Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Mart 2023'te ATV/A Haber canlı yayınında Melih Altınok’un “Muhalefet partilerinin protokolü”ne atıfta bulunarak Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilişkin sorduğu soruya verdiği yanıtta muhalefeti kastederek “İHA'da, SİHA'da, Akıncı'da 'Biz gelince bunları durduracağız' dediler” iddiasında bulundu.
Yayının ilgili kısmı şöyle:
Erdoğan: Melih Bey, bunların hayatı bu ülkede taş üstüne taş koymamaktır. Bir taraftan Akkuyu’yu görelim derler, biz de arkadaşlara alın götürün görsünler diyoruz. Oradan döndükten sonra orayı gezerken “ya muhteşem bir eser”, Ankara'ya gelince de “yapılan ne var ki?” diyorlar ve şimdi de nasıl İHA’da, SİHA’da, Akıncı’da vesaire ne dediler “Biz gelince bunları durduracağız.” Ya neyi durduruyorsun ya? Neyi durduruyorsun? Bu ülkede her şeyin bir özerkliği var.”
Öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönetilen soruda atıfta bulunulan muhalefet protokolünün "Altılı Masa’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni" olabileceği düşünülebilir. Bu metinde Akkuyu’nun inşaatının durdurulacağına ilişkin herhangi bir ibare bulunmuyor. Metinde Akkuyu isminin geçtiği tek cümle şu: Akkuyu Nükleer Santral Projesi’nin mevcut durumunu ve sözleşme detaylarını, anlaşma dışında verilmiş olan hakları veya üstlenilen yükümlülükleri gözden geçireceğiz. Akkuyu’daki duruma ilişkin muhalefet partilerinin öne çıkardığı farklı noktalar bulunuyor. Parti temsilcilerinden projenin durdurulacağını söyleyen olmuş. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer fakat bu açıklama 2018 yılından. Partilerin programlarında veya Millet İttifakı’nın vaatlerinde böyle bir ifadeye rastlamıyoruz.
Kısaca, baştan Erdoğan’a yöneltilen sorunun kendisinde yanıltıcı bir ibare bulunuyor. Erdoğan’ın verdiği yanıttaki İHA, SİHA ve Akıncı vurguları ise Türkiye’nin önemli gündem başlıklarından. Erdoğan’ın “Biz gelince bunları durduracağız” dediğini iddia ettiği muhalefetin konuya yaklaşımına mercek tutuyoruz.
Erdoğan’ın söz ettiği İHA’ların üreticisi Baykar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddiasında söz ettiği insansız hava araçları, Baykar Teknoloji tarafından üretiliyor. SİHA, silahlı insansız hava aracı anlamına geliyor. Akıncı, Baykar firması tarafından geliştirilen son teknoloji insansız hava araçlarından. Akıncıların ilk teslimatı 2021 yılında yapılırken, Baykar firmasının bir başka projesi olan Kızılelma da savunma sanayisinde ses getirecek insansız hava araçlarından.
Baykar Teknoloji’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar. Şirketin faaliyetleri kamuoyunun ve siyasetin gündeminde sıkça kendine yer buluyor. Şirkete ilişkin ayrıntılara yazının ilerleyen kısmında yer vereceğiz. Peki Millet İttifakı, Erdoğan’ın söylediği gibi “Bunları durduracağız” dedi mi?
Erdoğan Babacan’ı kastediyor olabilir ama Babacan “durduracağız” demedi
Baykar’ın faaliyetleri ve muhalefetin buna yönelik tutumu geçtiğimiz aylarda DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın açıklamalarıyla gündeme gelmiş, Babacan eleştirilerin hedefi olmuştu. Babacan’ın konuya ilişkin açıklamalarının ayrıntılarına bakıyoruz.
