Covid-19 salgınının başından beri kahinler ve komplo teorisyenlerinden beslenen bir yanlış bilgi akışı var. Arama motorlarında “koronavirüs kahini” yazdığınızda, virüsle ilgili çeşitli tahminlerde bulunduğu iddia edilen yüzlerce kişi çıkıyor. Bunlardan biri de 2008’de yayımlanan bir kitabın yazarı ve medyum Sylvia Brown.
Nedim Şener’in Hürriyet’teki köşesinde de yer verdiği Brown’un “End of Days” (Günlerin Sonu) adlı kitabının bir sayfasının, koronavirüs salgınının seyrini önceden söylediği iddia ediliyor. İddia Mart ayından beri dolaşımda.
“Günlerin Sonu” 2008’de yayınlanmış
Google Books üzerinden yazar Sylvia Brown tarafından yazılmış kitaba ulaşmak mümkün. Kitabın iç kapağındaki bilgilerden ilk defa 2008’de yayınlandığını görebiliyoruz. ISBN numarasını sorguladığımızda da Brown’un yazdığı aynı kitap çıkıyor.
Brown’un tahminlerine eşlik eden ifadelerin İngilizceye çevrilmiş hali aratıldığında, 2020’de yaygınlaşacak bir virüsle ilgili tahminin yapıldığı paragrafı görebiliyoruz.
“2020 civarında, akciğerlere ve bronşiyal tüplere saldırarak bilinen tüm tedavilere direnecek, zatürre benzeri ağır bir hastalık tüm dünyaya yayılacak. Hastalığın kendinden neredeyse daha şaşırtıcı olacak olan, geldiği anda aniden ortadan kaybolması, on yıl sonra tekrar saldırması ve sonra tamamen ortadan kaybolacak olması.”
Brown’un kitabında yer alan diğer “tahminler” incelendiğinde yazarın sağlıktan doğal afetlere, teknolojiden politikaya kadar geniş bir alanda görüş bildirdiği fark edilebiliyor.
Brown’un kitabının ilgili sayfasında yer alan cümleler, Hindistan başta olmak üzere birçok ülkede WhatsApp gruplarında Mart 2020’de yayılmıştı. Kim Kardashian da iddianın aile WhatsApp grubundan iletildiğini gösteren bir tweet atmıştı. Bağımsız teyit platformları Snopes ve Full Fact yayınladıkları analizlerde Brown’un tahminlerinin temelsiz olduklarını belirtmişlerdi.
“Koronavirüsler” uzun zamandır aramızda
Brown geleceğe yönelik tahminlerinde 2020’de yayılacak salgının “akciğerlere ve bronşiyal tüplere saldıracağını” söylemiş. Sıralanan semptomlar sadece Covid-19’a özel değil. Benzer akciğer rahatsızlıklarına sebep olan koronavirüsler 1960’lardan beri insanlarla birlikte. Koronavirüslerin sebep olduğu diğer akciğer hastalıklarının, “SARS” (Ağır Akut Solunum Yolu Yetersizliği Sendromu) ve “MERS” (Orta Doğu Solunum Sendromu) hastalıklarının da seyri Covid-19’unkine benzer; hatta daha ağırdı.
Kitabın yazıldığı 2008 yılında dünya Covid-19’a benzer başka bir salgın atlatmıştı. Çünkü SARS salgını 2003 yılında başladı.
Brown’un iddiasının bir başka kısmı ise “salgının birden kaybolacak olması”. Aralık 2020’de Covid-19 salgının seyrine bakacak olursak hastalık pek de birden kaybolacak gibi durmuyor. Aksine, son birkaç ayda hastalığın tekrar tırmanışta olduğu açıkça söylenebiliyor. Brown’un yazısınının tekrar dolaşıma girmesinin sebebi aşı üzerinde çalışan firmalardan birbiri ardına gelen açıklamalar olabilir. Kullanıcılar da ilgili paylaşımlara “aşının bulunmasının tesadüf olmadığını” belirten yorumlar yapmış.
Salgına dair yükselişi anlamak için kullanılan matematiksel modellemelerle bile salgının ne zaman ve ne şekilde biteceğini kimse öngöremiyor. Sayılan bu sebeplerle “birden bıçak gibi kesilen” bir gidişattan oldukça uzakta olduğumuz söylenebilir. Hatta birçok uzman salgının aşı bulunduğunda bile azalan “dalgalar” şeklinde ilerleyeceğini açıklamaya çalışıyor. Aşı bulunsa dahi, Covid-19 aramızdan hemen ayrılmayacak.
Dünyayı etkileyebilecek bir salgın riski de uzun zamandır insanlığın gündemindeydi. Hatta bazı ülkelerin böylesi bir tehlikeye karşı hazırladıkları salgın senaryoları bulunuyor. Almanya’da 2012 yılında Robert Koch Enstitüsü hazırladığı bir raporda Modi-SARS adlı varsayımsal bir virüsten ve bu virüsün yaratabileceği salgın ihtimaline karşı, ülkenin alacağı önlemlerden bahsediliyordu.
İlginizi çekebilir: Alman meclisine 2012 yılında sunulan raporda yeni koronavirüs salgınının anlatıldığı iddiası
Ayrıca, 2003 yılından bu yana koronavirüslerin zatürreye neden olabilecek, SARS benzeri bir salgın hastalık yaratma potansiyeline işaret eden birçok akademik çalışma da yapıldı. Gıda ve Tarım Örgütü'nün 2011'de yayınladığı bir raporda, Çin’de bulunan hayvan pazarlarında enfekte olan hayvanların SARS benzeri salgın hastalıklara neden olabileceği uyarısı yer alıyordu. Yani yarasalardan insanlara geçebilecek bir koronavirüsün yaratabileceği tehdit uzun süredir biliniyor. Bu nedenle aslında hayvanlardan insanlara geçecek bir virüs senaryosuna "kehanet" demek pek de doğru değil.
Kitaptaki kehanetlerin bir kısmı bilimsel gelişmelerden hareketle sıralanmış
Brown’un gelecek öngörülerini bilimsel bazı gelişmelere dayandırması, kahinliğine inandırıcılık katmak için giriştiği bir çaba olabilir.
Örneğin, salgın tahminin birkaç paragraf öncesinde gerçek kanın yerini 2020 itibariyle “yapay kanın” alacağı iddia edilmiş. Oysa ki yapay zeka ile insan kanı geliştirilmeye başlanması 90’lı yılların sonuna denk geliyor. Ancak halen yapay kana geçilmiş değil. Hatta 2019 tarihli bir makalede bu teknolojinin sınırlarından bahsediliyor.
Kitapta yüzyıllar öncesinde var olan “et yiyen bir bakterinin” 2010’larda tekrar canlanacağı da tahmin edilmiş. Streptococcus grubunda yer alan et yiyen bakteriler 20. yüzyılın başında keşfedilmiş. Bakteriler hakkında yayınlanan bilimsel çalışmalarda da sadece 2010’larda değil dönem dönem bazı coğrafyalarda görüldüğünü bize söylüyor.
Sylvia Brown, ayrıca yaptığı bazı “yanlış” tahminlerle de ünlü biri. The Guardian’da yer alan bir habere göre Sylvia Brown, 2013’te kaybolan bir kız çocuğuyla ilgili yanlış tahminlerde bulunmuş. Kaybolan çocukları için Brown’dan yardım isteyen bir aileye çocuklarının yaşadıklarını söylemiş, ancak kız çocuğu Brown’un beyanından önce vefat etmiş.