Fotoğrafın topun ağzına bağlanarak İngilizler tarafından öldürülen Hint Müslümanlarını gösterdiği iddiası

Fotoğrafın topun ağzına bağlanarak İngilizler tarafından öldürülen Hint Müslümanlarını gösterdiği iddiası

Karma Karma
Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Arşiv Tarih isimli Twitter sayfası tarafından paylaşılan bir görselin, İngiliz askerlerinin Müslüman Hintleri topun ağzına bağlayıp öldürdüğünü gösterdiği iddia edildi. 1 Ekim 2018 tarihinde paylaşılan görsel binden fazla retweet alırken, aynı sayfanın 7 Eylül 2017’de yaptığı paylaşım ise 2 bin 500’den fazla retweet almıştı.

topun agzında olmak

Ancak görselin İngiliz askerlerce topun ağzına bağlanan Hint Müslümanlarını gösterdiği konusunda bir delil bulunmuyor. Her ne kadar İngilizlerin Hindistan’da Hindu veya Müslüman ayırt etmeden bu idam yöntemini kullandığı bilinse de, görseldeki mahkumların Hint Müslümanları olup olmadıkları belirsiz. Zira söz konusu görsel, yaptığı gerçekçi savaş resimleriyle bilinen ve aynı zamanda bir gezgin olan Vassili Verestchagin’e ait bir tablo. Rus ressamın, 1888 yılında New York’ta açtığı bir sergi sonrası Harper’s Weekly adlı dergiye yaptığı açıklamalarda ve ilgili haberde, resmin belli bir olayı yansıtmadığı belirtilmiş. Eserin adı, “Blowing from Guns in British India” (İngiliz Hindistanı’nda toptan ateşlemek).

hintli muslumanlar 1024x740

Eser 1880’li yıllarda yapılmış

Bir asker ve aynı zamanda gezgin de olan Vassili Verestchagin’in, 1873 yılında Hindistan ve Tibet’i kapsayan 2 yıllık bir geziye çıktığında aldığı ilham ile yaptığı düşünülen resim, “Suppression of the Indian Revolt by the English” (Hint İsyanı’nın İngilizlerce bastırılması) ve “An Execution in British India” (İngiliz Hindistanı’nda bir İdam) adlarıyla da biliniyor. Her ne kadar ABD ulusal kütüphanesi Library of Congress kayıtlarında resmin yapılış tarihi 1890 olarak gösterilse de, 1888’de New York’ta bu resmin de sergilendiği bir serginin açılmış olması bunu yanlışlıyor.

İlgili serginin kataloğunda 92. resim olarak iddia konusu eserin isminin “Blowing from Guns in British India” olarak geçtiği görülebiliyor. Yine eserin 1887 yılında Londra’da bir sergide yer aldığı hakkında bir habere ve Verestchagin’in eserde resmedilen olayın tarihsel gerçekliği hakkındaki eleştirilere The Magazine of Art dergisinin Aralık 1887 tarihli sayısında verdiği cevaba ulaşmak da mümkün. Dolayısıyla resmin 1887 yılı veya öncesinde yapıldığı söylenebilir. Kesin yapılış tarihi olarak ise 1884’ü işaret edenlerin çoğunlukta olduğu görülebiliyor.

Eserin ilham kaynağı hakkında başlıca iki iddia var

Resmin kaynağı hakkında iki iddia var. Bunlardan birincisi ve daha yaygın olanı, eserin, 1857’de İngiliz kolonyalizmine karşı Hintlerin isyanından (The Great Mutiny) ilhamla ortaya çıktığı iddiası. İsyana katılan veya firar eden bir kısım “Sepoylar” (İngilizlerin Hintler arasından silah altına aldığı ve isyanı başlatan askerler) bu şekilde cezalandırılıyordu ve iddiaya göre resim bu şekilde yapılan bir idamı gösteriyor. Wikipedia’da 1857 İsyanı ve bir idam metodu olarak toptan ateşlenme hakkındaki iki sayfada da resim, kaynak gösterilmeden, 1857 olaylarıya bağdaşlaştırılacak şekilde kullanılmış. Her ne kadar bu idam yönteminin İsyan esnasında İngilizler tarafından kullanılmış olduğubilinse de, ne Verestchagin’in spesifik olarak İsyan’da öldürülen Müslüman Hintler’den ilham aldığı konusunda bir açıklaması, ne de ilgili yöntemin kurbanlarının yalnızca Müslüman olan Hintler olduğuna dair bir kanıt var.

