Sosyal medyada yayılan bir paylaşımda, China Daily’nin 2018’de Wuhan Viroloji Enstitüsü’nde 1500’den fazla virüs çeşidinin saklandığını açıkladığı, salgının ardından bu tweetin silindiği iddia edildi. Yeni Akit, Milliyet, Milli Gazete, Takvim, Haber 7 ve Sabah gibi sitelerde de yer alan haberde, yeni koronavirüsün de bu laboratuvarda tutulduğu ve fotoğraflarda görüldüğü kadarıyla laboratuvardaki güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu ifade edildi. Haber, İngiliz bulvar basınında da geniş yer buldu.
China Daily’nin paylaşımı sildiği doğru. Ancak haber enstitünün resmi sitesinde ve Çin Ulusal Radyosu (CNR) sitesinde hala bulunuyor. Virüsler burada “gizli” bir şekilde tutulmuyor ve 2018 tarihli fotoğraftaki laboratuvarda tutulan virüsler arasında SARS-CoV-2 olamazdı.
Fotoğraflar “gizli” değil
İddianın odağındaki fotoğraflar basına sızan değil, Wuhan Viroloji Enstitüsü ve Çin Ulusal Radyosu tarafından paylaşılan fotoğraflar. CNR’da yer alan haber “Asya’nın en büyük virüs deposundaki bin 500’den fazla virüsü keşfedin” başlığıyla yazılmış. Haberde, enstitünün büyüklüğü, P1’den P4’e farklı güvenlik seviyelerinde laboratuvarların bulunduğu ve dünyada bilinen virüs ailelerinden üçte birinin burada incelendiği yazıyor. China Daily’nin paylaşımı sildiği ise doğru. 30 Nisan itibariyle internet sitesinden haber içeriğine ulaşılamıyor.
Bu virüslerin gizlice “tutulduğu” iddiası ise asılsız. Haber enstitünün resmi sitesinde “Asya’nın en büyük virüs bankasını keşfedin” başlığıyla yazılmış ve enstitü dahilindeki virüslerden, saklama ve çalışma koşullarından ayrıntılı olarak bahsediliyor. Enstitü dahilinde dünyada sayılı laboratuvarın akredite olabildiği en üst seviye biyogüvenlik standartlarının uygulandığı P4 laboratuvarı da var. Ancak iddiaların hedefi olan görsel, P3 ve P4 standartlarına kıyasla daha hafif önlemlerin uygulandığı P2 laboratuvarından.
Fotoğraf, P2 laboratuvarına girmesine izin verilen Chutian Metropolis Daily muhabiri tarafından çekilmiş. P2 laboratuvarları, P3 ve P4 laboratuvarlarına kıyasla daha hafif güvenlik önlemleri gerektiriyor ancak yine de vücudun ortamla temasını minimuma indiren kişisel koruma ekipmanları giyiliyor.
Enstitüde virüslerin saklanması için -40, -80 ve -150 derece buzdolapları var. Haberde, görseldeki dolabın sıcaklığının -77 derece olduğu yazıyor. Bu dolapta zika, hepatit, influenza, herpes gibi virüsler saklanıyor.
Teyit, iddiaların hedefindeki fotoğraf hakkında görüş almak için Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Selim Badur'a ulaştı. Badur, virüslerin sıfırın altında 80 gibi derecelerde saklanmasının ve çeşitli virüslerin bu dolapta bir arada saklanmasının normal olduğunu söyledi. Ayrıca, fotoğrafta herhangi bir güvenlik açığı görünmediğini ifade etti.
Nörobilimci ve genetik uzmanı Çağhan Kızıl ise Teyit'e yaptığı değerlendirmede virüslerin eksi 80 derecede tutulmasının protein yapısını korumak için gerekli olduğunu ve raflarda kutuların içine yerleştirilmiş küçük tüplerle binlerce virüs saklanabileceğini belirtti. Kızıl, dolabın kapısındaki olası hasar konusundaysa bu tip laboratuvarlarda kapıların çok ağır ve kırılmasının zor olduğunu söylerken, sıcaklık eksi 80'den 70'e yükseldiğinde alarm sistemlerinin devreye gireceğini ifade etti.
Görsel yeni koronavirüsün ortaya çıkışından bir yıl öncesine ait
Enstitü dahilinde P4 güvenlik önlemlerini gerektiren tek virüsün Kırım Kongo Kanamalı Ateşine sebep olan virüs olduğu yazıyor. 2017’de Nature’da yayınlanan bir haberde enstitünün gelecek hedeflerinin ebola ve P4 güvenlik önlemleri gerektirmese de, SARS’a sebep olan virüs üzerinde en üst düzey güvenlik önlemlerinin sağlandığı bu laboratuvarlarda çalışmak olduğu ifade edilmiş.
Güncel salgına neden olan yeni koronavirüs de SARS ile aynı aileden. Ancak 2019 yılında ortaya çıkan yeni koronavirüsün, 2018 yılında çekilen bu fotoğraftaki dolapta yer alması olası değil.