Ozan Gündoğdu tarafından sunulan Trend Topic isimli podcast yayınının 14 Ocak 2023’te yayınlanan bölümünün konuğu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’dı. Yayında Babacan’ın Baykar’a ilişkin ifadeleri yayın sonrasında tartışma konusu olmuş. Yayının 8. dakikasından itibaren şöyle bir konuşma geçiyor:
Ali Babacan: Ben Dışişleri Bakanlığı yaptım. Sekiz yıl Milli Güvenlik Kurulu üyesiydim. Dolayısıyla savunma sanayisinde kendi kapasitemizin, yerli kapasitemizin artması, yerli teknolojimizin ilerlemesi ülkemizin güvenliği açısından son derece önemli. Bazı operasyonlarda başka ülkelerin teknolojisine muhtaç kalmak gerçekten silahlı kuvvetlerimizin elini kolunu bağlayan bir mesele olarak ortaya çıkıyor ve biz özellikle insansız hava araçlarıyla ilgili Türkiye’de oluşan üretim kapasitesinin ve teknolojinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz ve ülkemizin gurur kaynağı olduğunu düşünüyoruz.
Fakat burada yanlış şu: Devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktartılan kaynaklar aşağı yukarı tek bir şirkete aktarılıyor. Halbuki benzer kaynaklar mesela en az dört beş şirkete aktarılsa… Devlet desteği olmadan bu iş olmuyor, devletten çok yüksek miktarlarda nakit destekle bu işler oluyor. Onu herkesin bilmesi lazım.
Ozan Gündoğdu: O halde Baykar’a destek sürecek o zaman.
Ali Babacan: Mevcut durumu söylüyorum ben. Mevcut şartlarda çok yüksek devlet desteğiyle bu işler oluyor. Özel sektör rekabet içinde kendi yağıyla kavrulsun… Öyle bir şey yok. Ama bu desteği benzer kapasitede benzer işi yapabilecek firmalara da vermek lazım. En az dört beş firmaya vermek lazım ki o firmalar birbiriyle biraz yarışsın. Yoksa devlet ben sadece şu şirketle iş yapacağım ve sadece o şirketi zengin edeceğim, bütün imkanlarımı o şirkete aktaracağım dediğinde bir süre sonra rekabetsizlikten rehavet doğar. Çünkü rekabet yoksa rehavet oluyor. Bu ilk birkaç yıl iyi gider ondan sonra bakarsınız şımarıklık başlar. Ondan sonra devletten geliyor para, yapsan da yapmasan da para geliyor. Para geldikçe de iş dönüyor. Böyle olmaz. Yani her şirket rekabeti hissedecek, bu yarışma mecburiyetini hissedecek. Daha iyi olmanın mücadelesini verecek. Daha iyi teknolojiyi, daha yüksek teknolojiyi, daha ucuza mal edip rekabet gücü oluşturmanın mücadelesini verecek. Yoksa imkan sağlamış, bir şirkete koca bir alan açmış, dünyanın parasını da aktarıyor, bu şirket de iyi işler yapıyor.
Şu da olabilir. Diyeceksiniz ki ya tamam devlet parayı aktardı ve batırabilirlerdi. Bu arkadaşlar batırmamışlar sağ olsunlar, iyi işler çıkartmışlar ama eğer dürüstlerse, eğer gerçekten böyle örtülü, kapalı, gizli saklı işler yoksa, yani gerçekten teknoloji ve finansman anlamında anlamlı işler yapıyorlarsa hiç korkmasınlar. Bizim iktidarımızda tam tersine fırsat eşitliği içerisinde iyi iş yapan firmaların önü açılır. Ama biraz da rekabet gelir. Muhtemelen bu arkadaşlar rekabetten korkuyor olabilir. “Güzel güzel para kazanıyorduk şimdi bu iktidar değişirse rekabet olacak, başka firmaların önü açacaklar” diye korkuyor olabilirler. Bundan korkmasınlar.
Rahmetli Özal’dan önce biliyorsunuz Türkiye’de otomotiv sanayisinde Hacı Muratlar üretiliyordu. Kapalı bir piyasaydı. Dünyanın en kötü araçları Türkiye’de üretiliyordu ve o zaman o araçları üretenler Gümrük Birliği’nden çok korkuyordu. “Dışarıya açılırsa Türkiye bizim işimiz bitti, biz araç üretemeyiz” diye korkuyorlardı. O gün rekabetten korkan firmalar şu anda sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyük otomotiv üreticilerinden birileri oldular. Dolayısıyla rekabet insanı güzel çalıştırıyor. Terletiyor ama daha iyi hizmeti, daha iyi ürünü daha ucuza mal etmenin de yolunu açıyor.
