Sosyal medyada birkaç gündür paylaşılan eski Mısır’dan bir görsele, ilginç bir hikaye eşlik ediyor. Yazılanlara bakılırsa bu resim, eski Mısır’da itaatkar olsunlar diye epifiz bezlerine müdahale edilen köleleri tasvir ediyor. Paylaşımlara göre bugünlerde toplu kamusal faaliyetler için zorunlu tutulan PCR testinin amacı da, hastalığı teşhis etmek değil, epifiz bezine zarar vererek halkı köleleştirmek.
Görseldeki bir göz muayenesi
Tasviri tersine görsel arama yöntemi ile aradığımızda, yüksek çözünürlüklü versiyonuna Getty Image’da rastlıyoruz. Buradaki açıklamada tasvirin Mısır’da “bir hastayı tedavi eden göz hekimini” gösterdiği yazıyor.
Zaten resme birazdan yakından bakıldığında, müdahale edilen organın burun değil, göz olduğu kolaylıkla seçiliyor.
Resmin daha büyük tasvirden bir kesit olduğunu biliyoruz. Buradan hareketle yaptığımız araştırma sonucu, göz muayenesi sahnesinin eski Mısır bilimcisi Norman de Garis Davies’in bir reprodüksiyonundan alındığını anlıyoruz. Eserin tamamı, New York'taki Metropolitan Sanat Müzesi’nin 135. galerisinde sergileniyor. Norman de Garis Davies, bu reprodüksiyonu orijinali Deyr el Medine’de bulunan duvar resminden yola çıkarak Metropolitan Sanat Müzesi için çizmiş. Deir el Medina, yukarı Mısır’da önemli bir antik kent olan Teb’de Nil’in karşı kıyısında yer alıyor.
Teyit’in ulaştığı Ankara Üniversitesi tarih bölümünden Prof. Dr. Turgut Yiğit, duvar resminin orijinalinin tahrip olduğunu ve iyi bir bir fotoğrafı olmadığı için reprodüksiyonuyla bilindiğini söyledi. Yiğit, imajın bilimsel yayınlarda eski Mısır’da katarakt operasyonunu gösterdiği bilgisiyle kullanıldığına da işaret etti.
Polonyalı arkeolog Halszka Przychodzdzen da, AFP’ye çizimin Deyr el Medine’deki bir mezar odası çiziminin kopyası olduğunu söylemiş. Orijinal çizim M.Ö. 1279-1213 yılları arasında hüküm süren 19. hanedan döneminde yapılan Krallar Vadisi'nin mezar inşaatçılardan Ipuy’e ait. Çizim bir bütün olarak mezarın sahibi Ipuy'un kendisinin de katıldığı bir mezar odası inşasını temsil ediyor.
PCR testi epifiz bezine temas etmiyor
Epifiz bezi beynin orta kısmında yer alıyor. PCR (polimeraz zincir reaksiyonu) testlerinde kullanılan sürüntü çubuklarıyla, kafatasının tabanı ile yumuşak damak arasında bulunan nazofarenksten örnek alınıyor. PCR test çubuklarının epifiz bezine erişmesi anatomik olarak mümkün değil. Test çubuklarının uzandığı nokta, burnun arka duvarı ile ağız boşluğuna, kulağın dış açıklığına kadar olan mesafeye denk geliyor.
PCR sürüntü çubuğu, yutağa daha yakın olan hipofiz bezine bile temas etmiyor. Çok daha yukarıda olan epifiz bezine ulaşması olası değil.
PCR testleri, Covid-19’u teşhiste en güvenilir yöntem olarak kabul ediliyor. Çünkü küçük bir genetik örnekten sonuç alınabiliyor. Böylece virüs, hastalığın erken aşamalarında tespit edebiliyor. Bu testler virüs veya bakterilerin neden olduğu solunum hastalıklarının saptanması için uzun zamandır güvenle kullanılıyor.
PCR testlerinin bir parçası olan sürüntü çubukları test esnasında gözyaşı akması, öğürme gibi rahatsızlık hissi yaratabiliyor. Bunlar dışında bir komplikasyona neden olmuyor.
Teyit daha önce PCR testlerinin beyni koruyan bariyere zarar verdiği iddiasını incelemiş, iddianın doğru olmadığını ortaya koymuştu.
İlginizi çekebilir: Covid-19 sürüntü testinin beyni koruyan bariyere zarar verdiği iddiası
Epifiz bezine yüklenen anlamlar bilimsel değil
Epifiz bezi beyinde bulunan küçük, bezelye kadar bir bez. Araştırmacılar, epifiz bezinin melatonin de dahil olmak üzere bazı hormonları ürettiğini ve düzenlediğini biliyor. Dış ortamdaki karanlık aydınlık ayrımını yaparak vücudun ritmini düzenlemeye yarıyor.
Epifiz bezi Hinduizmde “üçüncü göz” olarak yüceltiliyor ve sezgisel işlevleri olduğu söyleniyor. Ancak bu bilimsel bir bilgi olmaktan ziyade, ezoterik ve mistik bir kabul. Bezin menstrual döngü ve kardiyovasküler hastalıklar üzerindeki etkisi dahi kanıtlanmış değil.
İnsanı kendi kararlarını alabilen ve kendini belirleyebilen (self determinasyon) özerk bir birey yapan niteliklerinin tek bir organın işlevlerine indirgenmesi de hatalı. Özerklik, sosyal, kültürel, bireysel ve biyolojik pek çok değişkenin belirlediği bir nitelik.
Kölelik de öyle. Kölelik tek tek kişilerin özerkliklerinin ellerinden alınmasına değil, dönemin ekonomik ve sosyal koşullarına bağlı bir pratik.