Sosyal medyada ve bazı haber kanallarında Abdülhamit’e ait olduğu iddia edilen bir görsele yer verilerek, sürgün anını gösteren fotoğrafta sultanın yüzünün kan içinde olduğu iddia edildi.
Görsel, taraflı bir İtalyan yayına ait 1909 tarihli bir çizim
Yıllardır sosyal medyada dolaşan görseli tersine görsel arama ile arattığımızda, farklı çeşitlerde kırpılmış boyutlarına ulaşmak mümkün. Görselin orijinal boyutunda ise, sağ alt köşede “G. Amato” yazan bir imza olduğu görülebiliyor. İmza, İtalyan sanatçı Gennaro D’Amato’ya ait. Yani bu bir fotoğraf değil, Amato’ya ait bir çizim.
II. Abdülhamit’in tasvir edildiği Amato’ya ait bu çizim, 1909 yılının Mayıs ayında L’Illustrazione Italiana’da yayınlanmış. Bu yayına İtalyan Kültürel Varlık ve Faaliyet Bakanlığı’nın arşivlerinden ulaşmak mümkün.
Görsel Abdülhamit’in sürülmesine ithaf edilen sayıdaki “Konstantinopolis'in trajik günleri” başlıklı Eduardo Ximenes ve Maurizio Galli imzalı bir yazıda kullanılmış. “Abdülhamit’in dramatik ifadesi” adıyla yayınlanan görsel, Eduardo Ximenes’in eskizi üzerine Gennaro D’Amato tarafından resmedilmiş.
Görselin alt kısmında ise Corriere della Sera gazetesinden olduğu belirtilen 27 Nisan tarihli bir alıntı bulunuyor. Corriere della Sera, bu tarihte Abdülhamit hakkında bazı makaleler basmıştı.
“Sözleri ne isyan ne de savunmaydı; korkakçaydı. ‘Peki ya hayatım?’ diye yumuşak bir sesle sordu. Esad Paşa cevap verdi: ‘Millet asil ve cömerttir, hayatınızla ilgili bir seçim yapmamıştır.’ Sultan birkaç dakika düşünerek başını eğdi, sonra kendi kendine konuşuyor gibi haykırdı: ‘Hep öyle derler!’”
L’Illustrazione Italiana’nın iddia konusu görsel ile yayınladığı konuşmaya Meclis-i Mebusan üyelerinden Emanuel Karasu’nun jurnallerinde de yer verilmiş. Ancak Karasu’ya göre bu konuşma tahttan indirildiğinin haberi Sultan’a verildiğinde yaşanmış:
“Sıkıntılı bir sessizlik başlamıştı, Abdülhamit’in konuşmasını bekliyorduk. Kelimelerinde karşı gelme veya bir savunma havası hissedilmeyip, aksine korkaktı. Kısık bir sesle, ‘ve benim hayatım?’ diye sordu. Esad Paşa bu soruya şu şekilde cevaplanmıştı: ‘Millet asil ve âlîcenaptır. Senin hayatın hakkında hiçbir karar almamıştır.’ Sultan birkaç dakika düşündükten sonra sanki kendi kendine konuşurcasına yavaşça tekrar konuştu: ‘Bu hep böyledir.’”
Karasu’nun jurnallerinde, Sultan Abdülhamit’in o sıradaki görünüşü de betimlenmiş:
“İki adım attı ve korkulu gözle ve çaresizlik içinde bizlere baktı. Konuşmamızın sonuna kadar karşımızda ayakta durmuştu. Halkın hükmünü şerefle kabul etmek için, bizleri büyük bir üniforma ile karşılayacağını düşünmüştüm. Fakat sivil kıyafetleri giymiş, hatta acelesini ve heyecanın belli eden bir kıyafeti vardı. Siyah kravatını bir düğme ile bağlamamış, aksine inciyle kaplanmış bir iğne ile olabildiğince tutturmuş. Kolları gevşek olarak aşağı doğru sarkmış ve elleri yavaşça titriyordu. Alışılmışın dışında daha da bir eğri duruyordu. Bu şekilde çok aciz bir görüntü arz ediyordu.”
Ancak bu ifadelerin çeşitli kaynaklarda bulunması, iddia konusu görseldeki görüntünün gerçeği yansıttığı anlamına gelmiyor. Kişilerin ifadelerine dayanarak bunu bilmek mümkün değil. Ayrıca tahttan indirilme haberinin verildiği sırada yalnızca meclis heyeti ve askerlerden oluşan bir grubun orada bulunduğu da Karasu tarafından kayda alınmış. Yani İtalyan gazetecilerin olay yerinde bulunması ve tanıklık etmiş olması mümkün değil.
Öte yandan L’Illustrazione Italiana’nın ilgili sayısında ırkçı ve yönetim karşıtı ifadelere yer verilmiş olması, çizimin tarafsızlığı hakkında şüphe oluşturuyor. Her iki ihtimalde de şu gerçek değişmiyor: İddia konusu görsel bir fotoğraf değil, bir sanatçının elinden çıkma çizim.
Malumatfuruş da daha önce iddiayı incelemişti.