Sosyal medyada paylaşılan ve Teyit’e ihbar olarak gelen fotoğrafın İstanbul Okmeydanı’nda bulunan tarihi taşın 1950 ve günümüzdeki halini gösterdiği iddia edildi. İki fotoğraf karşılaştırılarak tarihi taşın bulunduğu konumun yapılaşmayla değiştiğine dikkat çekilmek istenmiş.
Fotoğraftaki taş Hacı Beşir Ağa’nın ilk menzil taşı
Fotoğrafları tersine görsel arama yöntemiyle aradığımızda iki fotoğrafın da birçok kaynakta yer aldığını görebiliyoruz. İlk fotoğraf SALT Araştırma’da var ve mimar Ali Saim Ülgen’in arşivinden alınmış. Fotoğrafın da yer aldığı Ali Saim Ülgen’in arşivi, SALT Araştırma tarafından fotoğraf paylaşım sitesi Flickr üzerinden de paylaşılmış. Ali Saim Ülgen, Türkiye’nin ilk restoratör mimarlarından.
Fotoğrafın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor: “Menzil taşı, oku atan kişinin (kemankeş) en uzak noktaya atış yapma başarısını belgelemek amacıyla okun düştüğü yere dikilen anıtsal nişânedir. Atış bir padişah tarafından yapılmışsa, bu atışın nişânesine 'nişan taşı' adı verilir. M. Şinasi Acar’ın 'İstanbul’un Son Nişan Taşları' (2006) kitabında şöyle yazar: 'Daha önce dikilmiş bir nişan taşını aşarak rekor kırmaya menzil almak ya da menzil bozmak denir… Bunun arkasından okun saplandığı yer biraz kazılıp çakıl doldurularak işaretlenir ve altı ay içinde taşı dikilirdi. Taşın bir ziyafetle diktirilmesi ve bu törende rekor sahibinin, olanakları ölçüsünde hediyeler dağıtması gelenektir.' Çoğunluğu İstanbul’un Okmeydanı semtinde bulunan menzil taşlarından 19. yüzyıl sonlarına kadar 300 adet dikilmiş ancak sadece 30 kadarı günümüze ulaşmıştır.”
Fotoğraf Mehmet Dilbaz’ın kaleme aldığı Kaybolan Tarihin Peşinde adlı kitabın kapağında da kullanılmış.
İkinci fotoğraf 2008 tarihli
İkinci fotoğraf ise Caner Cangül isimli bir fotoğrafçı tarafından 2008 yılında çekilmiş. Cangül’ün blogundan benzeri fotoğraflara da ulaşmak mümkün.
İki fotoğrafta görülen taş da, Hacı Beşir Ağa’nın ilk menzil (nişan) taşı. Hacı Beşir Ağa, Sultan III. Mustafa döneminde, Osmanlı haremi kızlar ağasıydı. Hacı Beşir Ağa’ya ait olan fotoğraftaki nişan taşının konumunu Google Haritalar üzerinden de doğrulamak mümkün. Hacı Beşir Ağa’nın Okmeydanı’nda beş tane rekor menzil taşı bulunuyor. Fotoğrafta görülen menzil taşı da kuzeybatı rüzgarında Divitçi Menzili’nde 730 metre rekor atışından sonra dikilmiş.
Taşın kitabesinde şu ifadeler geçiyor: “Yâ Hak Âişe Sultân-ı âlişân-ı hayr-endîşenin Dergeh-i devlet-meâbı melce-i hayr ü hisân Başağası ol kerîm-üş şân-ı ismet-perverin Ma’rifet-pîşe hüner-endîşe zât-ı kâmurân Binci menzilgâhı iken bu Devâtî Menzili Dest-i himmetle hezârân âferin bozdu hemân Zîver-i ser-defter etmiş idi gerçi nâmını Çok zamandır görmedi devrân böyle pehlivân Ola devletle resîde menzil-i maksûduna Kaamet-i a’dâsı yârab ola mânend-i kemân Düşdü bir târîh-i cevherden tîr atup Necîb : Dikdi binyüz gezde Hacı Beşir Ağa da nişân, sene 1170, ketebehu-l fakîr el-hâc Ahmed (Milâdî 1756/1757)”
Osmanlı’da okçuluk
Erken Osmanlı döneminde yay ve ok ordunun kullandığı en etkili silahtı. Okçuluk aynı zamanda bir spor faaliyeti idi. Osmanlı sultanları tarafından kurulan okçular dergâhı tarihteki en eski spor kulüpleri arasında yer alıyor. Okçular dergahı, cami ve ek tesisleri İskender Paşa tarafından, Sultan II. Bayezid döneminde İstanbul Okmeydanı’nda inşa edilmiş.
İstanbul’da atış alanı olarak kullanılan Okmeydanı ise Sultan II. Mehmet’in emri ile fetihten kısa bir süre sonra bağımsız bir vakıf olarak tesis edilmiş. II. Mehmet, Vakfiyesi'nde atış alanının asker ve siviller tarafından ok atışları için kullanılabileceği, sefer öncesi toplu ibadetlerin yapılabileceği yer olduğunu ifade etmiş. Okçuluk faaliyetleri ilk kez II. Mehmet döneminde yarışma olarak düzenlenmiş.
Kemankeş adı verilen okçular, menzil atışlarında oku mümkün olabilecek en uzak mesafeye atmayı amaçlıyordu. Okçular mevcut dikili bir taşı aşarak, rekor bir atış yaptıklarında, oklarının düştüğü yere altı ay içerisinde nişan taşı dikilirdi. Dikilen nişan taşının üstündeki kitabede okçunun başarısı anlatılırdı. Okmeydanı’nda ilk defa nişan taşı diktiren kişi ise Okçubaşı Hasan Ağa’nın babası olan Bahtiyar isimli bir okçuydu.
Okmeydanı'nın eski bir tasviri.
Tarihi belge ve sanat eseri niteliğinde olan menzil taşlarının büyük bir bölümü mermer sütunlar şeklinde; üzerindeki kitabelerde ise okçunun adı, mesleği, atış yönü, mesafesi ve koşulları gibi unsurlar belirtiliyor.
Bazı kaynaklara göre günümüze 25 kadar nişan taşı ulaşmış. İstanbul’da nişan taşlarının bulunduğu bölgeler 1950’lerden itibaren yapılaşınca, tarihi eserler de kent alanına sıkışmış.