2023 seçimlerinin çelişkili tartışması: Millet İttifakı ve LGBTİ+’lar

LGBTİ+ hakları siyasetçilerin gündeminde yeterince yer bulamıyorken, iktidarın, seçim meydanlarında sık sık Altılı Masa’ya atfettiği “LGBTİ+’cı” söylemi ne kadar gerçekçi?


05/05/2023 16:45 14 dk okuma

Özet

Millet İttifakı'nın LGBTİ+ haklarına ilişkin ortak bir açıklaması yok. Daha ziyade, ittifakın liderlerinin bireysel olarak LGBTİ+’ye destek ve karşıt açıklamaları bulunuyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın LGBTİ+ haklarını destekleyen açıklamaları bulunuyor.

LGBTİ+ hak savunucuları, özellikle Millet İttifakı'nın LGBTİ+ haklarını kapsayan bir politika izlemeyerek hata ettiğini düşünüyor.

Soylu’nun iddia ettiği gibi LGBTİ+ zoofiliyi kapsamıyor. “Hayvanla evlilik” yasalar önünde bir suç.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında “Eşcinsellerin yasal güvenceye alınması şart, onlara yapılan muameleler insani değil” demişti.

İktidarın 2014'e kadar LGBTİ+ hakları karşıtı sert bir politika izlemediği ve Onur Yürüyüşleri'ne de daha özgürlükçü yaklaştığı söylenebilir.

LGBTİ+ karşıtlığı Putin, Bolsonaro ve Trump gibi sağ popülist liderler arasında yükselişte.

Seçimlere sayılı günler kala cumhurbaşkanı adayları, seçim meydanlarından halka seslenerek vaatlerini sıralıyor. İktidar ve muhalefet partilerinin seçim vaatleri birçok alanda farklılık gösterse de her iki kanatta da yeterince ses bulmayan ortak bir konu olduğu söylenebilir: LGBTİ+ hakları.

Aslında LGBTİ+’nın seçim gündeminde hiç yer bulmadığını söylemek doğru olmaz. Zira iktidar partisinden birçok isim, muhalefetin LGBTİ+ topluluğunu desteklediği yönünde iddialar gündeme getiriyor. Öyle ki, AK Parti’nin gözünde önümüzdeki seçimler “ya biz, ya LGBTİ+’cılar” seviyesine indirgenmiş durumda. 

Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Nisan 2023’te katıldığı Denizli mitinginde Altılı Masa’yı kastederek  “Bunlar LGBTİ’ci” demişti. Süleyman Soylu, 16 Nisan 2023’te “Biz gideceğiz. Bu LGBTİ’ciler gelecek. Aynı cinslerin evlenmesini isteyenler gelecek. Tövbe estağfurullah ya” demişti. Soylu 27 Nisan 2023’te, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili "Erkeğin erkekle, kadının kadınla evlenip evlenmemesinin kararını vereceğiz" ifadelerini kullanmıştı. Erdoğan 4 Mayıs'ta yaptığı açıklamada da "Biz LGBT'ci değiliz" dedi.

Daha sonra Soylu, bir şampuan reklamında geçen “Kız kıza yakın olmak kadar doğal” ifadelerine yönelik o reklamları kaldıracaklarını açıkladı. En çarpıcı açıklamalardan biri de Süleyman Soylu’nun 28 Nisan 2023’te ortaya attığı LGBTİ+ içinde hayvanlarla insanların evlenmesinin de olduğu iddiasıydı.

Tüm bu açıklamalar ışığında, AK Parti iktidarının seçim demeçlerinde sık sık LGBTİ+’yı hedef aldığı bir dil inşa etmişken, başta Altılı Masa olmak üzere muhalefet partilerini de LGBTİ+ destekçisi olmakla eleştirdiği görülüyor. Yani tabiri caizse iktidara göre LGBTİ+ bir şeytansa, muhalefet partileri halk arasında bu “şeytanların” salınması için dört bir elden çalışıyor.

erdoga lgbt haklar altili masa

Peki Altılı Masa’ya atfedilen “LGBTİ’ciler” açıklamaları ne kadar gerçekçi? LGBTİ+’ların hakları siyasetçilerin gündeminde yeterince yer bulabiliyor mu?

