Sosyal medyada yapılan bir paylaşımda İsveçli bir bilim insanının iklim kriziyle mücadele etmek için insan eti yenmesi gerektiğini savunduğu iddia edildi. Paylaşım epey etkileşim aldı.
İddia ulusal ve uluslararası basında da dile getirilmiş
İddia internette aratıldığında 2019 tarihli, benzer başlıklara sahip, Türkiye'den ve uluslararası basından pek çok haber karşımıza çıkıyor.
Ama iddia ilk olarak The Epoch Times’ın “Swedish Researcher Advocates Eating Human Flesh to Combat Climate Change Food Shortages” (İsveçli araştırmacı iklim değişikliği kaynaklı gıda kıtlığıyla mücadele için insan eti yemeyi savunuyor) başlıklı haberiyle ortaya atılmış.
“İklim değişikliği alarmizmi ürkütücü bir hal aldı” şeklindeki giriş cümlesiyle dikkat çeken habere göre İsveçli davranış bilimci Magnus Söderlund, geleceğin gıda ürünleri konulu Gastro Summit adlı etkinlikte bir sunum yapmış. Yine bu habere bakılırsa, Söderlund sunumunda, gelecekte iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele edebilmek için insan eti yeme fikrinin canlandırılması gerektiğini savunmuş. Haberde Söderlund’un, İsveç televizyonu TV4’e verdiği söyleşide de benzer ifadeler kullandığı belirtilmiş. Peki Söderlund gerçekte ne dedi?
Söyleşi başlığıyla Söderlund’un ifadeleri tutarlı değil
Söderlund’un söyleşisinden bir kare
Söderlund’un katıldığı televizyon programının görüntülerine ulaşılabiliyor. Söyleşide kullanılan başlığı Google Çeviri’yle tercüme ettiğimizde başlıkta “İnsan eti iklimi kurtarmak için bir alternatif. Profesör, iklimi kurtarmak için yamyam olmamız gerekip gerekmediği konusunda bir seminer düzenliyor” yazdığı görülüyor.
Magnus Söderlund’un kariyer bilgileri araştırıldığında Stockholm School of Economics’te Pazarlama ve Strateji bölümünde profesör olduğu görülüyor. Üniversitenin internet sitesinde Söderlund, çalışma alanının tüketici davranışları ve farklı pazarlama tekniklerine karşı tüketici tepkileri olduğunu belirtmiş. Yani Söderlund, iklim konusunda çalışan bir akademisyen değil.
İddia internette aratıldığında Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi’nin dezenformasyonla mücadele amacıyla kurduğu East StratCom Task Force’un bir projesi olan EuvsDisinfo’nun konuyla ilgili içeriğine ulaşmak mümkün.
İçerikte, Söderlund’un iklim değişikliğini önlemek için yamyamlığı önermediği belirtilmiş. Çalışma alanı gıda tüketimine yönelik tabular olan Söderlund’un, katıldığı televizyon programında tabularımızı yeniden gözden geçirmemizi gerektiren zamanların gelebileceğini öne sürdüğü ifade edilmiş. Söderlund ile sunucu arasında geçen diyalog ise şu şekilde aktarılmış:
“Sunucu: Ancak siz bunun gerçekleşebilecek bir şey olarak görmüyorsunuz… Bu büyük ve popüler olan böcekleri yeme meselesi gibi değil… Bu konuda epey tartışma var; büyük şefler bu konu hakkında [böcek tüketimi] tartışıyor, iklim konusunda iyi olacağını öne sürüyorlar. İnsan eti yemek söz konusu olduğunda böyle olmayacağını mı düşünüyorsunuz?
Söderlund: Evet, bu pek olası değil. Böcekler konusuna gelince; çok tartışılsa da beklendiği kadar popüler değil, en azından Batı’da. Yine de, 2 milyar civarında insan düzenli olarak böcekleri tüketiyor, ancak bu insanlar Batı’da yaşamıyorlar. İnsanların gıda maddesi olarak böceklere karşı tutumunu belirlemek konusunda sadece birkaç çalışma yapıldı ama çok çok az insanın bunu heyecan verici bulduğu açık. İnsan etinin iğrenme eşiği çok daha yüksek olurdu.
Sunucu: Sanırım buna minnettar olmalıyız…
Söderlund: Fakat iklim ve sürdürülebilirlik gibi çeşitli konularda gerçekten de yapacak başka bir şeyimiz kalmadığı bir durum söz konusu olursa, meseleyi gündeme getirmek önemli olacak.”
Ayrıca, Söderlund’un söyleşisi otomatik çeviri yardımıyla videoya Türkçe altyazı izlendiğinde, EuvsDisinfo’nun içeriğindeki çeviriyle tutarlı olduğu görülüyor.
Yani Söderlund insan eti yemenin iklim krizini engelleyeceğini söylememiş. Sunucunun sorusu üzerine, farklı sürdürülebilirlik ve iklim sorunları yaşanması ve başka bir seçenek kalmaması durumunda insan eti yeme meselesinin düşünülmesi gerekebileceğini söylemiş.
Söderlund, ifadelerinin çarpıtıldığını söyledi
Teyit'in iletişime geçtiği Magnus Söderlund da yaşananların çarpıtıldığını ifade etti:
“Bu konuda ne yazık ki pek çok yanlış anlaşılma söz konusu. Yaşanan şu: birçok insan artık geleneksel et ürünlerini tüketmek istemediğini belirttiği için bunun yerine ne yeneceği merak edilebilir. Bu konuda bazı görüşleri duymak adına bir gıda fuarında katılımcılara soru sorma şansım oldu; onlara bir et ürünü gösterip bunu tüketmeyi düşünür müsünüz diye sorarken içeriği çeşitlendirdim (inek eti, vejeteryan et, böcekler vs.). İnsan eti, sınırın nerede olduğunu görmek için, aşırı örneklerden biri olarak dahil edilmişti.
Daha sonra konu farklı sitelerde farklı şekillerde yer aldı. Konunun küresel ısınmaya ve diğer iklim meselelerinin ciddi bir şekilde ele alınması gerektiğine inanmayan insanlar tarafından bir şekilde çarpıtıldığına inanıyorum. [...]
Bilinsin diye söylüyorum: Ben insan eti yemek istemiyorum, yenilmek istemiyorum, insan eti yemenin iklimi etkileyeceğini düşünmüyorum, ben bir aktivist değilim, ben insanların yaptıkları ve yapmadıkları şeylerin karanlık tarafları hakkında da soru sormanın mümkün olması gerektiğini düşünen bir araştırmacıyım.”
Yani Söderlund, katıldığı etkinlikte iklim değişikliğinden bağımsız olarak, yalnızca insanların neyi yemeyi, neyi yemeyeceklerini düşündüklerine dair bir soru yönelttiğini ifade ediyor.