Sosyal medyada paylaşılan ve Teyit’e ihbar olarak gelen bir fotoğrafın, idam edilmek üzere olan 3 bin 114 Uygur Türkünü gösterdiği iddia edildi. Facebook’ta yaygınlaşan fotoğraf, 18 bin kullanıcı tarafından paylaşıldı. Aynı fotoğraf daha önce Pakistan’da işkence yapıldığı iddialarıyla da dolaşıma girmişti.
Fotoğraf 1992’de 111 kişinin öldürüldüğü Brezilya’daki Carandiru hapishanesi katliamını anlatan Carandiru (2003) filmi için çekilmiş.
Fotoğraf 2003 yılında gösterime giren Carandiru filminden
Carandiru filmi Brezilya’daki Carandiru hapishanesi mahkumlarının yaşamlarını ve 1992 yılında gerçekleştirilen katliamın sonrasını, bir doktorun gözünden anlatıyor. Güvenlik kuvvetleri Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde bulunan Carandiru hapishanesinde, 2 Ekim 1992’de 111 kişiyi öldürmüştü. Brezilya cezaevi tarihindeki en kanlı olay olarak tarihe geçen katliam, Carandiru cezaevinde bulunan iki mahkumun cezaevi bahçesinde bir futbol maçı sırasında kavga etmesiyle başladı. Tartışma büyüyerek isyana dönüşünce, güvenlik kuvvetleri müdahale etti. Kalabalığa rastgele ateş açıldı, mahkumlar zorla soyuldu ve birçoğu öldürüldü. İsyan sona erdiğinde 111 kişinin hayatınıkaybettiği ortaya çıktı.
Brezilya mahkemeleri, kanlı bir şekilde bastırılan olayın sorumlularını 20 yıl sonra, 2013 yılında yargıladı. Operasyona katılan 23 sorumlunun her biri 156 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme sırasında sorumlular, bazı tutukluları yakın mesafeden ateş ederek öldürdüğünü de kabul etti. Carandiru hapishanesi eski müdürü Moacir dos Santos da davadaki ifadesinde, güvenlik kuvvetlerinin hapishanede katliam gerçekleştirdiğini, bazı tutukluları hücrelerinde katlettiğini dile getirdi; hücrelerinde teslim olan mahkumların bile çırılçıplak soyularak öldürüldüğünü itiraf etti.
Film çekimlerinden bir kareyi gösteren fotoğrafa bakıldığında, duvarda asılı Brezilya bayrağı da seçilebiliyor.
Filme ait diğer fotoğraflara şu örnekler verilebilir:
Bir milyon Uygur kamplarda
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde 1960’lı yıllardan beri süren dini ve etnik bir çatışma var. 1997 yılının Ramazan ayında 30 Uygurun öldürülmesi, bölgede büyük gösterilere neden olmuştu. Gösteriler büyümüş ve Gulca Katliamı olarak nitelendirilen olaylar sırasında Çin ordusu göstericilere ateş açmış, 100 civarında insan hayatını kaybetmişti.
Çin, Sincan ve Çin’in farklı bölgelerinde gerçekleşen çeşitli saldırılardan Uygurları sorumlu tutuyor. 2014 yılından itibaren ise ‘teröre karşı halk mücadelesi’ adı altında yeni bir süreç başlattı. Çin, 2014 yılında Uygur Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan özerk bölgesinde öğrenciler ve devlet memurlarının oruç tutmasını yasaklamıştı. Aynı zamanda yine 2014 yılında Türkistan’da “kasten adam öldürmek, bölücülük ve terör faaliyetine karıştığı” suçlamasıyla yargılanan 55 Uygurdan üçüne idam cezası vermişti.
Birleşmiş Milletler'e göre bir milyon civarında Müslüman Uygur Türkü Çin’in ‘eğitim merkezi’ olarak adlandırdığı toplama kamplarında tutuluyor. Kasım 2019’da Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’na sızdırılan belgelerle, Uygur Türklerinin kamplardaki güvenlikli hapishanelerde kilitli tutulduğu, cezalandırıldığı ve asimile edildiğiortaya çıkmıştı. Ancak iddia metninde öne sürüldüğü gibi, 3 bin 114 Uygur Türkünün aynı anda idam edildiği bir olay yaşanmadı.