Olimpos Koruma Amaçlı İmar Planı, Kültür Bakanlığı tarafından geçtiğimiz günlerde onaylandı. Bu gelişme, haberlere “Olimpos’un sit derecesi düşürüldü”, “Olimpos imara açıldı” gibi başlıklarla yansıdı. Haber metinlerinde ayrıntılı bilgi yer almıyordu; bazı platformlar gelişmeyi olumlu olarak yorumlarken, bazıları ise “Olimpos’u yok etme planı” olarak duyurdu. Kimindeyse “Olimpos sit alanı oldu” gibi yanıltıcı ifadeler yer alıyordu. Bu da sosyal medyada farklı tepkilere yol açtı. Örneğin, bölge sakinleri ve yerel yönetim bu planın Olimpos’un kurtuluşu olduğunu, yıllardır bu sonucu almak için çalıştıklarını ifade ediyordu. Öte yandan projenin rant amaçlı olduğunu ve bölgede betonlaşmanın önünü açacağını ileri süren çevreciler change.org’da bir kampanya başlattı. “Olimposadokunma” hashtagi ise Twitter’da trend topic oldu.
Ancak, iddia tam olarak doğru değil. Olimpos’ta kısıtlı bir bölgenin sit derecesi 2017’de düşürüldü. Yeni olan ise, sit derecesi düşürülen bölgelerde düzenlenmesi zorunlu olan Koruma Amaçlı İmar Planı’nın kabul edilmesi. İddialara konu olan paylaşımlardaki fotoğraflar, yani sahil şeridi ve antik kent, hâlâ birinci derece arkeolojik sit alanı. Diğer yandan plan, çok daha öncesinde kaçak olarak inşa edilen yapılaşmanın bir kısmına yasallık kazandıracak.
Sit derecesi 2017’de düşürüldü
Olimpos’ta sit alanı derecelerinin yeniden düzenlenmesi yeni bir gelişme değil. Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, 2017 yılında tekrar bir düzenleme yapmış ve özel mülkiyete konu alan bölgenin üçüncü derece sit alanına dönüştürülmesi kararı alınmış. Bu düzenlemenin aslında 2017 yılında yapıldığı güncel plan notlarında yer alıyor ancak 2017 yılında resmi bir kurum tarafından yapılan böyle bir duyuruya arşivlerden ulaşamadık.
Bu düzenleme, yerel halkın ve Olimpos Kazı Başkanlığı’nın talebi üzerine gündeme gelmiş.
Jeoradar ve sondaj çalışmalarının ardından 24 hektarlık bu arazinin üçüncü derece sit olmasına karar verilmiş.
Antik kentin sit derecesi düşürülmedi
Olimpos, sahili de içine alan antik kent ve yıllardır süregelen bir yapılaşmanın olduğu pansiyonlar bölgesinden oluşuyor. Olimpos Koruma Amaçlı İmar Planı Notları’na göre sit derecesi üçe düşürülen alan, şu anda pansiyonların, restoranların ve marketlerin bulunduğu, önceki düzenlemeye göre ikinci derece sit alanında kalan bölgenin bir kısmı. Plan notlarında bu bölge “özel mülkiyeti konu alan” bölge olarak geçiyor. Antik kent ve milli park, birinci derece arkeolojik sit alanı kalmaya devam ediyor.
Yeni düzenlemeye göre Olimpos 1/25.000 ölçekli çevre planı değişikliği
Uydu görüntüsü üzerinde üçüncü derece sit alanına dönüştürülen bölge
Plan yapılaşmayı sınırlıyor
Onaylanan imar koruma planı, sit derecesi üçe düşürülen bölgede yapılacak imar çalışmalarının standartlarını belirliyor. Buna göre yapılarda taş ve ahşap gibi doğal malzemeler harici bir malzeme kullanılması yasak. Plan, pansiyonlardaki oda büyüklüğü, oda sayısı, kat sayısı gibi özellikleri de belirliyor. İmar planı uygulanmaya başladıktan sonra şu anki düzende bu standartları karşılamayan pansiyonların, gerekli düzenlemeleri yapması beklenecek. Kaçak bir şekilde aşırı büyüyen pansiyonların bir kısmı da yıkılacak.
Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, CNN Türk’te katıldığı canlı yayında planın ayrıntılarını anlattı. Bakanın anlattıklarına göre Olimpos’ta 614 hektarlık bir alan 2017’den önce bir ve ikinci derece sit alanı idi. Bu alanın 200 hektarını birinci derece sit alanı oluşturuyordu. Yeni düzenlemeyle ikinci derece sit alanı olan kısmın 24 hektarı üçüncü dereceye düşürülürken, birinci derece sit alanı olan arazi 200 hektardan 250 hektara genişletildi.