Millet İttifakının LGBTİ+ haklarına ilişkin ortak bir söylemi yok

Millet İttifakının parti programları ve ortak mutabakat metni incelendiğinde, LGBTİ+’ları kapsayan bir vaat bulunmadığı görülüyor. Yani iktidarın atfettiğinin aksine, LGBTİ+’ların Millet İttifakı’nda sesi dahi yok.

Yazılı ve ortak bir politika belirlenmemiş olsa da, Millet İttifakı liderlerinin bireysel olarak yaptığı bazı açıklamalar mevcut. Örneğin DEVA Partisi lideri Ali Babacan, 16 Mart 2023’te katıldığı bir programda LGBTİ+ konusunda herkesin hayat tarzlarına saygı duyduklarını vurgulayarak devletin hayat tarzlarına müdahalesine de karşı olduklarını söyledi.

Altılı Masa liderlerinin geçmişte LGBTİ+ ile ilgili yaptığı pozitif ve negatif açıklamalara bakacak olursak bir görüş birliği olmadığını söyleyebiliriz.

2021’de Buket Aydın'ın programına konuk olan Kemal Kılıçdaroğlu, "LGBTİ Türk aile yapısını bozuyor mu?" sorusuna, "Hayır efendim ilgisi yok. Türk aile yapısını niye bozsun?" şeklinde cevap verdi. “Siz ne olarak görüyorsunuz? LGBTİ’yi ahlak dışı, sapıkça görüyorlar, görenler var” sorusu üzerine de “Efendim o ayrı bir şey ama bu sözleşmeyle bunun bir ilgisi yok. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, herkesin yaşam tarzına saygı göstermek zorundasınız” dedi.

2022 yılında Kemal Kılıçdaroğlu imzalı billboardlarda “cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” ifadelerine yer verilse de güncel seçim vaatlerinde bu açıklamayı destekleyen bir adım atılmadığı görülüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Faik Öztrak, gelen tepkiler üzerine Kılıçdaroğlu imzalı “cinsel yönelim” afişleriyle amaçlarının, “her türlü ayrımcılığın engellenmesi” olduğu cevabıyla karşılık vermişti.

kilicdaroglu afis

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde “LGBTİ+’nın önünü açacakları” iddialarına cevaben “Adam çıkmış ağzından sürekli şu çıkıyor: LGBT. Eğer biz iktidar olursak erkek erkeğe evliliği serbest bırakacakmışız. Onca şey içinde akla gelen bu. Daha vahimi onla da yetinmedi, meğer erkekler hayvanlarla da evlenecekmiş onu da serbest bırakacakmışız. Ya böyle bir fantezi olur mu oğlum. Ben tüm psikiyatrları bu arkadaşı muayene etmeye davet ediyorum” dedi. 

2020’de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in LGBTİ+ politikasına yönelik cevabı, “Ben çocuğumun böyle bir tercihte bulunmasını anne olarak istemem. Bu benim bireysel tutumum. Ama böyle bir tercihte bir vatandaşın dövülmesini, şiddete uğramasını da istemem.” şeklinde olmuştu.

Öte yandan Millet İttifakı'nda açıkça LGBTİ+ karşıtlığı yapan bir isim var: Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu. Karamollaoğlu, 26 Mart 2023’te “İki tane erkek iki tane kadın bir araya gelmiş; ‘biz bir aileyiz’ diyor. Hadi oradan!” açıklamasında bulunmuştu.

Millet İttifakı liderleri dışında, geçmişte muhalif belediyelerin LGBTİ+ haklarını desteklediği söylenebilir. Mesela 2017’de Beşiktaş Belediyesi, İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası için belediye binasına gökkuşağı bayrağı asmıştı

2016’da Kadıköy Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği’nin hazırladığı “Lezbiyenim, biseksüelim, transım, interseksim: Okulda, işte mecliste her yerdeyim!” pankartını billboardlara taşımıştı. Pankartın billboardlarda yer almasının ardından change.org’da “Kadıköy belediyesi bu billboard’u kaldırsın” başlıklı kampanya başlatılmıştı.

