AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Dezenformasyon Yasası" hakkında konuşurken Türkiye’de yayınlanan haberlerin yarısının “yalan haber” olduğunu iddia etti.
Çarpıtma Çarpıtma
Detaylar
Türkiye’deki 100 haberden 50’sinin “yalan haber” olduğu iddiası

Türkiye’deki 100 haberden 50’sinin “yalan haber” olduğu iddiası

Bulgular

2018 yılı Dijital Haber Raporu kapsamında yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 49’u son bir hafta içinde yalan haberle karşılaştığını ifade ediyor.

Türkiye’de 100 haberden 50’sinin “yalan haber” olduğu tespitinde bulunan herhangi bir bilimsel çalışma yok.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz, 21 Ekim 2022 tarihinde katıldığı “2023'e Doğru Şehir Buluşmaları” programında Dezenformasyon Yasası hakkında konuşurken Türkiye’de yayınlanan haberlerin yarısının “yalan haber” olduğunu iddia etti. 

İddia bir süredir birçok siyasi tarafından dile getiriliyor. Geçmişte İletişim Dairesi Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek ve Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılıç gibi isimler de bu konuyu gündeme getirmişti. Bu veri, "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen düzenlemenin tartışmalarında da sıkça konuşulmuştu. Ayrıca Beyaz Tv Genel Yayın Koordinatörü ve Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in aynı iddiası da daha önce Teyit tarafından incelenmişti.

Benzer açıklamalarla gündeme gelen verinin kaynağı bazı demeçlerde yer almıyor. Ancak gösterilen benzer referanslardan Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü'nün 2018 yılı Dijital Haber Raporu'ndan alıntı yapıldığı anlaşılıyor. Bu rapor, Türkiye dahil 37 ülkede haber tüketim davranışları, medyaya karşı güven, medyada kutuplaşma, dezenformasyon, asılsız haber, haber okuryazarlığı gibi birçok konuyu gündemine alıyor.

ali ihsan yavuz fakepng

Raporun “Misinformation, ‘Fake News’, and News Literacy” başlıklı sayfalarına baktığımızda bahsi geçen anket sorusunu bulabiliyoruz. 

Son bir hafta içinde bireysel olarak aşağıdakilerden hangisiyle karşılaştınız? ‘Siyasi veya ticari nedenlerle tümüyle asılsız haberler’ (In the LAST WEEK which of the following have you personally come across? ‘Stories that are completely made up for political or commercial reasons). 

Bu soruya verilen yanıtlara göre, Türkiye’de son bir haftada asılsız habere maruz kaldığını söyleyen kişilerin oranı yüzde 49. Yani çalışma, Türkiye’deki haberlerin yarısının “yalan haber” olduğunu söylemiyor.

Burada anket sorusu veya bulguların çarpıtıldığı görülüyor. Araştırmada katılımcıların asılsız haberlerle karşılaştıklarını düşünüp düşünmediklerine dair soru soruluyor. Yani Türkiye’de yayınlanan haberlerin doğrulamaya tabi tutulması neticesinde yüzde kaçının doğru veya yanlış olduğuyla alakalı bir ibare değil. 

Yayınlanan asılsız haberlere yönelik daha isabetli bir bulgunun ortaya çıkması için daha fazla sorunun sorulması gerekiyor. Çünkü kişilerin haberlere yönelik şüphesi haberlerin asılsız olmasını beraberinde getirmeyebilir. Kişiler karşılaştıkları haberlerin ‘asılsız’ olduğuna karar verirken objektif ve kanıtlara dayalı bir inceleme yapmamış olabilir. Ya da sorunun sorulduğu tek haftalık zaman diliminin gündem yoğunluğu açısından nasıl seyrettiğinin anlaşılması gerekir.  Bu da çalışmanın bulgularını sınırlayan faktörlerden.

Ek olarak raporun metodolojisinin açıklandığı sayfada kentsel nüfus temsilinin daha ağır olduğu belirtiliyor. Yani, kırsal ve kentsel nüfus dengeli bir şekilde örneklem içinde yer almıyor. Bu da raporun bulgularının Türkiye geneline yönelik yorumlanmasının önünde bazı engeller yaratıyor. Dolayısıyla, yapılacak yasal düzenlemeler konusunda bu araştırma doğru bir şekilde dahi referans verilirken sınırlılıkların hesaba katılmasını gerektiriyor. 

Ele aldığımız iddiayı dile getiren siyasilerin, çalışmanın sınırlılıkları üzerine düşünmedikleri gibi çalışmanın çıktılarını da zaten yanıltıcı bir biçimde değerlendirdikleri görülüyor. Veri okuryazarlığı kapsamında yapılan hatalı bir çıkarım, iddiayı bir çarpıtma örneği olarak değerlendirmemize neden oluyor. Türkiye’de 100 haberden 50’sinin “yalan haber” olduğu tespitinde bulunan herhangi farklı bir bilimsel çalışma da Ocak 2023 itibariyle bulunmuyor.

Neden önemli?
"Dezenformasyon Yasası" olarak da bilinen “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un mecliste kabul edilmesinden önce ilgili yasanın nesnel bulgulara dayanarak tartışılması ve referans gösterilen kaynakların sınırlılıklarının üzerinde durulması gerekiyordu. Öte yandan Türkiye’de dezenformasyonla mücadeleye katkı sağlayacağı düşünülen kanunun çıkarılması için kullanılan bu iddia ve benzeri temel bazı argümanlar yanıltıcı bilgilere dayanıyor.