Yüzük parmağının kalbe doğrudan ulaşan damara sahip tek uzuv olduğu ve evlilik yüzüklerinin bu nedenle bu parmağa takıldığı hakkındaki şehir efsanesi, sosyal medyada uzun zamandır paylaşılıyor.
Bu şehir efsanesi sosyal medya platformlarında yıllardır zaman zaman tekrar gündeme geliyor. Öyle ki, iddiaya dair 2013’te viral olmuş paylaşımlara bile ulaşmak mümkün. Yalnızca Türkiye’de değil, yabancı platformlarda da iddia paylaşılmış.
Evlilik yüzüğü ve 'vena amoris'in kökeni
İnternette arama yapıldığında, iddianın kökenine dair çeşitli kaynaklara ulaşmak mümkün. Eski uygarlıklarda vena amoris (aşk damarı) adı verilen, sol elin dördüncü parmağından doğrudan kalbe giden bir damar olduğuna dair bir inanış olduğu belirtilmiş. Yüzük parmağının sol elin dördüncü parmağına takılması geleneğinin bu inanışa dayandığı aktarılmış.
Bazı kaynaklar vena amoris inancını Eski Mısır’a dayandırırken bazıları Antik Yunan ve Roma’ya dayandığını belirtmişler.
Evrim Ağacı, iddiayı incelediği yazısında Henry Swinburne’ün 1686’da yayımlanan “A Treatment of Espousal or Matrimonial Contracts” adlı kitabında parmak ve kalp arasındaki bağlantıya dair inancın ilk olarak Eski Mısır’da bulunduğu iddiasının yer aldığını belirtmiş.
Kudret Emiroğlu, “Gündelik Hayatımızın Tarihi” adlı kitabında “aşk damarının” Yunanlılar tarafından keşfedildiğini ifade etmiş. Wendy Doniger’in “The Ring of Truth: And Other Myths of Sex and Jewelry” kitabındaysa vena amorisin bu üç uygarlıkla da ilişkilendirildiği belirtilmiş.
Kudret Emiroğlu, Gündelik Hayatımızın Tarihi, sf. 36.
Wendy Doniger, The Ring of Truth: And Other Myths of Sex and Jewelry, sf. 8.
Yüzük parmağı doğrudan kalbe bağlanmıyor
İddia, dokunaklı olsa da elin anatomisinin gerçekleriyle uyuşmuyor.
Sol elimizin dördüncü parmağıyla diğer parmaklar arasında damar ve sinir bağlantısı bakımından büyük bir fark bulunmuyor. Anatomik modellerde görüldüğü gibi el parmaklarından çıkan damarlar daha büyük bir damarda toplanarak kalbe bağlanıyor. Herhangi biri diğerlerinden farklı olarak doğrudan kalbe gitmiyor.
Kalp ve el arasındaki bağlantı
Teyit’in ulaştığı kalp ve damar cerrahı Dr. Selin Korkmaz da, iddianın doğru olmadığını söyleyerek elin anatomisini şöyle açıkladı:
İnsan vücudunda damarları arterler ve venler olarak iki gruba ayırabiliriz. Yani atardamarlar ve toplardamarlar. Arterler kalpten pompalanan oksijence zengin kanı vücuda götürürken, venler vücuttaki karbondioksitçe zengin kanı tekrar kalbe getirirler. Kalpten çıkan ana arter olan aort, hemen sonrasında gelen arkus aorta bölümünde üç dal verir: Turuncus brachiosephalicus, arteria carotis communis sinistra, arteria subclavia sinistra olmak üzere. Daha sonra aorta descendes dediğimiz kısım aşağı iner ve iç organları besleyen dallarına ayrılır. Arteria subclavia sinistra birinci kaburgayı geçtikten sonra arteria aksillaris adını alır. Arteria aksillaris ise teres major kasını geçtikten sonra arteria brachialis adını alır. Arteria brachialis ise dirsek hizasına iki dala ayrılır. Daha sonra bu iki dal kolun ön ve arka yüzünü ve parmakları beslemek üzere farklı dallara ayrılır. Toplardamarlarda da aynı dallanma şekli mevcuttur. Yani, parmaktaki bir damarın kalbe direkt olarak bağlanması söz konusu değildir.
Hatta dördüncü parmağı besleyen damarlar aynı zamanda yanındaki üçüncü ve beşinci parmakları da besliyor diyebiliriz. Aşağı doğru dallanarak inen arterler parmakların başladığı eklemde parmak yan yüzleri boyunca seyretmek üzere ikiye ayrılırlar.
Yani, sol elin dördüncü parmağında doğrudan kalbe bağlanan bir damar yok.
İddia daha önce Evrim Ağacı, Malumatfuruş ve Africa Check tarafından da incelendi.