Dolayısıyla rekabetten korkmasınlar. İşlerini iyi yapıyorlarsa, maliyetleri uygunsa, teknolojileri yüksekse hiç korkmasınlar. Ama buralarda zayıflıklar varsa, kendilerinden daha iyi bu işi yapacak firmalar olur da işimizi elimizden alır diye korkarlarsa o zaman ondan da korksunlar. Kusura bakmasınlar yani.
Öncelikle bu demeçte Ozan Gündoğdu’nun sorduğu sorunun tartışmalı bir yönü olduğunu ifade etmek gerek. Selçuk Bayraktar’ın “Altılı Masa kazanırsa biz bittik, artık İHA-SİHA falan göremeyeceksiniz” şeklinde bir açıklaması bulunmuyor ancak Bayraktar’ın bunu ima ettiğini düşündüren bir konuşması var. 30 Ağustos 2022’de katıldığı bir yayında “Siyasi iktidar değişirse projelerinizin akamete uğramasından ya da yeterince destek görmemesinden endişeniz var mı?” sorusuna direkt olarak herhangi bir isim vermeden Bayraktar şu yanıtı veriyor:
Bayraktar’ın 30 Ağustos 2022 tarihli yayındaki bu ifadelerine farklı muhalefet partilerine mensup isimlerden yanıt da gelmiş. Yanıtların detaylarına yazının ilerleyen kısımlarında yer vereceğiz.
İlgili podcast yayınında Ali Babacan’ın Baykar’ın devlet desteğinden faydalanması ve rekabetten çekiniyor olabileceği yönündeki ifadelerine ise Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar, aynı gün Twitter üzerinden yanıt vermiş:
Haluk Bayraktar’ın tweet zincirinde belirttiği ifadeleri açık kaynaklardan teyit edebilmemiz, Baykar firmasının devlet ile finansal ilişkilerini yine açık kaynaklar üzerinden ortaya koyabilmemiz olası gözükmüyor. Özellikle savunma sanayisindeki üst düzey teknolojik harcamalara dair finansal ilişkilerin aydınlatılması hayli güç.
Babacan’ın sözleri bağlamından kopartılarak basında yer almış
İlgili podcast yayınından üç gün sonra Babacan, bir televizyon yayınında ifadelerini açıklığa kavuşturmak istiyor:
Babacan Haluk Bayraktar’ın yanıtına ilişkin bazı ifadelerde bulunduktan sonra iddialara dair ek bir vurguda bulunuyor:
Ama hiç önemli değil. Her şeyden bakın her şeyden öte diyebilirler ki “ya kardeşim iyi de devletin teşvik verdiği her firma böyle başarılı olabiliyor mu?” O da doğru. Yani bu arkadaşların haklarını teslim etmemiz lazım. Gerçekten önemli bir mesafe kaydettiler. Kaç tane ülkeye ihracat yapıyorlar. Yani ben söyledim, “bütün bu projeler bakın bizim gururumuzdur” dedim. Bunlar hep o podcast yayınında var ama bütün bu yayında benim sadece rekabetle ilgili söylediklerimi içinden cımbızlayıp böyle büyük bir propaganda, bana karşı bir kampanya haline getirilmesi tamamen siyasi bir propaganda aracı.
Yani öyle söyleyeyim, şimdi seçim yaklaşıyor. Hükümetin de elindeki en önemli propaganda projelerinden bir tanesi bu. Bu proje öyle hale getirildi ki yani “bu çok kutsal, dokunulmaz, bak dokunanı mahvederiz” falan filan… Kusura bakmayın ya biz dokunacağız. Tabii ki yani doğruya doğru yanlışa yanlış diyeceğiz. Ben o yayında şunu da diyorum bakın. Bütün projelerle ilgili doğru olan ne varsa devam ettiririz, yanlışları düzeltiriz, eksikleri de tamamlarız diyorum. Bunda ne var? Bu söylediklerimden niye korkuyorlar? Ben onu anlamıyorum yani. Nedir bu yaygara?
Bu yayının ardından basında Ali Babacan’ın ilgili sözleri "Devletin hemen hemen bütün imkanları, bütün o yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar, Baykar'a veriliyor. Bu proje 'Kutsal, dokunulmaz' hale getirildi. Kusura bakmayın, dokunacağız tabii ki" şeklinde bağlamından koparılarak yeniden gündeme gelmiş.
Peki Millet İttifakı’nın diğer temsilcileri Baykar’ın projelerine ilişkin ne düşünüyor?