Her ne kadar Cumhur İttifakı, Millet İttifakı’nı “LGBT’ci” olarak yaftalasa da Altılı Masa’nın bugüne kadar basına yansıyan değerlendirmeleri ve ortak açıklamaları göz önüne alındığında, Millet İttifakı’nın LGBTİ+ haklarını savunan ve sahip çıkan bir tutum sergilediğini söylemek pek mümkün değil.

Onun yerine, bazı Millet İttifakı liderlerinin bireysel destek ve karşı çıkma açıklamalarından bahsedilebilir. Dahası, Millet İttifakı’nın ortak mutabakat metnine, LGBTİ+’ların seçim açıklamalarına hiç yansımaması, ittifakın bu konuda yeterli bir bilgi ve mücadele birikimine sahip olmadığına ve bu konuda ortaklaşamadıklarına işaret ediyor.

Emek ve Özgürlük İttifakı LGBTİ+ haklarını destekleyen adımlar atıyor

İktidarın “LGBT’ciler” söylemi çoğunlukla Millet İttifakı'na yönelik olsa da, seçimlerde yer alacak bir diğer ittifak olan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın da LGBTİ+’lara karşı yaklaşımını incelemek gerek. Millet İttifakı’nın sessiz yaklaşımına karşın, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın 14 Mayıs Seçim Mutabakat Bildirgesinde LGBTİ+ haklarına yer verilmiş. Bildirgede açıkça “Kadınlar ve LGBTİ’ ler için toplumsal cinsiyet eşitliği önündeki siyasal, idari, ekonomik ve kültürel tüm engeller acil olarak kaldırılacaktır.” ifadesi geçiyor.

Bildirge yayınlanmadan önce de Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin LGBTİ+ haklarını kapsayan açıklamalar yaptığını görüyoruz. Mesela 13 Mart 2023’te Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “AKP sona erdikten sonra Cumhuriyetin ikinci yüzyılında tüm yurttaşların eşit yurttaşlık bilinciyle, özgür, mutlu, barış içinde yaşayabileceği, emekçilerin kadınların, gençlerin, LGBT artıların haklarını alabilecekleri bir Türkiye hayalimiz var.” demişti. Parti Sözcüsü Sera Kadıgil, birçok kez meclis kürsüsünde LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığın karşısında duracağını belirttiği açıklamalar yapmıştı.

Türkiye İşçi Partisi (TİP)’in milletvekili listelerinde trans aktivist Esmeray Özadikti yer alıyor. Yeşil Sol Parti’den milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, Özgül Saki ve Kezban Konukçu gibi isimler de LGBTİ+ haklarını savunan açıklamalar yapıyor

SPoD, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri ile görüşerek seçim sürecinde LGBTİ+’lara yönelik kapsayıcı politikalar üretilmesi için talepleri iletmişti.

LGBTİ+ haklarının Emek ve Özgürlük İttifakı’na biraz olsun ses bulduğunu söyleyebiliriz.

LGBTİ+ hak savunucularına göre muhalefet sessiz 

Hükümetin aksine birçok LGBTİ+ hak savunucusu ve dernek, muhalefet partilerinin LGBTİ+ haklarını yeterince savunmadığını ve bu konuda sessiz kaldığını düşünüyor. 

Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’ne (SPoD) göre bu sessizlik bir tercih olabileceği gibi siyasilerin LGBTİ+’ların gündemine ve taleplerine dair yeterli ve doğru bilgiye erişememesinden de kaynaklanıyor olabilir. Ancak derneğe göre tüm bu nefret ve suskunluk sarmalı içerisinde LGBTİ+’ların yaşadığı sorunlar her geçen gün kat be kat artıyor. SPoD, en temelde milletvekili adaylarının siyaset yaparken ve görevlerini icra ederken LGBTİ+ haklarını görmezden gelmeyen ve ayrımcılıktan kaçınan bir tutum sergilemelerini talep ediyor. 

Avukat ve LGBTİ+ hakları aktivisti Yasemin Öz, muhalefet partileri için toplumun önyargılarına taviz verdiğini ve LGBTİ+'larla ilgili bu tür gündemlerde sessiz kalarak, olayı akışına bıraktıklarını düşünüyor. Yasemin Öz’e göre muhalefet partileri, LGBTİ+’ları kapsamayarak hata ediyor.