CNN Türk yayınında Bakan Ersoy'un açıkladığı sit haritası
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle çalışma rutinlerinde değişiklik olan Antalya Kültür Varlıkları Koruma Kurulu, Kumluca Belediyesi ve Şehir Plancıları Odası Antalya Şubesi gibi resmi kurumlardan yeni düzenleme öncesi sit haritasına ulaşamadık. Çevre ve Kültür Bakanlığı, Antalya Belediyesi ve Kumluca Belediyesi’nin resmi sitelerinde de güncel haritayla karşılaştırma yapabileceğimiz bir harita bulunmuyor ki bu da bilgi edinme hakkı açısından bir sorun. Ancak görüştüğümüz arkeologlar bakanın açıklamalarını doğruladı. Birinci derece arkeolojik sit alanı olan bölgede bahsedilen ölçüde bir genişleme yapılmış. İkinci derece arkeolojik sit olan bölgenin 24 hektarlık kısmının üçüncü derece olarak düzenlendiği de doğru. Ancak uzmanlar, bunun bölgede uygulanması gereken bütünsel bir koruma planının önüne geçtiği görüşünde.
İmar planının onaylandığını duyuran Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu da planın amacının Olimpos’taki çarpık yapılaşmanın önüne geçmek olduğunu söyledi. Planın, antik kenti etkilemediğini, kıyı bandı ve deniz kenarında planlama yapılmadığını vurguladı.
Olimpos uydu görüntüsü, 2020
Sit Alanları Yönetim Bilgi Sistemi’nden uydu görüntülerine baktığımızda üçüncü derece sit alanına dönüştürülen bölgedeki yapılaşmayı görmek mümkün.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Birol İnceciköz de yaptığı açıklamada şu an bölgede 2 bin 385 bungalov olduğunu, planlamanın ardından bu sayının bin 217’ye düşürülerek bölgedeki yapılaşmanın azaltılacağını söyledi.
Bölgede yaşayanların bir kısmı da planı desteklediklerini dile getiriyor. Bölge halkı, yıllardır önüne geçilemeyen yapılaşmanın denetimsiz olmasından rahatsız. Bölgenin altyapı sorunlarının da gitgide artması, planı desteklemelerindeki bir diğer etken. Bu sorunların çözümünün de ancak imar planıyla kontrol altına alınabileceğini düşünüyorlar.
Olimpos’ta bir dönem muhtarlık yapan, şimdi de Belediye Meclisi üyesi olan Olimpos sakini Halil Karataş da planın adında “imar” geçiyor olmasının kamuoyunda yanlış bir algıya yol açtığını söylüyor. Teyit, planın ayrıntılarını öğrenmek için Halil Karataş’a ulaştı. Karataş, düzenleme başvurusunun bölge halkı tarafından yapıldığını, 2014 yılından beri bu proje üzerinde çalıştıklarını söyledi. Karataş planın hazırlanmasında arkeologlara, üniversite hocalarına ve uzmanlara da danıştıklarını belirtti.
Olimpos’ta pansiyon işleten Bayram Karataş da bölgede arazisi olan ve pansiyon işleten herkesin zamanında büyük cezalar aldığını söylüyor. Pansiyon sahipleri, bu durumu “kendi yerlerinde suçlu gibi yaşamak” olarak yorumluyor ve yasal bir statü talep ediyorlar.
Gazeteci Yusuf Yavuz’a konuşan Olimpos’un ilk ağaç ev pansiyonunun işletmecisi Kadir Kaya da planı desteklediğini ve haberin kamuoyuna yanlış yansıdığını belirtti. “Bir bölgeyi yasaklarla koruyamazsınız” diyen Kaya, çözümün bölgeye gelen ziyaretçilerin bilinçlendirilmesi olduğunu, yapılaşmayı yasaklamanın sürdürülebilir olmadığını söylüyor.
Planı desteklemeyenler ise bu düzenlemenin mevcut kaçak yapılaşmayı meşrulaştırdığı görüşündeler.
Sit dereceleri neyi belirtiyor?
“Arkeolojik Sitler, Koruma ve Kullanma Koşulları” Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 658 no’lu kararı ile belirlenmiş. Buna göre, bir ve ikinci derece sitlerde yeni bir yapılaşmaya kesinlikle izin verilmezken, üçüncü derece sitlerde koruma ve kullanma kararları doğrultusunda yeni düzenlemelere izin veriliyor. Yani, sit derecesinin üçe düşürülmesi bir plan düzenlemesini zorunlu kılıyor. Koruma Amaçlı İmar Planları ise 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 17. maddesiyle düzenleniyor.