Kılıçdaroğlu Teknofest’te: “Hepimizin bu yatırımlara destek vermesi lazım”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ağustos 2022’de Baykar firmasının düzenlediği Teknofest’e katılmıştı. Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularına “Türkiye teknoloji alanında, özellikle savunma sanayi alanında güzel yatırımlar yapıyor. Hepimizin de bu yatırımlara destek vermesi lazım, bu kadar basit bir şey. Yani bu yatırımlara kalkıp da A partisi, B partisi ayrımı yapmak da yanlış. Sonuçta yapan bizim insanlarımız. Burada çalışanlar, üniversitelerde okuyan öğrenciler, bunlar da bizim evlatlarımız. Bizim evlatlarımızın yaptığı başarıları kim gölgelemek isteyebilir?" yanıtını vermişti.
Kılıçdaroğlu, 5 Nisan 2023’te katıldığı Habertürk canlı yayınında yine konuya ilişkin bir açıklamada bulundu. Gazeteci Serap Belet’in “İktidardan şu söyleniyor: ‘İşte biz TOGG’u yaptık, Kızıl Elma'yı yaptık, İHA’ları yaptık, SİHA’ları yaptık, Akıncı’yı yaptık. Türkiye’yi bir başka kulvara taşıdık. Köprüleri, havalimanlarını yaptık. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Bizim yaptıklarımız ortada, dış politikada attığımız adımlar ortada. Eğer iktidar değişirse bunlardan sapma olur, bu kazanımlardan geriye gidilir’” ifadesi üzerine Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:
“Hiçbiri geriye gitmez, daha ileri gidilir. Şunu söyleyeyim: Erdoğan damadının iş yerine gitmeden önce ben gittim. İHA’ların SİHA’ların yapıldığı merkeze ben gittim. Teşvik eden benim. Daha güzel şeyler üretin diyen benim. Ekibiyle birlikte oturan, konuşan, -çok güzel, ciddi güzel bir ekibi var, o ekiple konuşan, onları yüreklendiren yine benim. Savunma sanayiine ben niye karşı çıkayım? Aklımızı peynir ekmekle mi yedik? Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle zaten savunma sanayiinde güçlü olmak zorunda.”
Kılıçdaroğlu 8 Ocak 2022’de katıldığı bir yayında ise Baykar’a ilişkin tutumunu net bir biçimde ifade etmişti:
Baykar’a ilişkin Kılıçdaroğlu kısaca “Gelişmesini isterim, büyümesini isterim, iyi yatırım yapmasını isterim. Bu konuda hiçbir tereddütüm yok” diyor.
İnsansız hava araçlarına ilişkin paylaşımları gündem yaratan siyasetçilerden biri, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu. Tanrıkulu 2017 yılında “Eskiden JİTEM vardı, şimdi aynı görevi SİHA’lar yapıyor” demiş. Tanrıkulu’nun bu açıklamasına ilişkin ayrıntıları da yazının devamında paylaşıyoruz. Tanrıkulu’nun 2022 yılında paylaştığı bir tweet de tepki çekmiş. Tanrıkulu’nun anonim bir hesabın tweetine verdiği yanıtı “Bayraktar’ın yargılanacağı iması” olarak yorumlayanlar olmuş ve Tanrıkulu’na iktidar kanadından tepki gösterilmiş. CHP’nin programında veya Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarında, Sezgin Tanrıkulu’nunkine benzer bir görüş veya yorum ile karşılaşmıyoruz.
İyi Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican: “Bayraktar'ın başarılarını görüyoruz”
Selçuk Bayraktar’ın yukarıda sözünü ettiğimiz çekincelerini ifade etmesinin ardından Independent Türkçe’den Cihat Arpacık, “İktidar değişirse SİHA projeleri engellenir mi? Muhalefetten Selçuk Bayraktar'a yanıt var” başlıklı haberinde konuyu ele almış.
Haberde İyi Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican’ın "Selçuk Bayraktar böyle bir kaygıya kapılıyorsa, bu durum kendisini bir partinin şemsiyesi altında faaliyet gösteren bir işadamı olarak konumlandırdığı anlamına gelir ki bu kendisi açısından yanlış bir değerlendirmedir" dediği ve sözlerine şöyle devam ettiği belirtilmiş: "Biz, bütün katma değer sağlayan girişimlere, yatırımlara destek olmayı prensip olarak baştan kabul etmiş bir partiyiz. Yatırımın, üretimin siyasal bir yönü yok. Sayın Selçuk Bayraktar'ın Adalet ve Kalkınma Partisi lideriyle akrabalığı olması onun yatırımının ve üretiminin engellenmesine asla konu olamaz. Böyle bir şey olması mümkün değil."