Soruşturma biyosilah değil, güvenlik açığı iddialarını araştırıyor
Covid-19 salgını başladığından beri virüsün insan yapımı olduğu, biyolojik silah amacıyla üretildiği gibi çeşitli iddialar yayıldı. Ancak mevcut bilimsel veriler, Sars-CoV-2’nin doğal yollarla hayvanlardan insanlara atladığını gösteriyor. ABD’de virüsün kaynağını anlamak için Çin aleyhine açılan soruşturma ise, virüsün laboratuvarda insan eliyle üretildiği ihtimalini değil, laboratuvarlarda yeterli güvenlik tedbirleri alınmadığından, hayvanlardan insanlara bir bulaşma olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
Nitekim laboratuvarlarda tutulan virüsler zaman zaman istenmeyen kazalara da neden olabiliyor. 2014 yılında ABD’de bir laboratuvarda araştırmacıların varlığından haberdar olmadığı 1950’lerden kalma çiçek virüsü numuneleri bulundu. 2015’te ise canlı şarbon virüsü numunelerinin yanlışlıkla ABD ve Güney Kore’deki askeri üslere gönderilmesi paniğe sebep olmuştu.
Enstitüye yöneltilen iddialar
Viroloji laboratuvarları, virüslerin mekanizmalarını öğrenmek ve aşı geliştirmek tehlikeli pek çok virüs üzerinde çalışıyor. Vahşi hayvanların yaşam alanlarından bu virüslerin toplanması da, çalışmaların bir parçası. Wuhan Disease Control Center’dan bir ekibin, yarasalardan bu yüksek riskli parazit ve virüs örnekleri toplamak için mağaralara keşifler yaptığı biliniyor.
Yarasalar yüzlerce farklı koronavirüse ev sahipliği yapıyor. Bu virüslerin yarasalardan insana doğrudan geçme olasılığının düşük olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan bir araştırma, koronavirüslerin bir ara konağa ihtiyaç duymadan da yarasalardan insanlara geçebileceğini gösterdi. Bu, yarasalar üzerinde viroloji çalışması yapmanın göründüğünden daha riskli olduğunu gösteriyordu.
ABD’de 2014’te CDC laboratuvarlarında güvenlik açığı tartışmaları gündeme geldi ve ülke içindeki laboratuvarların fonlanması yasaklandı. Bunun üzerine ABD’nin, bugün Covid-19 salgınından sorumlu tutulan Wuhan’daki laboratuvarı fonlamaya başladığı, yani tehlikeli viroloji çalışmalarını taşere ettiği öne sürüldü.
Şubat 2020’de Çin Bilim ve Teknoloji Bakanlığı tüm bu laboratuvarlarda güvenlik seviyesinin artırılması için yeni düzenlemeler getirdi. Bu da öncesindeki güvenlik önlemlerinin yetersiz olduğu iddialarını güçlendirdi.
The Washington Post, Nisan 2020’de yayınlanan bir haberle 2018’de Wuhan’daki enstitüye ABD’li yetkililerin gittiğini ve laboratuvarlarda güvenlik açığı olduğuyla ilgili rapor tutulduğunu öne sürdüğü bir araştırma yayınladı. Ayrıntıları bilinmeyen bu raporu görmek için talepte bulunan Washington Post’un talebi reddedildi. Wuhan Viroloji Enstitüsü ise, güvenlik önlemlerini büyük bir titizlikle uyguladıklarını söyleyerek, bir açığın söz konusu olmadığını savunuyor.
Laboratuvarlarda biyogüvenlik sınıflandırmaları
DSÖ’ye göre laboratuvarlarda uygulanan güvenlik seviyeleri BSL (bio-safety level) ya da P (pathogen/protection level) koduyla 1’den 4’e kadar sıralanıyor. ABD’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) tarafından kabul edilen bu standartlar, Avrupa ve Kanada için de geçerli.
En üst düzey güvenlik önlemleri gerektiren P4 laboratuvarlarında aerosol yoluyla bulaşabilen, ölümcül hastalıklara sebep olan, aşısı ya da tedavisi olmayan tehlikeli mikroorganizmalar üzerinde çalışılıyor. Bu laboratuvarlarda araştırmacılar bütün vücutlarını kaplayan, astronot kıyafetlerine benzer ekipmanlar giyiyor ve organizmaları biyogüvenlik kabinleri içinde inceliyor.
Wuhan Viroloji Enstitüsü P4 laboratuvarında çalışanlar
Fotoğraf: Johannes Eisele/AFP/Getty Images
DSÖ’nün 2017 verilerine göre dünyada 54 P3 ve P4 laboratuvarı var. Bunların 31’i çalışır durumdaki en üst seviye P4 laboratuvarları, 12’si de yapım aşamasında. Ancak bu laboratuvarları regüle eden ulusüstü bir sözleşme yok.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Şubat 2020’de yayınladığı yeni tip koronavirüse ilişkin laboratuvar biyogüvenlik yönergesine göre, SARS-CoV-2 ile yapılan sekanslama, nükleik asit amplifikasyon testleri (NAAT) gibi non-propagatif laboratuvar çalışmaları P2 prosedürü gerektiriyor. Virüsün izolasyonu gibi propagatif çalışmaların ise daha yüksek güvenlik önlemlerini kapsayan P3 seviyesinde yapılması lazım.
Sonuç olarak, iddia konusu görsel 2018 yılında, yani yeni koronavirüsün ortaya çıkışından bir yıl önce kaydedilmiş ve tek bir buzdolabında kaç virüsün tutulduğunu söylemek bu fotoğrafa bakarak mümkün değil. Fotoğrafın China Daily’nin sitesinden silindiği doğru olsa da, görsel, laboratuvardaki güvenlik tedbirlerinin yeterliliği ya da yetersizliğini anlamak için kafi değil. İddia yanlış bilginin yedi türünden bağlamdan koparmaya örnek.