırma açısından kolaylık olması açısından seçtiğimiz Jack Daniel’s, Amerikan menşeli, dünyanın en çok satan 6. viski markası. Örneğin Fransız bir asgari ücretli çalışan, brüt maaşıyla şişesi 19 Euro’dan yaklaşık 79 şişe Jack Daniel’s alabiliyor. Birleşik Krallık’ta asgari ücretli bir vatandaş şişesi 26 Pound’dan 48 şişe Jack Daniel’s alabiliyor. Bir şişe Jack Daniel’s’ın 34 Euro olduğu 4. sıradaki İrlanda’da da yine asgari ücretli bir vatandaş brüt bir aylığıyla yaklaşık 48 şişe Jack Daniel’s alabiliyor. Yunanistan’da ise bu rakam 27 şişe.
Belki de Türkiye’deki içki alım gücünü, içkiye yönelik sınırlamaların ve yasakların Türkiye gibi fazla olduğu başka ülkelerle karşılaştırmak daha doğru olacaktır. Avrupa Birliği’ni kapsayan “Dadı Devlet Endeksi” (Nanny State Index), ülkelere göre içki, tütün, e-sigaralar ve yiyecek-içeceklere uygulanan sınırlamalar üzerinden hazırlanan ve bu ürünlerin Avrupa Birliği sınırları içerisinde en rahat ve en zor tüketildiği yerleri listelemeyi amaçlayan bir endeks. İçki başlığı altında -alım gücüne göre oranlanmış- vergilendirme, reklam yasakları ve diğer kısıtlamalar yer alıyor. Bu endeks, yukarıda örnek gösterilen Fransa’nın 28 ülke içerisinde içkiye uygulanan vergi bağlamında 14. sırada olduğunu gösteriyor. Bu listenin birinci ve üçüncü sıralarındaki Finlandiya ve İsveç’te asgari ücret yok. Listeye göre Birleşik Krallık ikinci, İrlanda dördüncü, Yunanistan ise yedinci sırada. Yani asgari ücretle içki alım gücünü karşılaştırdığımız ülkelerin de içkiye uyguladıkları vergi Avrupa ülkeleri içerisinde fazla olsa dahi Türkiye ile kıyaslandığında aradaki fark görülebiliyor.
Yunanistan ile fiyatlar, iki ülkenin milli içkileri, kardeş içkiler rakı ve ouzo üzerinden de karşılaştırılabilir. Yunanistan’ın en popüler ouzo markalarından Plomari’nin 70 cl’lik şişesinin fiyatı 9,5 Euro. Bu, asgari ücretli bir Yunan vatandaşının brüt maaşıyla 72 şişe ouzo alabilmesi demek. Bir Türk vatandaşı ise brüt asgari ücretiyle yaklaşık 18 şişe Yeni Rakı alabiliyor.
Bir şişe bira için İngiliz 6,5 Fransız 8, İrlandalı 11, Yunan 21, Türk 47 dakika çalışıyor
Euronews’un Türkiye’deki alkol fiyatları ile Avrupa’daki alkol fiyatlarını karşılaştırdığı bir çalışması bulunuyor. Buna göre bir Türk vatandaşı bir kutu bira için 45 dakika çalışırken bir Fransız 8 dakika çalışıyor.
Euronews, yaptığı karşılaştırmada ortalama ücret olarak hangi miktarı baz aldığını belirtmemiş. Hesaplama kolaylığı için yine asgari ücret baz alındığında da saatlik brüt asgari ücretin saatlik 10,03 Euro olduğu Fransa’da en popüler bira Kronenbourg, 1,30 Euro’dan satılıyor. Bu da bir Fransız’ın bir şişe bira için yaklaşık 8 dakika çalıştığı anlamına geliyor. Yukarıda belirlediğimiz ülkelerden devam edecek olursak, Nisan 2019’da brüt asgari ücretin saatte 8,21 Pound’a çıkacağı Birleşik Krallık’ta bu rakam, bir kutu Carling’in 0,90 Pound olduğu göz önüne alınırsa yaklaşık 6,5 dakika. Brüt asgari ücretin saatlik 9,80 Euro olduğu İrlanda’da, asgari ücretli bir vatandaş ise 1,87 Euro’dan bir kutu Guinness için 11 dakika çalışıyor. Son olarak, ekonomik krizden ötürü 6 senedir asgari ücrete herhangi bir zammın gelmediği ve saatlik asgari ücretin 3,94 Euro olduğu Yunanistan’da 1,38 Euro’dan bir kutu Mythos için 21 dakika çalışılıyor. Türkiye’de ise bir şişe Efes’i 9 TL, saatlik asgari ücreti de aylık 225 saatten11,37 TL olarak hesapladığımızda, asgari ücretli bir çalışanın 1 şişe Efes için 47 dakika çalıştığı sonucu ortaya çıkıyor.
ÖTV devlet için hayati bir gelir kalemi
ÖTV’nin ve genel olarak dolaylı vergilerin devlet bütçesinin can damarlarından biri olduğunu söylemek yanlış olmaz. Öyle ki, Cumhuriyet’in vergi uzmanı Ozan Bingöl’ü kaynak gösterdiği haberine göre, 2017 yılında devletin vergi geliri 536 milyar TL iken bunun yüzde 67’si dolaylı vergilerden oluşmuş ve yaklaşık 138 milyar TL’si ÖTV’den toplanmış. Toplanan ÖTV’nin 10 milyar TL’sini ise içkilerden alınan ÖTV oluşturmuş.
Buna bağlı olarak sosyal medyada yayılan bir başka iddia ise devletin alkollü içeceklerden aylık ÖTV gelirinin 14 milyar TL’yi bulduğu oldu. Temmuz 2018’den beri dolaşımda olduğu görülen bu iddia ise yanlış. Yukarıda belirtildiği gibi, 2017’de devletin kasasına içkiden giren ÖTV geliri 10 milyar TL civarında. 2018’de ise tütün ve içkiden toplam 55 milyar TL gelir elde edilmiş. Dolayısıyla sadece içkiden 1 ayda 14 milyar TL ÖTV geliri elde edilmesi pek mümkün görünmüyor. Devletin 2019 yılında içkiden ÖTV geliri beklentisi ise 15 milyar TL civarında.