İstanbul 23 Ocak 2021 gününden itibaren şiddetini artıran yoğun kar yağışı ile baş etmeye çalışıyor. Yağış yolların kapanmasına neden olunca, şehir trafiği ve yolların açılmasının kimin sorumluluğu olduğuyla ilgili pek çok iddia ortaya atıldı.
Bunlardan birinde yer alan bir videoda görünen yolun da, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) sorumluluğunda olmasına rağmen, Ulaştırma Bakanlığı tarafından açıldığı söylendi. Paylaşıma göre yola belediye ekipleri müdahale etmediği için, bakanlık inisiyatif alarak yolu açmıştı.
Videodaki yol Karayolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı
Tersine görsel arama yaptığımızda, videonun eski tarihli olduğuna dair herhangi bir sonuçla karşılaşmıyoruz. Daha sonra Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ilgili videoyu paylaşarak yolun Hasdal Havalimanı Yolu olduğunu söylediğini görüyoruz.
Videodaki tabelalar net okunmuyor. KGM'nin paylaştığı tweetin altına gelen bir yorumda yakaladığımız ipucuyla, tabelada Saray - Kırklareli - Çatalca yazdığını görüyoruz. Ardından İstanbul Havalimanı - Hasdal yolunu Google Haritalar üzerinden incelediğimizde, tam konumu videonun 10 ve 32. saniyelerinde görünen tabelalar sayesinde tespit edebiliyoruz. İlk tabela ve ikinci tabela arasında eşit sayıda sokak lambası var.
Videonun 10. saniyesinde gözüken tabela ayrıntısı: Google Haritalar’da D020 İstanbul Havalimanı - Hasdal yolundaki tabela
Videonun 32. saniyesinde gözüken tabela ayrıntısı: Google Haritalar’da D020 İstanbul Havalimanı - Hasdal yolundaki tabela
Hasdal, İstanbul Havalimanı için en önemli bağlantı yollarından biri. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün haritasına göre D020 İstanbul Havalimanı - Hasdal yolu, Kara Yolları Genel Müdürlüğü’ne bağlı bölünmüş bir yol. Dolayısıyla yola İBB’nin değil Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün müdahale etmesi olağan.
Hangi yol kimin sorumluluğunda?
Yoğun kar yağışı gibi olumsuz hava koşullarında araç yollarına bağlı olduğu kurum müdahale ediyor. Peki videodaki yol neresi ve kimin sorumluluğunda?
Çatalca’dan Ağva’ya kadar İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki alanında bulunan ilçe ve köylerin ana ulaşım yolları ile meydanlar, belediyenin sorumluluğunda. İBB, ana arter olmayan bölgelerdeki sorumluluğun ise ilçe belediyelerine ait olduğunu belirtiyor ve çok sayıda ilçe belediyesiyle tuz ve solüsyon paylaşıldığını söylüyor.
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün (KGM) sorumluluğundaki karayolu uzunluğu Ocak 2021 itibariyle ülke genelinde 68 bin 633 kilometre ve üç başlıktan oluşuyor: Otoyol, devlet yolu, il yolu. Yani şehiriçi yollar KGM’ye değil, belediyelere bağlı. Karayolları şehiriçi ve şehir dışı olmak üzere ikiye ayırıyor. Buna göre TEM Otoyolu, Hasdal yolu gibi yollar şehiriçi yol kapsamında değil.
1 Ocak 2021 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğü İstanbul yol haritası
6360 sayılı büyükşehir yasası yetki karmaşası getirdi
Yerel idareler ile merkezi yönetim arasındaki yetki ve sorumluluk tartışmaları, yaz aylarında yaşanan orman yangınlarına müdahale sırasında da gündeme gelmiş, o dönem de hangi bölgedeki alevlere kimin müdahale etmesi gerektiği sıkça tartışılmıştı.
Teyit o dönem yayınladığı “Yangın söndürme yetkisi tartışmaları: Yetki kimde?” başlıklı büyüteçle, sorunda yerel ile merkez arasındaki yetki ve sorumluluk paylaşımında ciddi boşluklara neden olan 6360 sayılı büyükşehir yasasının payı olduğuna işaret etmişti.
Teyit’in ulaştığı Ankara Hacı Bayram Üniversitesi’nden yerel yönetimler uzmanı Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin’e göre, karla mücadele özelinde ise sorunun üç boyutu var: Teknik sorunlar, yetki ve kaynak dağılımından kaynaklanan sorunlar, son olarak siyasi sorunlar. Şahin, teknik sorunlar derken, nerenin ana cadde nerenin sokak olduğunun kesin olmadığı gri alanları kast ediyor. Ona göre bu soruna, çağdaş şehir planlama ilkelerinin uygulanmaması, yani yüksek hızla seyredilen otoban gibi yollara, ara yollar ve düşük kademeli yolların bağlanması gibi planlama sorunları sebep oluyor. Bu kademelenme ilişkisinin sağlıklı kurulamaması, nerenin sokak nerenin cadde olduğunun ve sorumluluk tespitinin zorlaşmasına neden oluyor. Şahin diğer boyutla ilgili de şunları anlatıyor:
Şahin’e göre kriz anında yerel ya da merkezi tüm kurumlarının kaynaklarını işbirliği ve koordinasyon içinde kullanamaması ve birbirini suçlamayı seçmesi de meselenin siyasi boyutunu oluşturuyor.