Yeni koronavirüsle ilgili tespitler içeren metnin doktor Mehmet Öz’e ait olduğu iddiası

Yeni koronavirüsle ilgili tespitler içeren metnin doktor Mehmet Öz’e ait olduğu iddiası

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

Öz’ün ne Facebook sayfası, ne de internet sitesinde bu ifadelerin yer aldığı bir yazı yok.

Metin içerisinde geçen birçok tespit de doğru değil.

Bu içerik 3 yıldan daha eski tarihlidir.

Sosyal medyada ve WhatsApp’ta yayılan, Teyit’e de ihbar olarak olarak gelen bir metinde yer alan yeni koronavirüs (Covid-19) tespit ve tavsiyelerinin, Dr. Mehmet Öz’e ait olduğu iddiaedildi. Metinde Dr. Öz’e ait olduğu iddia edilen ifadelerden bazıları şöyle

  • Virüsten kaçış yok, hepimiz yakalanacağız. Önlemlerin tek amacı yayılımın hızını yavaşlatmak. 
  • Virüsler aslında öldürücü değiller. Hayvanlardan geçiyor ama onları öldürmüyorlar. Çünkü yaşamak için üzerinde yaşadıkları canlılara muhtaçlar. 
  • Virüsün bizi öldürmesinin sebebi, kendini hala hayvan vücudunda sanması, yeni konağın şartlarını henüz tanımaması. 
  • Canlılığını devam ettirebilmesi için bulunduğu konağı öldürmemesi ve başka konaklara geçebilmesi gerekiyor. Mecburen mutasyona uğrayacak ve bizimle yaşamayı öğrenecek. 
  • Aşı bu nedenle faydasız. Grip gibi, mutasyona her uğradığında aşı işlevini kaybedecek. 

Metin, Mehmet Öz’e atıfla haber sitelerinde de yer aldı.

mehmet oz min 1

Ancak metin Mehmet Öz’e ait değil. Öz’ün ne Facebook sayfası, ne de internet sitesinde bu ifadelerin yer aldığı bir yazı yer alıyor. Metin içerisinde geçen birçok tespit de doğru değil.

Yazı Dr. Öz’e ait değil

Mehmet Öz’ün Facebook sayfasında iddia edilen ifadelerin yer aldığı paylaşım yok. Aynı zamanda Dr. Öz’ün yeni koronavirüsle ilgili bilgilerin yer aldığı internet sitesinde de metinde geçen ifadelerin yer aldığı yazıya rastlanmıyor. Öz, YouTube hesabından yeni koronavirüsten nasıl korunacağımızla ilgili bilgiler içeren videolar paylaşıyor. Burada da içerikte yer alan ifadelere rastlamak mümkün değil.

Öte yandan aynı metnin yer aldığı, başka isimlere atıfta bulunan paylaşımlar da var. Örneğin bir yerde bir Facebook kullanıcısı ‘doktor olan kuzenimin yazdıkları’ diye, başka bir yerde de İngiltere’de doktor olan Turhan Çömez’den önlem ve tavsiyeler olarak paylaşılmış. Turhan Çömez’in Facebook hesabında da böyle bir paylaşıma rastlanmadı. Dolayısıyla metin Mehmet Öz’e ait değil. Teyit içerikleri sormak için her iki doktora da ulaşmayı denedi ancak şu ana kadar yanıt alamadı. 

Virüsler konaklarını gözetmez

Gelelim metinde sıralanan iddialara. İstisnasız herkesin virüse yakalanacağını söylemek, mevcut bilimsel verilere göre mümkün değil. Yeni koronavirüs salgının geleceğini tahmin etmek için ülke bazında hazırlanan modelleme ve simülasyonlarda yüzde 100 bulaşma öngörülmüyor. Ki bunlardan bazıları virüsün milyonlarca insanı enfekte edeceğini hesap ediyor. Uzmanların da bu yönde bir görüşü yok. Dahası, tahminlerin tam anlamıyla tutacağını söylemek de güç

Virüslerin aslında öldürücü olmadıkları, hayvanları öldürmedikleri de bilimsel olarak doğru değil. Belli türleri enfekte eden, birden fazla türü enfekte edebilen, öldürücü olan ve olmayan yüz binlerce virüs ailesi var. Bunlardan bazıları, öldürücülük oranı çok yüksek olmasına rağmen, örneğin ebola virüsü, yine de varlığını devam ettirebiliyor. Yine çiçek hastalığına yol açan virüs, aşısı bulunana kadar yüzyıllar boyunca yüksek öldürücülük oranıyla dünyayı dolaştı. 