Ardından Andican, "Buradan Selçuk Bayraktar'a bir mesajım var" diyerek kendisine "Rahat olsun, üretimine, çalışmalarına devam etsin. Ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz, takip ediyoruz. İktidara geldiğimizde kesinlikle bu başarılarının ve üretim yeteneğinin artması için maddi ve manevi her türlü desteği vereceğiz" ifadelerinde bulunmuş.
İyi Parti’nin güncel programında Erdoğan’ın iddia ettiği gibi bir vaat bulunmuyor. Partinin lideri Meral Akşener, Baykar Yönetim Kurulu’nun önceki başkanı Özdemir Bayraktar vefat ettiğinde bir başsağlığı mesajı paylaşmış. Akşener, tweetinde Özdemir Bayraktar’dan “Ülkemizin savunma sanayisine uzun yıllar değerli hizmetlerde bulunmuş iş insanımız” diye bahsetmiş.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya: “Baykar'ın projelerinin engellenmesi asla mümkün değil”
Cihat Arpacık’ın haberine göre Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, "Baykar'ın projelerinin engellenmesi asla mümkün değil" demiş ve eklemiş: "Selçuk Bey'e, Baykar bu yola çıkarken yaşadığı sıkıntıları, iktidar tarafından önüne konulan engelleri hatırlamasını tavsiye ediyorum.”
Kaya, "Bayraktar'ın yanlış bir çıkarım yaptığını düşünüyorum. İHA ve SİHA'lar bu ülkenin milli projeleridir. Bu projeler iktidarlara göre değişmez. Gözbebeği kurumlarımızın iktidar değişikliğine odaklı yorumlar yapmaması gerekiyor" ifadelerini kullanmış.
Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun: “Projeler engellenmeyecek ama hiçbir şirkete “hormonlu büyüme” fırsatı tanınmayacak”
Yine ilgili haberde Gelecek Partisi Genel Sekreteri Kani Torun’a da mikrofon uzatılmış. Torun “Projeler engellenmeyecek ama hiçbir şirkete 'hormonlu büyüme' fırsatı tanınmayacak" demiş ve eklemiş: "Savunma sanayisi şirketlerini her zaman destekleriz. Desteklenmesi de gerekir. Ama kimseye iltimas tanınmaz. Diğer savunma sanayi şirketleri nasıl destekler alıyorsa onlar da aynı desteklerden faydalanır. Bir engellenme çalışması da olmaz, kimse özel muamele görmez."
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt: “İHA ve SİHA’lar AKP demek değil, Türkiye demektir”
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, 16 Ocak tarihinde yaptığı Twitter paylaşımında İHA ve SİHA’lara sahip çıkmış:
Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde savunma sanayii
Altılı Masa’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde “Sanayi ve Teknoloji, Savunma Sanayi” özet alt başlığı altında bir dizi vaade rastlıyoruz. Savunma sanayisine ilişkin olanlarsa şu şekilde:
- Savunma sanayimizi çok daha ileri bir noktaya taşıyarak, ülkemizin savunma alanındaki dışa bağımlılığını azaltacak, ileri endüstriyel teknolojilerin gelişimine öncülük yapacak bir ekosistem oluşturacak, silahlı kuvvetlerimizin gücünü ve caydırıcılığını artıracak ve yüksek katma değerli ihracatı geliştireceğiz.
- Savunma Sanayiinde özel sektörün önünü açacak ve sektörde adil rekabeti sağlayacağız.
- Büyük tedarik projelerini, kuvvet yapısı ve kuvvet planlamasını bozmayacak şekilde somut güvenlik ortam ve ihtiyacına uygun olarak, ülkenin dış politikası ile çelişmeyen bir biçimde yöneteceğiz.
