Bugün (12 Haziran) 15:28'de Karaburun açıklarında gerçekleşen 6.3 büyüklüğündeki depremin ardından, İstanbul Boğazı’ndaki renk değişikliğinin depreme işaret ettiği iddia edildi.
Ancak, bu değişimin bir deprem işareti olduğu iddiaları doğru değil. Boğazdaki değişimin nedeni, “Emiliania huxleyi” denilen kalsiyum karbonat zengini mikro organizmaların sayısının artması.
Emiliania huxleyi, küresel biyojeokimyada önemli bir rol oynadığı bilinen tek hücreli bir deniz fitoplanktonu.
MODIS uydusunun 29 Mayıs 2017'de yakaladığı Karadeniz görüntüsü.
29 Mayıs tarihinde NASA’nın MODIS uydusu Karadeniz’de devam eden fitoplankton sayısındaki çarpıcı artışı görüntüledi. Karadeniz’de sıklıkla görülen fitoplankton türü olan ve beyaz kalsiyum karbonat içeren mikroskobik canlılar “coccolithophores”ların çoğalması neticesinde bu değişimin yaşandığı vurgulanıyor.
Yaklaşık bir haftadır devam eden renk değişimi ile ilgili 11 Haziran’da Doğan Haber Ajansı’na (DHA) konuşan Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cemal Saydam renk değişiminin Karadeniz’de yaşanan akıntı ile İstanbul Boğazı’na taşındığını belirtmişti.
Saydam, “Emiliania huxleyi adı verilen algler suyun rengini turkuaza döndürür ve kokusunu keskinleştirir. DMSP denilen kimyasal salgılar, içerdikleri sülfür nedeni ile özel bir koku ortaya çıkarır. Bu da deniz kokusunu daha keskin hale getirir.” ifadelerini kullandı.
Daha önce T24’e açıklama yapan ve on gün önce Sahra Çölü’nden gelen tozların Karadeniz Bölgesi’ne taşınarak denizlerin gübrelenmesi fonksiyonunu üstlenmiş olmasının renk değişiminin en önemli sebebi olduğunu ifade eden 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı teyit.org’a da açıklamada bulundu. Durumun korkulacak bir şey olmadığını açıklayan Sarı, boğazdaki renk değişiminin nedeninin alg patlaması olduğunu belirtti. Sarı, renk değişiminin depremlerle hiçbir alakası olmadığını da sözlerine ekledi.
Teyit'in görüştüğü Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri’nden Yrd. Doç. Dr. Korhan Özkan, denizde olabilecek bu tür renk değişimlerinin depremle ilgisi olmadığını aktardı:
"Hava Delisinin Not Defteri hesabının da belirttiği gibi Türkiye’de sürekli bir şeyler depremle ilişkilendirilmeye çalışılır. Havanın basık olması bunlara bir örnek. Hava durumuyla depremler arasında herhangi bir bağ kurabilen bir bilimsel araştırma bugüne kadar bulunmamakta. Depremle ilgili olmayan durumlarla bağlantı kurulmasına neden olan iki durum var. Bunlardan ilki 1999’dan bugüne deprem bilgilerinden yararlanılmaması ve Türkiye’de insanların depremle ilgili gerçek bir meraklarının olmaması. Deprem sonucunda fiziksel bir etki ortaya çıkabilir, tektonik hareketler sonucu gaz çıkışı olabilir ancak öncesinde bu tür etkilerin görülmesine ilişkin bir çalışma yok. Karadeniz’den gelen besin yüklü sular ve Boğaz’da bulunan atık suları nedeniyle fitoplankton artışı gözlemlenmesi çok doğal. Boğaz’daki renk değişimi de buna bağlıdır.”