Plana tepkiler sürüyor
Bu plan her ne kadar bölge halkı ve yerel yönetim tarafından desteklense de bölge için bir imar planı düzenlenmesi bazı arkeologları ve çevre topluluklarını tedirgin ediyor. Planın bölgeyi korumak için yapıldığı söylense ve yapıların bir kısmının yıkılmasını sağlasa da bu düzenlemeyle diğer kaçak yapıların vize aldığı açık. Teyit, imar planına karşı çıkan Kuzey Ormanları Savunması ile görüştü. Topluluk yetkilileri, yapılaşmanın daha baştan engellenmiş olması gerektiğini söylüyor. “Yerel yönetimler şimdiye kadarki yıkım planlarını uygulatamamış olsa da merkez hükümetin bunu yaptıracak gücü var” diyen yetkililer, diğer sit alanlarındaki kaçak yapılaşmaların da bu şekilde meşrulaştırılabileceğini söylüyor.
Bölgenin doğal özellikleri göz ardı edilerek sadece arkeolojik açıdan değerlendirilmesi, yapılan jeoradar ve sondaj çalışmaları sonucu ikinci dereceden üçüncü derece arkeolojik site dönüştürülmüş olması da arkeologlarda kaygı uyandırıyor. Uzmanlara göre, arazinin hangi kısmından, ne kadar derinlikte bir sondaj çalışması yaptığınız çalışmanın sonuçlarını etkileyebiliyor. Görüştüğümüz arkeologlar, bu çalışmaların pek de tarafsız olamadığını düşünüyor. Ayrıca uzmanlar, arkeolojik ve doğal güzellikleriyle bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken Olimpos’un bu şekilde bölünmesinin de sorunlara yol açabileceğini söylüyor. Üçüncü dereceye düşürülen bölge antik kent dışında kalsa da bu alanlar yan yana. Bu bölgede yapılacak altyapı çalışmalarının antik kenti etkileyecek olması kaçınılmaz olabilir.
Bu bağlamda, danıştığımız arkeologlar Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin (ICOMOS) 2014 tarihli bildirgesini referans gösteriyor. Bu bildirge, doğal ve kültürel varlıkların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini vurguluyor. Yani, sit alanları içinde yapılaşmanın önünü açan hiçbir plana izin verilmemesi gerek.
Koruma Amaçlı İmar Planı'nı inceleyen Antalya Kent İzleme Platformu, konuyla ilgili itirazlarını açıklayan basın bildirisini Teyit'e ulaştırdı. 17 Mayıs tarihli bildiride bu bölgedeki kaçak yapıların yasallaştırılmaması ve imara açılan bölgedeki arkeolojik çalışmaların devam etmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca bildiride, plan notlarında önerilen turizm yapısı alanı ile kaçak yapıların bulunduğu alanın örtüştüğü ve yapılaşmanın azaltılacağı iddialarının doğru olmadığı belirtildi. Platform, konuyla ilgili olan tüm çevreleri yasal itiraz süresi geçmeden gerekli itirazları yapmaya çağırdı.
Diğer yandan, bölgedeki mevcut yapılaşma tamamen ortadan kalkmayacaksa, bir altyapı gerektirdiğini de göz önünde tutmak gerekiyor. Hali hazırda ciddi altyapı sorunları bulunan bölgede, 2009’da meydana gelen sel felaketinde dere yatağına bırakılan arabalar denize sürüklenmişti.
Sonuç olarak, basına yansıyan ve sosyal medyada tepkilere sebep olan iddiayı bu haliyle yanlış bilginin en yaygın 7 türünden bağlamdan koparmaya örnek gösterebiliriz. Zira bölgenin tamamı değil, halihazırda yapılaşma olan bir kısmı için Koruma Amaçlı İmar Planı onaylandı ve sit derecesinin düşürülmesi 2017 yılında gerçekleşti. Bölge sakinleri bu planın sorunlarını çözeceğini umarak olumlu yaklaşsa da arkeologlar ve çevre toplulukları bu durumun kaçak yapılaşmayı meşrulaştırdığını söylüyor. 3. derece sit alanına dönüştürülen alan 614 hektarın sadece 24 hektarı olsa da, tüm bölgeyi kapsayan bütüncül bir koruma sağlanmadığı sürece bölge risk altında kalabilir.