- Geliştirme takvimleri sürekli sarkan Milli Muharip Uçak, Jet Eğitim Uçağı, Altay Tankı, TF 2000 Firkateyni, 4G ve 5G baz istasyonu ve ağ alt yapısı, askeri gözetleme ve iletişim uyduları ve benzeri projelerin gerçekçi şekilde hayata geçirilmesi ve tamamen yerlileştirilmesi için ayrı ve özel bir bütçe oluşturacak, gerekli uzman personel tahsisini gerçekleştireceğiz.
- Altay Tankı’nda motor tedarik sürecini tamamlayacak, bununla paralel olarak yerli motor çalışmalarını başlatacak, yüzde 100 yerli tank çalışmalarını büyük bir seferberlikle sürdürecek ve başarıya ulaştıracağız.
- Konsolidasyon, stratejik satın almalar, birleşmeler, girişim sermayesi yatırımı ve etkin bir planlama ile özel sektörün de aktif desteğiyle Askerî Elektronik Sanayi A.Ş (ASELSAN), TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş (TAI), Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE), Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş (Roketsan), TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş (TEI) ve Hava Elektronik Sanayii A.Ş (HAVELSAN)’ı global şirketlere dönüştüreceğiz.
- Milli menfaat ve milli güvenlik ilkeleri çerçevesinde, kritik özellikteki yetenekleri ve hizmetleri zaafa uğratacak askeri fabrika özelleştirilmesine gitmeyeceğiz.
- Sakarya Tank Palet Fabrikasının tahsis işlemlerini hukuki mevzuat çerçevesinde iptal edeceğiz.
Vaatlerin daha geniş bir biçimde aktarıldığı kısmı, dökümanın 125, 126 ve 127. sayfalarında görebilirsiniz. Bu vaatler bağlamında Baykar’ın veya özel sektörden başka benzer firmaların “durdurulması” gibi bir yaklaşıma rastlanmadığı söylenebilir.
Millet İttifakı’nın konuya ilişkin açıklamalarını bu şekilde özetleyebiliyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddiasında Millet İttifakı’nı kastettiğini varsaymak mümkün ama diğer muhalefet partilerinin konuya ilişkin açıklamalarını da inceliyoruz.
Muharrem İnce: “İHA’larla, SİHA’larla mücadele etmiyoruz”
Memleket Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce ise Ali Babacan’ın basında eksik bir biçimde yer verilen ifadelerinin üzerinden konuyla bağlantılı olarak “İHA’larla, SİHA’larla mücadele etmiyoruz” diyerek ”Doğru bir iş yapılmışsa, “Erdoğan’ın damadıymış” benim umrumda değil. Doğruysa bir iş onu destekleriz” açıklamalarında bulunmuş.
Sinan Oğan: “Ülkemizin İHA/SİHA teknolojisinde geldiği durumdan gurur duyuyorum”
ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan ise 28 Mart’ta yaptığı konuşmasında “Ülkemizin İHA/SİHA teknolojisinde geldiği durumdan gurur duyuyorum. Bunu daha ileri götüreceğime söz veriyorum.” ifadelerine yer vermiş.
TİP ve HDP SİHA’lar konusunda Millet İttifakı’ndan farklı bir perspektif benimsiyor
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, 4 Mart 2022’de katıldığı bir televizyon programında “Gerçekten barış istiyorsak yapmamız gereken şey nedir? Kendi yaşadığımız coğrafyada, kendi ülkemizde, kendi iktidarımızın savaşçı politikalarına karşı yüksek perdeden ses çıkartabilmek. Türkiye’nin İHA, SİHA satışına engel olmak lazım. Bu savaşı büyüten bir şey” demiş.
Erdoğan’ın ilgili iddiası daha geniş bir kapsamda “muhalefet”e yönelik olduğu ve Baş’ın açıklamasından yaklaşık bir sene sonra dile getirildiği için Erdoğan’ın hedefindeki asıl siyasetçinin TİP Genel Başkanı olmadığı düşünülebilir.
Halkların Demokrasi Partisi’nden siyasetçiler de aralıklarla İHA ve SİHA’ların kullanımını eleştiriyor. HDP’nin eleştirdiği gelişmelerden biri 31 Ağustos 2017’de Hakkari’de yaşanmış. İlgili konu üzerine CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun da SİHA kullanımına ilişkin, yukarıda bahsettiğimiz sert yorumları olmuştu.