Virüsler, varlıklarını sürdürmek için bir konağa muhtaçlar. Metinde virüslerin bir iradesi ve amacı, evrimin de bir yönü olduğu varsayılarak, virüslerin konaklarını öldürmeye kast etmeyecekleri ve birlikte yaşamayı seçecekleri öne sürülmüş. Virüsler bildiğimiz anlamda yaşayan canlılar değiller ve evrimlerinin bir amacı da yok. Örneğin yeni koronavirüs RNA molekülü taşıyan basit bir protein kılıfından ibaret. Virüslerin kendi kendilerine metabolik bir faaliyetleri de yok. Genetik yapıları hızlı mutasyona da el veriyor. Konaklarını hızlıca kaybedecek şekilde mutasyona uğrayanlar, yeni konaklara erişemediklerinden kodlarını sonraki jenerasyonlara aktaramayıp yok olabiliyorlar. Ancak bu bir kural ya da virüsün amacı değil, sadece evrimin mekanizması. Virüslerin varlıklarını devam ettirebilmelerini etkileyen, bulaşıcılık oranı ve öldürücülük oranı başta olmak üzere onlarca farklı etken var.   

Aşıların bağışıklık süresi değişken 

Dolayısıyla virüsün bizi öldürmesinin sebebi, kendini hala hayvan vücudunda sanması ve yeni konağın şartlarını henüz tanımaması değil. Varlıklarını devam ettirebilmeleri için başka konaklar bulmaları gerekse de, bunun bilincinde değiller. Mutasyonları da bir mecburiyetten değil, belli bir mutasyonun genlerini sonraki kuşağa aktarabilme şansı bulabilmesinden kaynaklanıyor.  

Diğer yandan insan vücudunun bu virüsü tanımadığı doğru, bu nedenle de hemen savunmaya geçemiyor. Virüsü tehlikeli kılan da bu. Hücreleri istila eden virüsle mücadele için spesifik bir tedavinin olmaması da salgını zorlaştırıyor. 

İddiada aşının mutasyon nedeniyle faydasız olduğu da söyleniyor ve olası aşının virüs mutasyona her uğradığında işlevini kaybedeceği öne sürülüyor. Ancak mutasyonun aşıyı etkisizleştirmesi gerekmiyor. Mutasyon mekanizmaları virüslerde farklılık gösteriyor. Çocuk felci için yapılan aşının ömür boyu bağışıklık süresi var; grip aşısının ömrü ise çok daha kısa. SARS-CoV-2 yeni bir virüs ve bağışıklığın ömrünün kestirilebilmesi için daha fazla bilimsel çalışma ve zamana ihtiyaç var. Aşı geliştirmelerinin sonuçlarının alınması için en az bir yıl geçmesi gerektiği öngörülüyor. Aşıların hastalığın tekrarı durumunda yardımcı olması da bekleniyor.

Virüsün nasıl davranacağı kesin değil 

Uzman görüşlerine göre virüse karşı enfeksiyon ya da aşılama yoluyla sürü bağışıklığı geliştiğinde, vaka sayısı da azalacak. Diğer bir olasılık da virüsün yayılımının devam edeceği ve grip gibi yaygın bir enfeksiyon olarak hayatını sürdüreceği. Uzmanlar yeni koronavirüsün tamamen yok edilebileceğini ise öngörmüyor. Virüsün kayda değer bir mutasyona uğradığına dair kanıt da yok. Ancak bunun mümkün olmadığı da söylenmiyor. Yeni koronavirüsün nasıl davranacağı, henüz tam olarak bilinmiyor. 

Karantina gibi uygulamalara, tam bu yüzden, virüsün nasıl davranacağı bilinmediğinden, onu tanıyana, aşı ve tedavi geliştirilene kadar zaman kazanabilmek için başvuruluyor. Karantinaların tek sebebi sağlık sisteminin üzerindeki yük değil

Sonuç olarak metinde geçen ifadeler doktor Mehmet Öz’e ait değil. Metin içerisinde yer alan birçok tespitin de doğruluğu yok. İddia yanlış bilginin en yaygın yedi türünden uydurmaya örnek.