“Sepoy”, hem Müslüman hem Hindu kimlikleri kapsayan askeri bir rütbe. Nitekim tarihçi William Dalrymple, başlangıçta sepoyların yüzde 65-85’inin Hindu olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla, Verestchagin İsyan’dan ilham almış olsa bile bu idam yöntemi spesifik olarak Müslümanlara uygulanmadığı için eserindeki kurbanlara dini bir kimlik atfetmiş olması zor gözüküyor. Ayrıca eleştirmenler tarafından, resimdeki İngiliz askerlerin üniformalarının İsyan’ın çıktığı yıl olan 1857’den daha sonra kullanılmaya başlanan üniformalar olduğu yönünde de açıklamalar bulunmakta. Bu kullanımın, idam metodunun, İngilizlerin aksi yöndeki iddialarına rağmen, resmin yapıldığı dönemde de (1880’ler) normal ve yaygın olduğunu ima ettiğini düşünenler de var.

İkinci iddia ise resmin Namdari Sihlerinin (“Kuka” olarak da bilinirler) 1872’de uğradıkları katliamı resmettiği yönünde. Dini bir azınlık olup inançları gereği katı vejetaryen bir beslenme tarzını takip eden Namdari Sihleri İngiliz hükümetinin inek kesimi yasağını kaldırması ve mezbahaların açılması üzerine bir isyan başlatıyor ve şehirdeki bir kısım Müslüman kasabı öldürüyorlar. 1857 İsyanı’na göre çok küçük ölçekte sayılsa da, Malerkotla şehrinde başlayan ve birkaç gün süren olaylar sonrasında 68 Namdari, İngiliz askerlerce 17-18 Ocak 1872 tarihlerinde topa tutularak idam ediliyor. İkinci iddiaya göre, Verestchagin’in bu eserde resmettiği olay da tam olarak bu.

İngiliz emperyalizmi ve Hindistan üzerine çalışan akademisyen Kim A. Wagner’in olaylardan kısaca bahsettiği makaledeki iddiasına göre, Verestchagin’in meşhur resmi, yaygın kanının aksine 1857 İsyanı’nı değil, Namdarilerin idamını gösteriyor. Wagner’in Twitter’da da eserde hangi olayın resmedildiği hakkında tartışmalara girdiği görülebiliyor. Kendisinin dayanağı, resimdeki İngiliz askerlerinin üniformalarının 1872’ye uygun olması, idam şeklinin 1857 İsyanı hakkında anlatılanlara göre farklı olması ve 1873’te Hindistan’a giden Verestchagin’in resmi çizdiği tarihin 1872’ye 1857’ye göre çok daha yakın olması. Benzer şekilde, önde gelen Rus tarihçiler tarafından yazılan ve 1979’da basılan A History of India’nın (Hindistan Tarihi) 2. cildinin 104. sayfasında da Namdarilerin başarısız isyan denemesi anlatıldıktan sonra Verestchagin’in meşhur eserinde bu olayı resmettiği belirtiliyor.

