Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda Hitler’den kaçan Alman bilim insanlarının Türkiye’ye sığındığı iddia edildi.
Nazi Almanyası’ndan kaçan bilim insanlarının Türkiye’ye çağırıldığı ve burada eğitim verdikleri iddiası doğru. Ancak İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin (NSDAP) akademiyi tasfiyesiyle birçok Alman bilim insanı dünyanın farklı ülkelerine kaçtılar veya ülkelerden davet alarak o ülkeler adına çalışmalar yürüttüler.
Konuyla ilgili kısa bir araştırmayla Princeton University Press’in yayımladığı Mathematicians Fleeing from Nazi Germany: Individual Fates and Global Impact (Nazi Almanyası’ndan Kaçan Matematikçiler: Bireysel Kaderleri ve Küresel Etkileri) başlıklı bir kitaba, BBC’de Nazi Almanyası’ndan kaçan bilim insanlarının anlatıldığı bir habere ve Stanford Üniversitesi’nin resmi websitesinde yayınlanan ve savaş nedeniyle Almanya’dan ABD’ye yerleşen bilim insanlarının ABD’de bilim dünyasında devrim etkisi yarattığını anlatan bir yazıya ulaşılabiliyor.
Bu bilim insanları arasından Türkiye’ye sığınan birçok bilim insanını ve çalışmalarını referans alan akademik yayına ulaşmak da mümkün.
Bülent Ecevit Üniversitesi Yükseköğretim ve Bilim Dergisi’nde yayınlanan “Türkiye'de 1933–1950 Yılları Arasında Yükseköğretime Yabancı Bilim Adamlarının Katkıları” başlıklı makalede Almanya’dan Türkiye’ye sığınan bilim insanlarının çalışmalarından behsediliyor. Makalede Atatürk’ün Türkiye’deki üniversite kurumunu modernleştirmek amacıyla yürürlüğe koyduğu çalışmalarla ilgili bilgilere yer veriliyor. Bu araştırmalarda Almanya’daki NSDAP iktidarından kaçarak Türkiye’ye sığınan akademisyen ve bilim insanlarının ‘üniversite reformu’ndaki rolleriyle ilgili bilgiler aktarılıyor.
Makalede aktarıldığına göre ‘reform’ hareketi İsviçreli Profesör Albert Malche’nin hazırladığı bir rapor doğrultusunda şekilleniyor. Albert Malche hakkındaki akademik verilerle ilgili yapılan bir aramayla TBMM Kütüphanesi Açık Erişim Sistemi’nden Malche’nin 1939 tarihinde İstanbul Üniversitesi’yle ilgili hazırladığı rapora ve ‘reform’ çalışmalarının başladığı günden itibaren geldiği noktayla ilgili bilgilere ulaşılabiliyor. Aynı kaynaktan erişilebilen Türk Parlamento Tarihi’nin birinci cildinde Albert Malche’nin yükseköğretim kurumlarındaki yeni düzenlemenin başına getirilmesinin anlatıldığı bölümde de Hitler’in baskıcı politikalarından kaçan Alman bilim insanlarından bahsediliyor. Horst Widmann Atatürk ve Üniversite reformu: Almanca konuşulan ülkelerden 1933 yılından sonra Türkiye'ye gelen öğretim üyeleri; yaşamöyküleri-çalışmaları-etkileri
kitabında Malche hakkında şöyle diyor:
“Prof. Malche, bir yıl sonra tekrar Türkiye'ye gelerek Maarif Vekâletinde bu amaçla kurulan komisyon ile işbirliği halinde Darülfünunun Üniversite haline getirilmesi çalışmalarını yönetmekle beraber, yeni kurulu şun ilk sömestrini gözetim altında bulundurmuş ve Almanya'da Hitler'in etnik politikası dolayısıyla başka memleketlere kaçan Alman profesörlerin çağrılması ve İstanbul Üniversitesinde görevlendirilmesi çalışmalarına katılmıştır.“
Adolf Hitler Almanya’da iktidar olduktan sonra işlerinden atılan veya sınır dışı edilen bilim insanlarının Türkiye’ye sığındığı akademik ve resmi kaynaklardan doğrulanabiliyor.
Fotoğraf İstanbul’dan değil Ankara’dan
İddiada 1937 yılında İstanbul’da çekildiği belirtilen bir fotoğraf da bulunuyor. Tarihine dair net bir bilgiye ulaşmak mümkün gözükmüyorsa da bu fotoğrafın İstanbul’da çekildiği iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Fotoğraf, 2016 yılında
Der Spiegel
’de yayınlanan ve
Haymatloz
adlı filmden bahseden bir makalede kullanılmış. Almanya’dan Türkiye’ye gelen bilim insanlarının hikâyelerinin anlatıldığı Haymatloz adlı 2015 yapımı belgeselin yönetmeni Eren Önsöz. Belgesel için 1930’lu yıllarda Nazi rejiminden kaçarak Türkiye’ye gelen akademisyenlerin akrabalarından bazılarıyla iletişime geçiliyor. Türkiye’deki üniversite reformunda görev alan akademisyenlerin hikâyeleri akrabalarının anılarıyla anlatılıyor.
Der Spiegel’de, fotoğrafın kaynağının Haymatloz’un dağıtımcısı
Mind Jazz Pictures
olduğu belirtiliyor. Fotoğraf altındaki metinde fotoğrafın Ankara’daki Ziraat Fakültesi’ne ait olduğu ifade ediliyor.
Mind Jazz Pictures’ın resmi
, Haymatloz’un basına servis edilen materyallerine erişmek mümkün. Burada, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait görsellere erişilebilir.
Bu yapıların Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne ait olduğu, üniversitenin resmi websitesinde Bahçe Bitkileri Bölümü tarihçe sayfasındaki fotoğrafla karşılaştırıldığında doğrulanabilir. Haymatloz filmine ait basın görselleri arasındaki fotoğrafın aşağıda görünen binanın sağ tarafında kalan teras bölümünden çekildiği açıkça belli oluyor.
Ziraat Fakültesi’nden olduğu iddia edilen iç mekân fotoğraflarıyla ilgili daha eski verilere ulaşmak için Google’da son 10 yılı kapsayan bir tarama yapıldığında Milliyet, Haber7 ve İHA’da yayınlanan haberlere ulaşılabiliyor. Haberlerde fotoğrafların Engin Bağda tarafından Ankara Üniversitesi’ne bağışlandığı ifade ediliyor. Haberin aktardığına göre Engin Bağda Ziraat Fakültesi’nin kuruluşunda görev alan Prof. Dr. Otto Gerngross’un torunu ve bu fotoğraflar Bağda’nın dedesine ait. Deutsche Welle’de yayınlanan bir haberde Bağda’yla yapılmış bir röportajdan kısa bir bölüme rastlamak mümkün. Videoda Bağda, dedesi Otto Gerngross’un Atatürk’ün davetiyle Türkiye’ye geldiğini açıklıyor. Videoda ve Haber7’de Engin Bağda olduğu iddia edilen kişilerin aynı kişiler olduğu açıkça görülebiliyor.
Kaynaklarda fotoğrafın yılına dair net bir açıklama bulunmasa da fotoğrafların, Otto Gerngross’un Türkiye’ye gelip Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde görev yaptığı 1930’lu yıllardan kalma ihtimali çok yüksek. Görsel bilgisindeki bu hataya rağmen Nazi rejiminden kaçan Alman akademisyenlerin bir bölümüne Türkiye’den davet geldiği iddiası doğru.