ÜniKuir Siyasal Katılım ve Savunuculuk Programı Koordinatörü Mahmut Şeren, muhalefet kanadının LGBTİ+ların sorun olarak gördüğü ve çözüm üretmeye gayret ettiği ortak meseleleri görmediğini düşünüyor: "TBMM üyeleri ile farklı ülkelerde yaşıyormuşuz gibi hissettim.”

2013’te HDP’den Şişli Belediye Meclisi aday adayı olan Şevval Kılıç, Altılı Masa’nın LGBTİ+’lara dair bir politikasının hala olmamasının büyük bir eksiklik ve geç kalınmışlık olduğunu belirtiyor: “Çok daha önceden bu konu hakkında adım atması gerekirdi. İktidara ve tarikatçıları karşısına alıp ‘LGBTİ+’ları savunuyoruz’ diyebilmeliydi. Ancak bunu demedi. Bunu demek yerine bu meseleden kaçmayı tercih ediyorlar.”

Bu açıdan bakıldığında iktidar cephesinden “LGBTİ’ci” olarak görülen muhalefetin bu konudaki yaklaşımı, LGBTİ+ topluluklarında yeterli karşılık bulmadığı söylenebilir. İktidarın  “LGBTİ’ciler” yakıştırmasının pek de gerçekçi olmadığı görülüyor.

LGBTİ+ zoofiliyi kapsamıyor; “hayvanla evlilik” bir suç

İktidar partisi üyelerinin, seçim açıklamalarında muhalefeti sık sık LGBTİ+ savunuculuğu üzerinden eleştirdiğinden bahsetmiştik. Bunlardan biri de 28 Nisan 2023’te  İçişleri Bakanı ve AKP İstanbul milletvekili adayı Süleyman Soylu’nun ortaya attığı, LGBTİ+ içinde hayvanlarla insanların evlenmesinin de olduğu iddiası idi.

LGBTİ+, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks kimliklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma anlamına geliyor. Bu tanımlar dışındaki cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini kapsama açısından son yıllarda kısaltmanın sonuna “daha fazlası” anlamında + işareti de konuldu. LGBTİ+ hareketinin içinde, hayvanlarla cinsel birliktelik bulunmuyor. Hayvanlara cinsel duygular beslenmesi "zoofili" olarak adlandırılıyor ve zoofili bir psikoseksüel bozukluk olarak kabul ediliyor. "Hayvanların insanlarla evlenmesi" ise hayvana cinsel istismar anlamına geliyor ve bu yasalar önünde bir suç. Yani zoofilinin de, hayvanlara cinsel istismar suçunun da LGBTİ+ hareketi ile bir ilgisi yok. 

İktidarın muhalefeti LGBTİ+ üzerinden eleştirmesinin sebebi İstanbul Sözleşmesi tartışmaları olabilir. Zaman zaman İstanbul Sözleşmesi’nin eşcinselliği özendirdiği ve LGBTİ+ evlilikleri teşvik ettiği iddiaları gündeme geliyor. Teyit, bu iddiaları incelemişti.

Bu iddialar sözleşmenin dördüncü maddesinde geçen “cinsel yönelim” ifadesinden kaynaklanıyor. Bu madde ile taraf devletlere sözleşmedeki hükümleri eşitlik ilkesini gözeterek ve hiçbir ayrımcılık yapılmaksızın uygulama görevi veriliyor; doğal olarak buna ev içi şiddet mağduru kişinin haklarının cinsel yönelim farkı gözetmeksizin korunması da dahil. Ancak sözleşmede “eşcinselliği özendiren” herhangi bir ibare bulunmuyor. Yanı sıra, sözleşme taraf devletlere eşcinsel evliliklerin desteklenmesi gibi bir yükümlülük de getirmiyor. Türkiye'de eşcinsel birlikteliklerin evlilik veya sivil partnerlikle tanınmasını sağlayan bir düzenleme yok.