hindistan pul

   Namdariler anısına basılan bir pul

Resim belli bir tarihi olayı belirtmiyor

Gerçekten de, Hindistan üzerine çalışan akademisyen Wagner’i ve resmin Namdari sihlerini gösterdiği iddiasını destekler biçimde, ressam, İngiliz askerlerini 1857’deki üniformalarıyla değil, dönemin üniformalarıyla yani 1870’lere uygun resmetmiş. Keza Namdariler de eserde resmedildiği gibi tipik olarak baştan aşağı beyaz giyiniyorlar. Son olarak 1873’te Hindistan’a giden ressamın -her ne kadar 1 yıl süren 1857 İsyanı’na göre çok daha küçük ölçekte olsa da- zaman itibariyle Namdari Sihlerinin başına gelenleri duyup etkilendiği de düşünülebilir. Fakat öncelikle, bir örneği yukarıdaki pul olmak üzere, görülüyor ki, Namdari katliamında sihlerin, topa bağlanmış vaziyette değil, topun karşısında olarak resmedildiği görseller var. Fakat daha da önemlisi, 17 Kasım 1888 tarihli Harper’s Weekly’de yayınlanan ve ilgili resmin de bulunduğu New York sergisine dair haberde (1888 - sf 870), resmin “herhangi bir spesifik olayı betimlemediğinin” iki defa vurgulanması resimdekilerin ne Hindu ne de Müslüman olarak tasvir edildiğini gösteriyor.

Bu haberde hem Verestchagin birincil kaynak olarak kullanılmış, hem de kendisinin önceki açıklamaları baz alınmış. Yine haberde kurbanlardan bahsedilirken “sih” değil “sepoy” kelimesinin kullanılması da dikkat çekici. Yukarıda belirtildiği gibi, sepoy, dinden bağımsız olarak yerel askerleri kapsayan bir rütbe. İlgili haberde dini inanışlara dair tek gönderme, “(Ölümden korkmayan) yerel halkın, cennete tanınmaz halde bir bedenle giremeyecekleri için bu şekilde gerçekleşecek bir ölüme dair duydukları korku”.

harper hindistan ıskenceharper hindistan iskence 300x200

17 Kasım 1888’de çıkan Harper’s Weekly’de eserin belli bir olayı belirtmediğini vurgulayan paragraflar

Resim, ilgili haberde ve serginin kataloğunun 8.sayfasında belirtildiği üzere bir üçlemeye ait. İdam konusunu işleyen bu üçlemenin diğer iki parçasında da Rusya’da bir idam sahnesi ve Roma döneminde kalabalık önünde çarmıha gerilen mahkumlar resmedilmiş. Kataloğun 8. sayfasında, Verestchagin, (sondan başa doğru) bu metotların en insancıl olmayandan en insancıl olana doğru sıralandığını ve topa tutulmanın, hızlı ve “neredeyse acısız” bir ölüme sebep olduğu için en insancıl ve “modern hukukun ruhuna uygun” yöntem olduğunu belirtiyor. Yine ilgili haberde, üçlemenin diğer bir öğesi olan çarmıha gerilen mahkumları gösteren eserin de keza belli bir olaya atıfta bulunmadığı belirtiliyor. Rusya’daki idam sahnesi ise 13 Mart 1881’de Çar II. Alexander’ın suikaste uğraması sonucu idam edilen mahkumları gösteriyor.

Ressam, eleştirilere yanıt verirken de spesifik bir kimlik ve olaya atıftan kaçınmış

New York’taki sergiden yaklaşık 1 yıl önce, İngiliz The Magazine of Art adlı dergiye olayın gerçekliğini sorgulayan eleştirilere cevaben gönderdiği ve Aralık 1887’de “Art in December” başlığı altında yayınlanan mektubunda da Verestchagin’in soyut bir tutum takındığı ve hangi olayı resmettiğini ve kurbanların kimliklerini belirtmekten kaçındığı görülüyor.

