Soner Yalçın, Kara Kutu: Yüzleşme Vakti isimli kitabında ABD’nin National Library of Medicine’inde yayınlanan bir rapordan bahsediyor ve bu dergide aşı olan bebeklerin, aşı olmayan bebeklere oranla daha fazla hasta olup, bebek ölümlerine maruz kaldığının söylendiğini iddia ediyor. Hatta doktorların, 38 bin vaka üzerinden, aşı olan bebeklerde bebek ölümü ve hastaneye kaldırılma oranının daha fazla olduğunu tespit ettiğini de ekliyor. Bu iddialarından bahsederken araştırmayı yapan hekimlerden Neil Z. Miller’e de atıfta bulunuyor.
Soner Yalçın’ın iddiaları dayandırdığı çalışmaları bulabilmek için, öncelikle bu bilgileri edinmiş olabileceği Türkçe kaynaklara göz atarak başlayalım. Yalçın, bulduğu kaynaklardan blok halinde alıntılar kullanıyor ve kaynak gösterme konusunda da pek hevesli değil. Sayfa 279’da bu iddianın geçtiği yerde de benzer bir duruma rastlıyoruz. Bu bölümü internette araştırmaya başladığımızda karşımıza Risale Haber ve İslami Hacamat isimli internet siteleri çıkıyor. Bu internet sitelerinin kaynağına baktığımızda ise Yeni Akit’i görüyoruz.
Yalçın’ın bahsettiği “National Library of Medicine’da yayınlanan rapor” ifadesi güvenilirliği artırmak için eklenmiş olabilir, çünkü makalenin yer aldığı Pubmed adlı internet sitesi, bilimsel dergilerde yayınlanan tüm makalelerin yüklendiği ve derlendiği bir kütüphane, bir veri bankası. Yani sağlık alanında yazıldığı belirtilen tüm makaleler buraya eklenebiliyor. Tabi eklenebilmesi için SCI endeksine sahip olması da gerekiyor.
Araştırmaya Yalçın’ın atıfta bulunduğu Neil Z. Miller ismiyle devam ettiğimizde, makalenin yayınladığı derginin adının Human and Experimental Toxicology olduğunu görüyoruz. Makalenin ismi ise “Infant mortality rates regressed against number of vaccine doses routinely given: Is there a biochemical or synergistic toxicity?” Yazarlarının Neil Z. Miller ve Gary S. Goldman olduğu makale, 2011 yılında yayınlanmış.
Çalışma, seçili 34 ülkede yapılan aşıların sayısıyla, bebek ölümlerinin karşılaştırılmasına dayanıyor. Yalnızca seçilen ülkeler arasında tespit edilen korelasyon üzerinden hazırlanmış. Çalışmada bu farklı ülkelerdeki aşılama oranları dışarıda bırakılmış. Dışarıda bırakılan bir diğer önemli mesele ise prematüre bebekler. Erken doğan bebeklerin hayatlarını kaybetme olasılığı vaktinde doğanlara kıyasla oldukça yüksek. Çalışma bu faktörler dışarıda bırakılarak, salt aşılamayla bebek ölüm oranları değişkenleri arasındaki korelasyona dayandırılmış. Çalışmanın aşıların içeriklerini dikkate almaması da, karşılaştırmanın hiçbir şey kanıtlayamayacağını gösteriyor diyebiliriz.
Yalçın’ın belirttiği bebek ölümleriyle ilgili bilgilerin bir kısmı, makalede eski çalışmalara referans verilen bölümde geçiyor. Yani bu bilgiler çalışmanın kendi sonucu bile değiller. Kara Kutu’da geçen ‘38 bin bebek ölümü ve hastaneye kaldırılma vakalarının incelendiği’ ifadesi ise makalenin hiçbir yerinde geçmiyor, tamamen uydurulmuş. Miller’ın referans aldığı makalenin örnekleminin, 38 binle uzaktan yakından ilgisi yok. Referans verilen isimlerden biri Torch, 1982 yılında ani bebek ölümü vakalarıyla DPT aşısı arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmasında, 200 vakada ölüm tespiti yapılamamış, 70 bebeğin verileri yorumlanmış.
Makale yazarı aşı karşıtı derneklerle ilişkili
Ama makaleyle ilgili, hem Yalçın, hem de ondan önce iddiayı dile getiren haber siteleri önemli bir noktayı atlamış: Makale yazarlarının aşı karşıtı vakıflar ve derneklerle ilişkisi var. Sonrasında yayınladıkları bir “beyan”la, araştırmayı yayınladıkları sıra bu çıkar çatışmasından bahsetmedikleri için özür dilemişler.
Neil Z. Miller bağımsız araştırmacı, Gary S. Goldman ise bilgisayar mühendisi. Miller, Think Twice Global Vaccine Institute isimli aşı karşıtlığıyla bilinen bir enstitü ile ilişkili. Goldman ise World Association for Vaccine Education (WAVE) isimli kuruluşla uzun süredir ilişiği olmadığını belirtmişti; ancak makale yayınlandığı sıralarda WAVE’in yöneticisi idi.
Yalçın kitabında Miller’ın bir enstitünün başkanı olduğunu belirterek “aşı olmadan önce iki kez düşünün” dediğini ifade ediyor. Evet Miller’ın aşılara ilgisi var; ilişkili olduğu enstitünün de sadece adı enstitü, aslında aşı karşıtı bir dernek. İnternet sitesine göz atarak güvenilirliğine kendiniz karar verebilirsiniz.
Bir “enstitünün” başkanı olmak ya da bir makale yazmak, birine bilimsel güvenilirlik kazandırmıyor. Argümanların bilimsel bir dayanağa sahipmiş gibi gösterilme çabası bu nedenle anlaşılır; ancak okurken bu bilgiyi saklı tutmak gerek. Bir yayını okurken, her zaman ilk kaynağa ulaşmak, ardında kimler olduğuna bakmak, güvenilirliklerini incelenmek lazım.
“Enstitünün” sitesinde “medikal tavsiye veremedikleri” beyanı var
Enstitü başkanı olduğu söylenen Miller’ın, Think Twice isimli internet sitesinde yayınlanan beyanına göz attığımızda, bu ön incelemenin neden gerekli olduğunu bir kez daha görüyoruz: Beyanda yazılanların okuyucular tarafından kontrol edilmesi gerektiği, medikal herhangi bir tavsiyede bulunulmadığı, sadece bilgi verildiği ifade ediliyor.
Çok önemli bir başka bilgi daha: Miller’ın medikal herhangi bir geçmişi yok, kendisi bir “sağlık muhabiri”. Aşılar hakkında yazdığı kitapları satarak hayatını kazanıyor. Satıştaki kitapların üzerinde beyaz önlüklü bir doktor görseli var, bu Miller değil. Muhtemelen kitabını daha güvenilir göstermek için böyle bir yola başvurmuş.
Yalçın’ın bilimselmiş gibi sunduğu bu makale ve makalede yazılanlar, gerekli uzmanlığa sahip olmayanlarca üretildiği için, gerçekliğinden şüphe etmek gerek. Dahası, makalenin “teşekkür” kısmındaki geçen isimlerden biri olan Peter Calhoun, ünlü bir şaman. Akademik makale gibi görünen içeriklere güvenmeden önce yöntemine, kim tarafından yazıldığına mutlaka göz atmak gerekiyor.