AK Parti’nin LGBTİ+ hakları geçmişi çelişkili 

AK Partili birçok isim, önümüzdeki seçimler için aktif bir şekilde LGBTİ+ karşıtlığı yapsa da  geçmiş yıllarda AK Parti, LGBTİ+’leri destekleyen söylemlerde bulunmuştu. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında LGBTİ+’lar için “Eşcinsellerin yasal güvenceye alınması şart, onlara yapılan muameleler insani değil” demişti.

Geçmişte, bazı AK Parti destekçileri LGBTİ+ topluluğu kurmuştu. Kendilerini "AK Parti LGBT Bireyleri" diye tanımlayan AK-LGBTİ, AK Parti’nin LGBT’lere olan tutumunu ve politikasını onaylamadıklarını söylüyordu

AK-LGBTİ ekibinin kurucularından Melih Meşeli, “seçmeni bilinçlendirmekten başka amacımız yok, eşcinsellerin öcü olmadığını göstermek istiyoruz. Bu inanamamada hükümetin LGBT bireylere söyleminin sert ve net olmasının etkisi var” demişti. Ekipten Emir Egesoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önünde ilk kez gökkuşağı bayrağı açtıklarında, Erdoğan'ın "Hoş gelmişler" dediğini öne sürmüştü. 2014’teki seçim sonrası kurulan AK-LGBTİ, son yıllarda aktif bir politika izlemiyor. 

ak lgbti

3 Ağustos 2014, Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği bir mitingte AK-LBGTİ’nin bayrak açma anı.

AK Parti’nin LGBTİ+’larla ilgili tutumunda dikkat çeken bir başka olay, 2015’te Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun eşcinsellerin “Lut kavminin helakına sebep olduğunu” söyleyip bu özellikteki şahısları milletvekili adayı yapan bir partinin itikatlı toplumu temsil edemeyeceğini belirtmesi idi. (Bugün Ahmet Davutoğlu, iktidarın “LGBTİ’ci” diye eleştirdiği Millet İttifakı’nın bir parçası).

Aynı tarihte AK Parti’nin dağıttığı broşürlerde Onur Yürüyüşü’nden bahsedilmiş ve broşürde “Türkiye, Ramazan ayının ortasında İstiklal Caddesi’nde Gay Pride yapabilen bir ülke. muhafazakar insanların daha görünür olması kimsenin hayat tarzına müdahale edildiği anlamı taşımıyor” ifadelerine yer verilmişti. Bu durum, AK Parti’nin LGBTİ+ hakları konusunda çelişkili davrandığı şeklinde yorumlanmıştı.

ak parti onur yuruyusu brosuru

AK Parti ve LGBTİ+ dendiğinde hatırlamamız gereken bir mesele daha var: Onur Yürüyüşleri. 

Onur Yürüyüşleri Türkiye’de yaklaşık 20 yıldır, dünyada ise yaklaşık 50 yıldır düzenleniyor. 2003’te 40-50 kişilik bir grupla başlayan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, 2014’e kadar birçok milletvekili ve belediye başkanı da dahil yüzbinlerce kişinin katılımıyla yapıldı. Onur Yürüyüşü ilk kez 2015’te yasaklandı

SPoD, 2015 yılında başlayan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü yasaklamalarının yıllar içerisinde katlanarak artan bir hak ihlali örneği haline geldiğini söylüyor. SPoD’un açıkladığı verilere göre 2015-2021 yılları arasında yürüyüşte gözaltına alınan kişi sayısı, 2022’de yüzde 400 arttı.

Bu anlamda ​​iktidarın 2014'e kadar LGBTİ+ hakları açısından farklı bir politik görüşte olduğu ve Onur Yürüyüşlerine de daha özgürlükçü yaklaştığı söylenebilir.

LGBTİ+ karşıtlığı dünyada da sağ popülist liderler arasında yükselişte

2010’lu yıllarda hız kazanan LGBTİ+ karşıtı hareket, yalnızca Türkiye’de karşılık bulmadı. Örneğin 2023 yılının başında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'da LGBTİ+ propagandasını yasaklayan bir yasayı imzaladı. 'Geleneksel olmayan değerlerin' teşvik edilmesini yasaklayan yasa, şimdiden çeşitli kitapları ve filmleri etkiledi. 

