Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Ocak'taki kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Türkiye'de işgücü verilerine değindi ve "Tarihimizin en yüksek rakamı olan 31,2 milyonluk istihdamla ekonomi programımızın başarısını ispatladık” iddiasını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iddiasındaki veriler TÜİK üzerinden kontrol edilebilir. Kurumun konuyla ilgili en güncel verisi 10 Ocak 2023 tarihli Kasım 2022 işgücü istatistikleri.
Siyasetçilerin demeçlerinde kullandığı sayı, oran ve göstergeler, ilgili konuya dair açıklama sunan tek referans olmayabilir. Bu örnekte gördüğümüz istihdam edilen kişi sayısı Türkiye’deki işgücü piyasasına dair bir artışı gözler önüne seriyor. Ancak ilgili veriyi “tarihimizin en yüksek rakamı” olarak nitelendirebilmek için konuyu farklı boyutları ile de göz önünde bulundurmak gerek. Buna bir örnek ise istihdam oranı.
İstihdam edilen kişi sayısının işgücü piyasasında yaşanan kriz dönemleri dışında, nüfus ve büyümeyle birlikte artması beklenebilir. İstihdam oranı dediğimizde ise istihdamın çalışma çağındaki nüfus içerisindeki payına bakıyoruz. Bu da yıllar içinde nüfus ve büyümeye dayalı artan sayıları kıyaslamak yerine, bize daha anlamlı bir metrik sunarak oranları kıyaslamamıza yardımcı oluyor.
Bu doğrultuda istihdamı aynı zamanda politikanın bir ürünü olarak değerlendirmemiz ve yapılan planlamalar ile geliştirilen politikalara bakıp “tarihin en yüksek rakamı” iddiasının ne ölçüde karşılığının olduğu sorusunun yanıtını aramamız gerekiyor.
TÜİK'e göre istihdam edilen sayısı 31 milyonun üzerinde
TÜİK’in yayınlamış olduğu mevsim etkilerinden arındırılmış işgücü istatistiklerine göre Türkiye’de istihdam edilenlerin sayısı Erdoğan'ın açıklamasına çok yakın. Verilere göre 31 milyon 574 bin kişi istihdam edilmiş. İşsiz sayısı ise 3 milyon 576 bin. Oransal olarak bakıldığında istihdam oranı yüzde 48,6, işsizlik oranı ise yüzde 10,2.
Erdoğan’ın açıklamasında değindiği Türkiye’deki toplam istihdamı yıllar içerisinde incelediğimizde, Türkiye’de istihdam edilen kişi sayısı Kasım 2022’de en yüksek seviyeyi yakalamış.
İşgücüne dair makroekonomik göstergeler yıllar içerisinde nasıl değişti?
İstihdamın yıl yıl değişimi değerlendirilirken göz önünde bulundurulması gereken bazı ek göstergeler var. Türkiye demografisinin değişimi, toplam işgücü, işgücüne katılma, istihdam ve işsizlik oranı gibi makroekonomik göstergelerdeki değişimler, iddiada herhangi bir yanıltıcı yön olup olmadığının ortaya konması adına hayli önemli.
Makroekonomik göstergelerden biri işgücü.
Toplam işgücü, ilgili referans dönemde ekonomik mal ve hizmetlerin üretimi için emek arzında bulunan veya bulunmak isteyen çalışma çağındaki nüfus olarak tanımlanıyor ve istihdam edilen kişiler ile işsizlerin toplanmasıyla hesaplanıyor.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre Türkiye’deki toplam işgücü Kasım 2022’de 35 milyon 150 bin.
Dünya Bankası verilerine göre ise Türkiye’deki toplam işgücü 2021’de 32 milyon 554 bin.
İşgücüne katılım oranı yüzde 54,1 seviyesinde
Makroekonomik göstergelerden bir diğeri de işgücüne katılma oranı.
Bu oran, toplam işgücünün kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus içindeki oranı olarak tanımlanıyor ve toplam işgücündeki kişi sayısının kurumsal olmayan nüfus içerisindeki 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusa bölünmesiyle hesaplanıyor.
Kurumsal olmayan nüfus nedir?
Kurumsal olmayan nüfus, TÜİK tarafından “üniversite yurtları, yetiştirme yurtları (yetimhane), huzurevi, özel nitelikteki hastane, hapishane, kışla vb. yerlerde ikamet edenler dışında kalan nüfus” olarak tanımlanıyor.
Dünya Bankası, Türkiye’nin işgücüne katılım oranını 1960 yılından 1985 yılına kadar beşer yılda bir paylaşmış. 1988 yılından günümüze ise bu veri her yıl kamuoyuyla paylaşılıyor. Buna göre 1960 yılında yüzde 79,7 olan bu oran, geçen her beş yılda azalarak 1985 yılında yüzde 63,8 seviyesine gerilemiş. 2021 verisi ise yüzde 54,1.
Grafikte de görülebileceği üzere 1995 öncesi bazı yıllarda Türkiye’de işgücüne katılma oranı hem 2022 ortalaması olan yüzde 53’ten hem de Kasım 2022’deki yüzde 54,1’lik orandan yüksek.