Bu eleştirilerde İngilizlerin üzerinden 30 yıl geçmiş olan İsyan’dan beri bu idam yöntemini kullanmadığı (Namdari Sihlerinin durumunda görülüyor ki bu iddia asılsız), üniformaların İsyan dönemini değil fakat modern İngiliz askerlerinin üniformalarını gösterdiği, İsyan’daki idamlarda mahkumların toplara farklı şekilde bağlandığı, ve son olarak, resimde “gerçeğin aksine” Hinduların değil Müslümanların resmedildiği iddia edilmiş. Verestchagin eleştirilere cevabında ise bu iddiaları yanıtsız bırakıyor. Ressamın, cevaben, yerel halkı İngilizlerden nefret eden 280 milyonluk bir ülkeyi 60 bin asker ile elde tutabilmek için İngilizlerin şiddete ihtiyaç duyduğunu ve “ilk fırsatta” bu metodu tekrar uygulayacaklarını belirttiği görülüyor.

Verestchagin, mahkumların kimliği ve olayın tarihsel bağlamını direkt olarak sorgulayan bir soruya dahi net bir yanıt vermekten kaçınıyor. Dahası, bu yanıtta atıfta bulunduğu katalogda Müslümanlar’dan “Mohammedans” (Muhammedîler) olarak bahseden Verestchagin, bu defa “Hindoo” (Hindu) kelimesini tercih ediyor. Ressamın, kurbanların Müslüman kimliğine vurgu yapmış olsaydı onları genel olarak “Hindu” şeklinde adlandırmayacağı söylenebilir. Bu yanıt da, resmin bir soyutlama olduğuna dair yukarıda belirtilen ve yaklaşık 1 sene sonra yayınlanacak olan ve kısmen bu mektubu baz alan haber ile aynı çizgide değerlendirilebilir.

  mektup

Verestchagin’in 1887’de The Magazine of Art’ta yayınlanan mektubu

Aynı idam yöntemi Osmanlı dahil diğer coğrafyalarda da kullanılmış

“Topun ağzında olmak” deyiminin kaynağının İngilizlerin Hindistan’da bu yöntemle gerçekleştirdiği idamlar olduğuna dair çeşitli paylaşımlar olsa da bu deyimin doğrudan buna dayandığının tespiti güç. Fakat aynı idam yönteminin İngiliz Hindistanı öncesinde de, biri Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere, çeşitli ülkelerde yüzyıllardır uygulandığı görülebiliyor. Örneğin, yine Hint yarımadası ve etrafında, Babür İmparatorluğu’nda, bu metodun İngilizler öncesinde de uygulandığını belirten kaynaklara rastlamak mümkün. Yine Portekizliler de Brezilya’da aynı yönteme başvurmuşlar.

Osmanlı İmparatorluğu’nda da topun ağzına bağlanmak İngilizlerden çok önce bir idam yöntemi olarak kullanılmış. Örneğin 1596 yılında bir imamın oğlunu kaçıran bir yeniçerinin, Tophane’de ağzına bağlandığı bir topun ateşlenmesi suretiyle idam edildiği biliniyor. Yine 1683 yılında Fransızların, Osmanlı’ya bağlı olan Cezayir (Algiers) şehrini bombalaması üzerine Osmanlı kaptanı Mezzomorto Hüseyin Paşa’nın, 26 Temmuz 1683 tarihinde, Fransız esirleri topun ağzından ateşleyerek karşılık verdiği bilinmekte. İdam edilenlerden bir tanesi de Cezayir’deki Fransız konsülü Jean Le Vacher. Jean Le Vacher’in idamı Hollandalı ressam Jan Luyken tarafından 1698 yılında aşağıdaki gibi resmedilmiş.

osmanlı idam top

Sonuç olarak, görsel bir fotoğraf değil, bir tablo. Vassili Verestchagin’in bu meşhur tablosundaki kurbanların Hint Müslümanları olduğuna dair bir delil yok. Her ne kadar İngilizler bu idam yöntemini Hindu veya Müslüman ayırt etmeksizin kullanmış olsa da, ressamın tabloda belli bir olaya ve belli kimliklere atıf yapmadığını gösteren haberler ve kendisinin de bu yöndeki açıklamaları tablodaki kurbanların kimliğini belirlemenin mümkün olmadığını ortaya koyuyor. İngilizlerin bu idam yöntemini Hindistan’da kullandığı iddiası ise doğru.