Dünya kupasına ev sahipliği yapan Katar, gökkuşaklı kol bantlarına izin vermedi. Ülkesinin bir “eşcinsel turizmi cenneti olmasına izin vermeyeceğini” söyleyen Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro, 2019’da görevdeki ilk gününde LGBTİ+'ların birtakım endişelerini yeni İnsan Hakları Bakanlığı tarafından dikkate alınmadan kaldıran bir yürütme emri imzaladı. Trump, ABD Yüksek Mahkemesine LGBTİ+ kişilere karşı negatif ayrımcılığı destekleyen görüşler sundu

Örnekleri uzatmak mümkün. Bu açıdan bakıldığında sağ popülist liderlerin LGBTİ+ politikalarında, birbirlerini takip eden benzer adımlar attığı söylenebilir. 

Peki hak savunucuları ne düşünüyor?

SPoD (Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği) Genel Koordinatörü Avukat Hatice Demir, sağ popülist rejimlerin LGBTİ+’lara yönelik AKP ile benzer tutumlar aldığını söylüyor. Hatice Demir’e göre mesele yine sağ popülist siyasetin toplumsal cinsiyet eşitliği kavramına ve bu anlamda da hem kadın hakları, hem de LGBTİ+’lar haklarına karşı durmasına dayanıyor. Sadece iki cinsiyetin olduğu daha itaatkar, dindar nesiller yaratılabileceği meselesine bağlanıyor. 

Avukat Yasemin Öz’e göre bu tek başına Erdoğan'la ve AK Parti ile açıklanabilecek bir süreç değil. Daha ziyade, küreselleşen muhafazakarlaşmanın da bir sonucu LGBTİ+'lar konusunda Hristiyanlar, Yahudiler ve İslamcıların radikalleri ortak eylemler yapıyor ve kararlar alıyor. Öz, birbirlerini taklit ettiklerini ve bu durumun 20 yıldır böyle ilerlediğini düşünüyor: 

“Biz nasıl insan hakları alanında küresel olarak insan onuruna saygılı yaşam biçimi konusunda birbirimizden güç alarak haklarımızı geliştiriyorsak, onlar da tersi istikamette küreselleşmeye başladılar.”

LGBTİ+ hakları konusunda Türkiye ne durumda?

İktidar partisinin LGBTİ+ karşıtı bir politika izlemesine karşın muhalefet partilerinin de LGBTİ+ dostu bir tutum içinde olmadığı aşikar. Hal böyleyken, Türkiye’nin LGBTİ+ hakları açısından pek de iç açıcı bir pozisyonda olmaması normal.

Kaos GL’nin hazırladığı rapora göre, 2022’de 15 şehirde LGBTİ+ karşıtı mitingler yapılırken, en az 571 LGBTİ+ aktivisti gözaltına alındı ve en az sekiz nefret cinayeti raporlandı. Raporda, 2022’de LGBTİ+’ların en çok ifade özgürlüğü engellendiği, LGBTİ+ aktivistlerine işkencenin arttığı ve LGBTİ+ derneklerine idari baskının yoğunlaştığı belirtiliyor.

Rapora göre cezasızlık politikası, özellikle sokakta şiddete maruz bırakılan LGBTİ+’ların adalete erişiminde önemli bir engel olarak var olmaya devam ediyor.

Sonuç olarak Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanını ve 28. Dönem Milletvekillerini seçeceği 2023 seçimlerinde iktidar partisi, muhalefeti “LGBTİ+’ci” olmakla itham ederken, LGBTİ+ haklarının Altılı Masa’nın seçim çalışmalarında yeterince yer bulmadığı görülüyor. Seçim öncesi LGBTİ+ hakları, önceliklendirilmeyen ve “dokunanın yanacağı” bir konu olarak gündeme getirilmeye devam ediyor.

Millet İttifakı, Ortak Politikalar Mutabakat Metni
30/01/2023
Kaos GL, LGBTİ+ Sözlük
01/09/2021
Hürriyet Daily, LGBT flag flies at PM Erdoğan’s rally
04/08/2014
Cumhuriyet, Ahlaka aykırı aday var
01/06/2015
tümünü göster
tiktok banner