Kim sadece üç saatte 500 bin dolar ya da euro kazanmak istemez ki? Bu vaadi taşıyan bir sosyal medya paylaşımının kısa sürede binlerce etkileşim alması sürpriz olmazdı. Olmadı da. Instagram’da paylaşılan bir gönderide, ABD’nin Florida eyaletinde bulunan “dünyanın en korkunç evinde” üç saat kalmayı başarana 500 bin dolar vaat edildiği, ancak bu büyük macerayı kimsenin başarıyla tamamlayamadığı öne sürülüyor.
Fotoğrafı tersine görsel arama ile arattığımızda, görselin 2016 yılından itibaren benzer perili ev hikayelerinde kullanıldığını görüyoruz. Konu bir YouTube videosunda da işlenmiş. Ancak fotoğrafın nerede çekildiği ya da evin hikayesiyle ilgili tutarlı bilgiler yok.
Ancak Florida’nın ikliminin, görseldeki evin bulunduğu Karadenizvari iklimle ilgisi olmadığını söyleyebiliriz. Florida’nın taşra evlerine dair bir arama yaptığımızda da böyle bir mimari stile rastlamıyoruz.
Fotoğrafın ters çevrilmiş olabileceğini hesap ederek ayna görüntüsünü arattığımızda ise, TÜBİTAK’ın Bilim Genç adlı yayınında yayınlanmış, sürdürülebilir binalarla ilgili bir makaleye ulaşıyoruz. Buradaki görseli arattığımızda ise Tekin Türkdoğan tarafından Ayder Yaylası’nda çekildiğini ve bir stok görsel sitesine yüklendiğini fark ediyoruz.
“World’s scariest house” “500000” “award” (dünyanın en korkutucu evi, ödül) kilit kelimeleri ile arama yaptığımızda ise Kuzey Alabama’da hizmet veren McKamey adlı bir malikaneyle ilgili yerel haberlere ulaşıyoruz. Bu eve gelip korku turunu tamamlayanlar bir ödüle kavuşuyor ama ödül 500 bin dolar değil, 20 bin dolar. Haberlerde bahsedilen evlerin, iddia konusu paylaşımdakiyle ilgisi yok.
McKamey korku evinin resmi tanıtım videosu.
Dünyanın en korkutucu evi diye bir ev yok
Peki “dünyanın en korkutucu” evi olarak nitelenen başka bir ev olabilir mi? Bu sıfatı almış bir ev yok. Ancak aramayı daralttığımızda ve kilit kelimelere “Florida”yı da eklediğimizde, satılık bir evle ilgili haberlere ulaşıyoruz.
2017’de 480 bin dolara satılmaya çalışılan terk edilmiş evin en az 1 milyon dolarlık bir yenileme masrafı çıkaracağı tahmin edilmiş. Haberin detaylarına baktığımızda, ilk aramada rastladığımız YouTube videosunda kullanılan görsellerin birinin bu eve ait olduğunu anlıyoruz.
Bunun üzerine videoda kullanılan diğer görselleri de arattığımızda ise, farklı zamanlarda suç mahali olmuş ve ardından terk edilmiş başka evlerin görselleri kurgulanarak bir hikaye uydurulduğunu anlıyoruz. Kullanılan görsellerden biri de, bir stok görsel sitesinden alınmış. Yani bu evlerin birbirleriyle ilgisi yok.
İddianın devamında, bu evde dokuz dakika kalmayı başaran birinin, şu anda akıl hastanesinde olduğu ve bugüne kadar toplam bin 60 kişinin bu maceraya kalkıştığı yazıyor. Bu rakamsal ifadeleri arattığımızda da anlamlı bir sonuca ulaşamıyoruz.
Korku duygusuyla “kontrollü bir ortamda” baş etme çabası, ödümüz patlamasına rağmen korku hikayeleri ya da filmlerini sevmemizi açıklamakta kullanılan argümanlardan biri. Kendimizi kurbandan ayrıştırma eğilimimiz de bir diğeri. İçimizdeki ölüm arzusu ile kötücül agresyon, haset gibi duyguları barışcıl bir yolla doyurabilmemize olanak vermesi de diğer olasılıklar gibi duruyor.
