İstanbul Sözleşmesi'ni imzacı ülkelerden hiçbirinin yürürlüğe koymadığı iddiası

İstanbul Sözleşmesi'ni imzacı ülkelerden hiçbirinin yürürlüğe koymadığı iddiası

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

46 imzacı ülkeden 33’ünde anlaşma yürürlükte.

Türkiye 1 Temmuz itibariyle anlaşmadan çıktı, Lihtenştayn’da ise 1 Ekim’de yürürlüğe girecek.

Anlaşmaya çekince koyan ülkelerin ortak bir motivasyonu yok.

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

YouTube kanalı üzerinden sık sık siyasi içerikli videolar yayınlayan Büşra Ersall adlı kullanıcı, sosyal medya hesapları üzerinden paylaştığı bir video kaydında İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını savunurken, sözleşmenin imza atan hiçbir ülkede yürürlüğe girmediğini iddia etti. 

Türkiye 1 Temmuz itibariyle sözleşmeden fiilen çekileceğinden, kadın örgütleri ile iktidarın kararını haklı bulanlar arasındaki tartışma yeniden alevlendi. 

Büşra Ersall videoda Britanya’nın da aralarında olduğu bazı ülkelerde sözleşmenin parlamentodan geçmediğini, Almanya, Yunanistan, İsveç, Fransa, Danimarka gibi ülkelerin de, aileye zarar verdiği ve eşcinselliği meşrulaştırmayı amaçladığı için sözleşmeye çekince koyduğunu öne sürüyor. 

Her şeyden önce 46 imzacı ülkeden 33’ünde anlaşma tam manasıyla yürürlükte. Türkiye 1 Temmuz itibariyle sözleşmeden çıktı ve Lihtenştayn’da da 1 Ekim’de yürürlüğe girecek. Bu nedenle resmi kaynakta bu sayı 35 gözüküyor. 

istanbul sozlesmesi imzaci ulke sayisi

Avrupa Konseyi'nin belirttiği imzacı ülke sayısı

Bu ülkelerden birkaçıyla ilgili resmi kaynaklara bakarak da sağlama yapabiliriz. 

Peki sözleşmeyi imzalayan ancak halen parlamentodan geçirip yürürlüğe sokamayan ülkelerde yegane sorun, kullanıcının iddia ettiği gibi sözleşmedeki “cinsel yönelim” ibaresi mi? 

Büşra Ersall’ın adını andığı Britanya’da hükümet sözleşmenin bazı düzenlemelerinin henüz iç hukuka aktarılmadığını ve sürecin tamamlanmasının ardından onaylanacağını söylüyor. Hatta bu gecikme, ülke medyasında da sık sık yer alıyor. Polonya’da sözleşme radikal muhafazakar grupların baskıları sonrası tartışma konusu haline geldi. Muhafazakar hükümetler tarafından yönetilen, demokrasi ve insan haklarında tartışmalı politikalara sahip bazı ülkelerde ise sözleşme yürürlüğe giremedi. 

Çekilme kararı veren hükümetin gerekçeleri ise sözleşmenin geleneksel aile yapısını bozmayı amaçladığı ve eşcinselliği özendirdiği. 

Çekince koyanlardan yalnız Hırvatistan’ın argümanı “cinsiyet ideolojisi” 

Sözleşmenin 78. maddesi çekince koyulabilecek hususları ve koşulları düzenliyor. Çekince ancak yasama yetkisi, yaptırım türleri ve yaptırım boyutları gibi konularda konabiliyor. 

21 ülke ise sözleşmedeki bazı maddelere çekince koydu. Ancak çekince konan maddeler ortak değil ve gerekçelerde de ortak bir motivasyon görülmüyor. 

Almanya: Göç ve iltica kapsamındaki mağdurların oturma izinleriyle ilgili düzenlemeyi yapan 59. maddeye iç hukukunda ayrı bir düzenleme barındırdığı gerekçesiyle çekince koydu. 

Yunanistan ve Fransa: Yargı yetkisi ile ilgili 44. maddenin bazı kısımlarına çekince koydu. 

İsveç: Zamanaşımını düzenleyen 58. madde ile yargı yetkisine dair 44. maddenin bazı kısımlarına çekince koydu. 

Danimarka: 34. maddedeki davranışlar için cezai yaptırımlar yerine cezai olmayan yaptırımlar uygulama hakkını saklı tuttuğunu öne sürdü ve yargı yetkisi ile ilgili 44. maddenin bazı kısımlarına çekince koydu. 

Videoda sıralanan ülkelerin kadına yönelik şiddet vakalarındaki durumunu incelemek de konu bakımından önemli. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında hayatının herhangi bir döneminde birlikte olduğu erkekten fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kaldığını belirten kadın oranın en yüksek olduğu ülke yüzde 38 ile Türkiye. Videoda sıralanan diğer ülkelerdeki oranlar ise şöyle; Danimarka'da yüzde 32, İsveç'te yüzde 28, Fransa'da yüzde 26, Almanya'da yüzde 22, Yunanistan'da yüzde 19. Bu tür verileri incelerken ülkelerin kadına yönelik şiddete dair yürüttüğü politikaları hatırlamak da önemli.

Çekince gerekçesinde “toplumsal cinsiyet”e işaret eden tek ülke ise Hırvatistan. Ülke spesifik bir maddeye çekince koymaksızın sözleşme hükümlerinin, cinsiyet ideolojisini Hırvat hukuk ve eğitim sistemine sokma yükümlülüğü veya evliliğin anayasal tanımını değiştirme yükümlülüğü içermediğini düşündüğü belirtmiş. 

Büşra Ersall adını kullanan kullanıcı, kendini mimar olarak tanıtıyor. Kamuoyunda Pelikan olarak bilinen grup için çalıştığı iddia ediliyor ve gerçek adının Büşra Bülbül olduğu söyleniyor.