31 Ağustos 2017’de ne yaşandı?
BBC Türkçe’nin haberine göre 31 Ağustos 2017'de Hakkari yakınlarında piknik alanı olarak kullanılan Kanireş Çeşmesi'nde dört kişi, SİHA ile vuruldu. 35 yaşındaki Mehmet Temel hayatını kaybetti.
Hakkari Valiliği vurulan kişilerin "bölgedeki teröristlerle toplantı halindeki işbirlikçiler" olduğunu bildirirken, HDP milletvekilleri ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, vurulan kişileri "şehir merkezinde herkesin tanıdığı siviller" olarak niteledi.
Baykar’ın başındaki Selçuk Bayraktar, Erdoğan’ın damadı
Baykar, 1986 yılından bu yana otomotiv, havacılık ve savunma sanayilerinde çeşitli çalışmalarıyla öne çıkan bir şirket. İnsansız hava araçları (İHA) ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine katkıda bulunuyor. Baykar’ın İHA çalışmalarının geçmişi 2000’li yılların başına uzanıyor.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, liseyi Robert Kolej’de, lisans eğitimini ise İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği bölümünde tamamlamış. İlk yüksek lisansını Pennsylvania Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünde, ikincisini ise Massachusetts Institute of Technology’de (MIT) Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünde tamamlamış. Doktorasına Georgia Institute of Technology’de başlamış ama 2007 yılında eğitimine ara vererek Baykar’a dönmüş. Özgeçmişi ve çalışmaları itibariyle alana ve sektöre hakimiyeti bir yana, Selçuk Bayraktar’ı Türkiye’nin gündemine taşıyan gelişmelerden biri de kendisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan ile 2016 yılındaki evliliği oldu.
Baykar’ın insansız hava araçları hangi ülkelerde faaliyet gösteriyor?
Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar’ın Aralık 2022’deki bir açıklamasına göre Bayraktar TB2 SİHA'ları için Baykar’ın ihracat sözleşmesi imzaladığı ülke sayısı 27. Bu ülkelerin hangi ülkeler olduğunu net olarak bilemiyoruz ancak açık kaynaklardan TB2 SİHA’larının satın alındığı veya kullanıldığı belirtilen ülkelere baktığımızda şu 29 ülke karşımıza çıkıyor:
Katar, Libya, Ukrayna, Azerbaycan, Türkmenistan, Fas, Etiyopya, Kırgızistan, Pakistan, Cibuti, Burkina Faso, Ruanda, Togo, Nijer, Nijerya, Polonya, Mali, Birleşik Arap Emirlikleri, Arnavutluk, Kuveyt, Kazakistan*, Tunus*, Cezayir, Somali, Tacikistan, Bangladeş, Irak, Romanya, Litvanya**
* İnternette bazı sayfalarda TB2 değil ama Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin (TUSAŞ) SİHA'sı olan ANKA satın alımı yaptıklarına dair bulgulara da rastlanıyor.
** Litvanya, Ukrayna'ya göndermek üzere satın almıştı.
Macaristan, Sırbistan ve Angola’nın ise Bayraktar TB2 almak isteyen ülkeler arasında olduğu söyleniyor.
Uppsala Çatışma Verileri Programı’nın (UCDP) sunduğu bilgilere göre Etiyopya, 2022 yılının en kanlı çatışmalarına sahne oldu. Ağustos 2022’de şiddetlenen çatışmalarda sadece birkaç ay içinde en az 100 bin kişinin yaşamını yitirdiği biliniyor. Gerçek rakamların bunun birkaç katı olabileceği fikrinde olanlar da var.
Tigray Savaşı’nda Etiyopya hükümeti Tigray Halk Kurtuluş Cephesi’ne karşı Bayraktar TB2’yi kullanmıştı. Taraflar, Kasım 2022'de barış anlaşması imzalamışlar ve çatışmalara son vermişlerdi.
2022 yılının Şubat ayında başlayan Ukrayna-Rusya Savaşı’nda ise 2022 yılı boyunca çatışmalarda en az 70 bin kişinin yaşamını yitirdiği biliniyor.
Ukrayna, Bayraktar TB2’yi çatışmalarda Rusya’ya karşı kullanıyor ve Baykar’ın insansız hava araçları ülkede hayli popüler. Öyle ki Bayraktar, savaş şarkılarına bile konu olmuş durumda.
Ekim 2022’de Selçuk Bayraktar, Ukrayna Devlet Liyakat Nişanı da almıştı.