Haritanın Sakarya’da patlama sonrası radyasyon seviyesinin yükseldiğini gösterdiği iddiası

Haritanın Sakarya’da patlama sonrası radyasyon seviyesinin yükseldiğini gösterdiği iddiası

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

Bir bölgede yaşanan radyoaktif değişimleri izleyebileceğimiz Avrupa Komisyonu’nun çevresel radyoaktif değişim haritasında Sakarya ve çevresine baktığımızda olağandışı bir hareketlilik görülmüyor.

Havai fişek yapımında radyoaktif madde kullanılmadığından, böyle bir patlama sonrası radyasyon yayılması mümkün de değil.

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

Sakarya’da 3 Temmuz 2020 tarihinde havai fişek fabrikasındaki patlama sosyal medyada da geniş yer buldu. Yapılan paylaşımlardan birinde de, bir haritayla birlikte fabrikadaki patlama sonrasında bölgede radyasyon seviyelerinin hızla yükseldiği iddia edildi

iddiagorsel

Ancak iddia doğru değil. Radyasyon seviyelerini gösteren haritalar incelendiğinde olağandışı bir hareketlilik görülmüyor. Ayrıca havai fişek yapımında radyoaktif madde kullanılmadığından, böyle bir patlama sonrası radyasyon yayılması mümkün de değil. 

Haritada sıradışı bir değişim yok

Bir bölgede yaşanan radyoaktif değişimleri izleyebileceğimiz Avrupa Komisyonu’nun çevresel radyoaktif değişim haritasında Sakarya ve çevresine baktığımızda konuyla ilgili bilgiye ulaşabiliyoruz

olcumgorsel

Haritada Sakarya bölgesi incelendiğinde 1-2 Temmuz arasında küçük bir yükseliş gözlemlenirken, patlamanın yaşandığı 3 Temmuz günü herhangi bir değişim gözlemlenmiyor. Yine sitedeki bir diğer haritaya baktığımız zaman saatlik veriye de erişebiliyoruz.

saatlikveri

Ancak tablodan patlamanın yaşandığı TSİ 12.00 civarındaki verilere ise erişemiyoruz. 

İddia görselde paylaşılan 80 değerinde Gamma verisinin ise, yukarıda bulunan tabloları incelediğimizde bölgenin olağan değeri olduğu görülüyor. 

sakarya iddia gorsel 1

Bölgeden alınan son veri.

Komisyonun haritası incelendiği zaman, bölgedeki 80 nSv saat değerinin patlamadan önce alınan veriyle aynı olduğunu söyleyebilliriz. Yani araçlar incelendiğinde, bölgede radyasyon seviyelerinde olağan dışı bir değişim olmadığını söyleyebiliriz.

nSv ise nanosievert anlamına geliyor. Saatte 80 nSv yılda 8.0×10-5’lık bir değere eşit. AFAD’ın radyasyon dozları ve etkisi tablosu incelendiğinde ise bu değerin en düşük rakamın bile altında olduğunu yani tehlikeli olmadığını söyleyebiliriz.

Sosyal medyada yayılan haberlerin sonrasında AFAD da bir açıklama yaparak patlamanın endüstriyel bir kaza olduğunu, bölgede herhangi bir radyasyon kaynağı bulunmadığını belirtti.

afadtweet

Kızılay Başkanı Kerem Kınık da Twitter hesabından yaptığı açıklamayla patlama sonrası yayılan kimyasal gaz konusunda uyarıda bulundu. Ancak bunun radyasyonla herhangi bir ilgisi yok

keremkınıktweet

Kimyasal gazlar konusunda dikkatli olunmalı 

CNN Türk televizyonunda yayına katılan Dr. Kubilay Kaptan ise fabrikada barutun yanı sıra havai fişek renkleri nedeniyle kimyasal ürün de bulunduğunu belirterek benzer bir tehlikeyi dile getirdi. Kaptan, bölgede radyasyon olmadığını, ancak kimyasal gaz konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Teyit’in ulaştığı Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kimya bölümünden Doç. Dr. Salih Özçubukçu ise havaifişeklerde kara barut denen barutun kullanıldığını, içinde de farklı oranlarda kömür tozu, sülfür ve potasyum nitrat bulunduğunu belirtti. Özçubukçu’nun verdiği bilgiye göre fişeklere farklı renkler elde etmek için de farklı metal tuzları ekleniyor; patlamaları sonucu ideal durumda ortaya karbondioksit ve azot çıkıyor. Özçubukçu bu tip fabrikalardaki patlamalar ve yangınlar sırasında ise CO ve SO2 gazlarının da çıkabileceğini, ancak radyasyon yayılmasının söz konusu olamayacağını dile getirdi. Özçubukçu radyasyonun sadece radyoaktif elementlerden yayılabileceğini, havai fişeklerde ise radyoaktif elementler kullanılmadığını belirtti.

AFAD’ın patlama sonucu radyasyon kaynağının bulunmadığını açıklamasının öncesinde, Teyit’in bilgi aldığı Kimya Mühendisleri Odası’ndan Kimya Mühendisi Ercan Zincir de her patlama ve yangında olduğu gibi bu olayda da halk sağlığı için zararlı olabilecek kimyasal gazların açığa çıktığını belirtti. 

Sonuç olarak iddia doğru değil. Paylaşımda yer alan görsel olağandışı bir değişimi göstermiyor. Bölgeden alınan veriler zaten ortalama 80 nSv/saat düzeyinde. Ayrıca fabrikanın radyoaktif malzemelerle ilgisi de yok. İddia bu haliyle uydurmaya örnek gösterilebilir.