Sosyal medyada regl döngüsünün ritmi ve şiddetini eril ve dişil enerjilerin belirlediği iddia edildi. İddiaya göre eril enerjisi yüksek olan kişiler regl gecikmesi, dişil enerjisi yüksek olan kişilerse regl sancısı yaşıyordu.
Eril ve dişil enerji dengesi bilimsel değil
Eril ve dişil enerji fikri ezoterik bir düşünce. Dolayısıyla, dişil veya eril enerji gibi niteliklerin bilimsel olarak kanıtlanması olası değil.
Eril dişil enerji düşüncesi, temelde Yin Yang ve Tantra’ya dayanıyor. Hormon uzmanı Alissa Vitti, WomanCode kitabında bu felsefeyi şöyle açıklıyor: “Tantra, evrenin her şeyi besleyen eril (Shiva) ve dişil (Shakti) enerjiler tarafından yaratıldığına inanan bir doğu felsefesi. Her iki enerji de değişen miktarlarda her birimizin içinde var. Bir insanı psikolojik, duygusal ve fiziksel olarak iyi yapan şey, her ikisini de tam olarak nasıl kullanacağını öğrenmekten geçer. Sadece bir pille uzaktan kumandayı çalıştırmayacağınız gibi, güç kaynağınız olarak bu enerjilerin her ikisine de ihtiyacınız vardır. Onlar, hayatınızı şekillendirmek için gerekli araçlar.”
Geleneksel cinsiyet rollerini epey andıran inanışa göre, dişil enerjisi yüksek insanlar empatik, duygusal, yaratıcı, özgür ruhlu ve vicdanlı; eril enerjisi yüksek olanlar ise hırslı, rekabetçi, mantıklı, sadık ve güçlü oluyor. Halbuki modern bilim insanlarda bu nitelikleri sosyal, çevresel ve genetik birçok faktörün yanı sıra, hormonların tetiklediğini gösteriyor.
Yine bu inanca göre eril ve dişil enerjinin bir denge içinde olması gerek. Misal çok fazla dişil enerjiniz varsa depresif, çok fazla eril enerjiniz varsa tükenmiş olabilirsiniz.
Hangi enerjinin daha baskın olduğuna dair parmak testi ya da yazılı testler gibi birtakım yöntemler olsa da bunların hiçbiri bilimsel değil ve kanıta dayanmıyor. Hatta eril dişil enerji dengesi için Metin Hara gibi isimler çeşitli meditasyonlar, nefes egzersizleri ve programlar uyguluyor.
Regl döngüsünün nasıl geçeceği birçok organik sebebe bağlı
Regl, uterusun gebeliğin oluşmasına hazırlanmak için kalınlaşan duvarının, gebelik oluşmadığında vajinal yolla vücuttan atılmasına verilen ad. Teyit’in ulaştığı kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Irmak Saraç, regl döngüsünün ağrılı ya da ağrısız, uzun ya da kısa olmasının, rahim yapısı, miyomlar, zararlı ya da zararsız olabilen polipler gibi birçok organik değişkene bağlı olabileceğini söyledi.
Reglinin nasıl geçeceğinde kişinin hormonel yapısı da etkili. Hipotalamus adı verilen bir beyin yapısı, yakındaki hipofiz bezinin yumurtalıkların östrojen ve progesteron hormonlarını üretmesini sağlayan belirli kimyasallar üretmesine neden oluyor. Regl döngüsünde her yapı ve bez, diğerlerinin aktivitelerinden etkilenebiliyor.
Eril ve dişil enerjilerden kastın belli hormonlar olduğunu kabul etsek dahi, bunları kişinin meditasyon ya da nefes egzersiziyle hizaya sokabileceğini kanıtlayan çalışmalara rastlamıyoruz.
Enerji dengesinin regl döngüsüyle ilişkili olduğunu kanıtlayabilmek için, söz konusu enerjiyi ölçmenin bir yolu olmalı. Oysa bu enerjilerinin regl döngüsünü etkilediği iddiasını destekleyen hiçbir bilimsel çalışma ya da ölçebilecek yöntem yok. Bu nedenle mevcut verilerle bu konuda anlamlı bir çıkarımda bulunmak mümkün değil.
Gecikme ve sancının birçok sebebi olabilir
Regl gecikmesinin başka birçok tıbbi sebebi olabilir: Stres, polikistik over sendromu, tiroid sorunları, ani kilo değişimi ya da kullanılan ilaçlar. Bazen regl gecikmesi münferit olabilir ve endişe nedeni değildir. Benzer şekilde regl sancısı da kişiden kişiye değişiyor. Bazı durumlarda şiddetli regl ağrısı altta yatan bir sorundan kaynaklanabilir. Her iki durum için de bir jinekolog veya kadın sağlığı uzmanına görünmek, regl döngüleri ile ilgili birçok sorunun ele alınmasına yardımcı olabilir.
Dr. Saraç da, insan bedenindeki enerjinin varlığı ya da yokluğunun günümüz bilgisiyle gösterilemediği için böyle çıkarımların boşa düşeceğini söyledi.
