Sosyal medya platformlarında zaman zaman yayılan ve son olarak Sözcü Gazetesi yazarı Rahmi Turan'ın yazısında dile getirdiği iddiaya göre Türkiye'deki Kızılçam ağaçları Amerika Birleşik Devletleri'nden Marshall yardımlarıyla 1947 yılında getirildi.
Çam 23 milyon yıldır Anadolu'da yetişiyor
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nden Prof. Dr. Ünal Akkemik, 2019 yılında tam da bu iddiaları temeline aldığı bir makale yayınlamış. Akkemik çamların Anadolu'da 23 milyon yıldır, yani miyosen döneminden bu yana bulunduğuna dair kanıtlar sunmuş. Akademisyen konu güncel orman yangınlarıyla gündeme gelince Twitter hesabı üzerinden de bir açıklama yaptı. Yani bu, yıllardır söylenegelen bir kent efsanesi.
Kızılçam Türkiye'de doğal olarak yetişen beş çamdan biri
Latince ismi pinus brutia olan kızılçamın, Anadolu'nun yaygın türlerinden olduğuna dair bilimsel makalelere ulaşabiliyoruz. Bu makaleye göre Türkiye'de doğal olarak yetişen beş çam türü var: Sarıçam (pinus silvestris), karaçam (pinus nigra), kızılçam (pinus brutia), fıstık çamı (pinus pinea) ve Halep çamı (pinus halepensis) (sf. 6). Bunların hepsi iki iğne yapraklılardan ve “sert çamlar” grubuna giriyor.
Kaynakta, Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan yerlerde ya da Akdeniz iklimi karakteri taşıyan bölgelerde kızılçamın doğal olarak yetiştiği özellikle vurgulanıyor. Kızılçam ormanları kapladığı 3 milyon hektardan fazla alanla, Anadolu ormanlarının en baskını. Kızılçam ormanlarının yüzde 40'ı tek başına Ege bölgesinde yer alıyor.
Sözcü Gazetesi’nden Rahmi Turan köşesine taşıdığı iddiasını Gazeteci Gülgün Feyman’a dayandırıyor. Teyit’in ulaştığı Feyman ise iddiayı kendisinin ortaya atmadığını, zaman içinde kendisinin argümanı gibi sunulduğunu ancak ismini hatırlamadığı bir orman mühendisinden edindiği bilgiyi aktardığını söyledi.
Marshall Planı kapsamında kızılçam gelmedi
ABD'nin Sovyetlerle rekabetin anahtarı olarak, belli ülkelerle siyasi ve ekonomik bağlarını güçlendirmek için devreye soktuğu Marshall Planı, 1948-1951 yılları arasında uygulandı. Plan kapsamında yardım gönderilen 16 ülkeden biri de Türkiye idi. Ancak bu yardımlar arasında kızılçam fidanı gönderimi yer almıyordu. Yardımlar parasal ve teknik ağırlıklıydı. Marshall Planı sayesinde ABD'nin bu ülkelerdeki yatırımları da katlandı: “1955'de, İngiltere'deki ayakkabı fabrikalarının yüzde 60'ı, bebek maması, renkli ve siyah-beyaz film, nişasta, dikiş makinesi, daktilo fabrikalarının yüzde 80'i, kahvaltılık malzeme, hesap makinesi, sigara, patates cipsi, jilet, buji fabrikalarının yüzde 65'i, otomobil, süt, kozmetik ürünleri, ilaç, traktör, petrol ürünleri, elektrikli ev aletleri fabrikalarının yüzde 50'si, lastik, sabun, deterjan, baskı makinası fabrikalarının yüzde 45'i Amerikan sermayesinin yönetimindeydi. Fransa'da ise, ABD firmaları, aynı yıllarda bilgisayar ve entegre ürünlerinin yüzde 80'ini, tarım makinalarının yüzde 65'ini, iletişim makinalarının yüzde 65'ini, film ve fotoğraf kağıtlarının yüzde 70'ini, otomobil ve uçak lastiklerinin yüzde 45'ini, petrol ürünlerinin ise yüzde 40'ının üremekteydi.”
Sonuçta Marshall Planı’nın nihai amacı üretim ve verimliliği artırmaktı. Bu yüzden de gelen yardım ve yatırımlar tarım, gıda, kimya ve makine odaklıydı. Kızılçam ormanları yaratmak bu bakımdan planın ruhuna da ters. Türkiye’ye gönderilecek yardımlar için kongreye sunulan teklifin senatoda tartışıldığı günün kayıtlarından da bunu doğrulayabiliyoruz.
AA'ya konu hakkında görüş vere Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim görevlisi ve yaban hayatı uzmanı Biyolog Dr. Yasin İlemin, kızılçamın Ege ve Akdeniz'in doğal bitki örtüsü olduğuna dair bir demeç verdi, Malumatfuruş da bir araştırma yayınladı. Kızılçam ormanları küllerinden doğan ağaç olarak da anılıyor. Yanan ormanlık alanlardaki türlerine dair ise resmi makamlardan henüz bir açıklama yapılmadı.
Çam içerdiği yağ oranı nedeniyle en kolay tutuşan ağaçlardan biri. Tam da bu yüzden çıralar, çoğunlukla çamdan yapılıyor.