İstihdam oranı nasıl değişmiş?
İstihdam oranı da Erdoğan’ın Türkiye’deki toplam istihdama dair ortaya koyduğu bu iddiayı kapsayan önemli makroekonomik göstergelerden bir diğeri.
İstihdamın, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus içindeki oranı olarak tanımlanan bu gösterge, istihdam edilen kişi sayısının kurumsal olmayan nüfus içerisindeki 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusa bölünmesiyle hesaplanıyor.
Dünya Bankası, 1988 yılından bu yana her sene Türkiye’nin istihdam oranını diğer ülkelerin oranları ile beraber dünya kamuoyuna paylaşıyor. 1988 yılında yüzde 54,8 oranında olan istihdam oranı, 2009 yılında son 35 yılının en düşük seviyesine, yüzde 41,2’ye gerilemiş. Kasım 2022 itibarıyle ise istihdam oranı Türkiye’de yüzde 48,6.
2000 öncesinde ise 1993 senesi haricinde her yıl istihdam oranı yüzde 48,6’nın üzerinde. Bu da o yıllarda Türkiye’deki istihdam edilen kişi sayısının kurumsal olmayan nüfus içerisindeki 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusa olan oranının günümüzdekinden daha fazla olduğunun bir göstergesi.
Bu makroekonomik göstergelerin yıllar içindeki seyri dışında 2000 öncesi dönem ile son dönem istihdamının karşılaştırılmasını değerlendirmek için Teyit'in ulaştığı Prof. Dr. Aziz Konukman işsizlik, ekonomik büyüme ve makroekonomik gibi birkaç önemli gösterge ve hedefleri işaret ediyor.
1963 yılından günümüze beş yıllık kalkınma planı açıklanıyor ve bunların en sonuncusu 11. Kalkınma Planı 2019’da Erdoğan tarafından meclise sunulmuştu. Buna göre 2023 yılına dair toplam istihdam hedefi 33 milyon, istihdam oranı hedefi, yüzde 50,8 ve işsizlik oranı hedefi yüzde 9,9’du. 1989’de sunulan 6. Kalkınma Planı’na göre ise 1994’e dair hedefler; toplam istihdam 19,1 milyon, işsizlik oranı da yüzde 8,7 idi. Bunların yanında son dönemde yayınlanan Orta Vadeli Programlarda ise istihdamın her yıl 1 milyonun üzerinde artacağı hedeflenmişti. 2022’ye dair işsizlik oranı beklentisi ise 2020’de yüzde 9,8 iken, 2021’de bu oran 11,8’e yükselmişti.
Hedeflerin yanında gerçekleşmelere bakıldığında, 1994’te Türkiye’de toplam istihdam edilen kişi sayısı 20 milyon, işsizlik oranı ise yüzde 8,5 seviyesindeydi. Bu da o dönemde istihdam edilen kişi sayısının ve işsizlik oranının 6. Kalkınma Planı hedeflerinden pozitif olduğunu göstermekte. Kasım 2022 verilerine göre Türkiye’deki işsizlik oranı 11. Kalkınma Planı ve 2020 Orta Vadeli Program’daki hedeflerin üzerinde. Toplam istihdamda ise Türkiye, 2021 ve 2022 yıllarında programdaki yıllık 1 milyonun üzerinde istihdam hedefini gerçekleştirmiş görülüyor.
Ekonomik büyüme ve istihdam politikası da incelenmesi gereken ayrı bir kriter. Hükumetin uyguladığı büyüme politikası istihdamsız ekonomi modeli. Grafikte de görüldüğü gibi son yıllarda büyüme oranının altında kalan bir istihdam artışı söz konusu. Ayrıca yıllar içinde istihdam artışının ekonomik büyümenin altında kaldığı yıllar da ekonomik krizlerin yaşandığı yıllar.
Türkiye ekonomik büyümesi 1994, 1999, 2001, 2008, 2009 yıllarında istihdam değişiminin altında kalmış durumda. 2022 ortalama hesaplamasına göre de istihdam artışı yüzde 7,4 iken milli gelirdeki artış beklentisi yüzde 5 seviyesinde. Geçmişten günümüze istihdama dair verilere geniş perspektiften bakıldığında, 2000 öncesi ekonomik krizlerin yaşandığı yılların dışında da istihdam oranı, işgücüne katılma oranı, işsizlik oranında Türkiye’nin günümüze göre daha pozitif performans sergilediği dönemlerle karşılaşılıyor.
Ele aldığımız iddiayı dile getiren siyasetçinin Türkiye’de toplam istihdam edilen kişi sayısına dair bu iddiası sayısal anlamda doğru olsa da konunun farklı boyutlarının göz ardı edildiği anlaşılıyor. Türkiye’de istihdama dair diğer makroekonomik göstergelerin yıllar içindeki performansı değerlendirildiğinde, Türkiye’nin ilgili gösterge bazında tarihi rekor seviyede başarılı olduğunu söylemek güç.