Geçtiğimiz günlerde Dr. Hasan Hüsnü Eren’in Covid-19 aşıları hakkında çeşitli şüpheli değerlendirmelerde bulunduğu bir video sosyal medyada viral oldu.
Peki Dr. Hasan Hüsnü Eren kimdir ve iddiaları hakkında bilimsel kaynaklar neler söylüyor?
Kendi internet sitesinde yer alan bilgilere göre Dr. Hasan Hüsnü Eren, tıp fakültesi eğitimini İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Ardından alternatif tıbba yönelen Eren, akupunktur eğitimini Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aldı.
Dr. Eren, Instagram hesabında kendini “ortomoleküler tıp doktoru” olarak tanımlıyor. Ortomoleküler tıp, vücuttaki doğal maddelerin tedavide kullanılması şeklindeki alternatif tıbbi yaklaşım. Genel olarak, ortomoleküler tıp tarafından savunulan vitamin mega dozları, bilimsel fikir birliği tarafından desteklenmiyor. Amerikan Kanser Derneği, bu konuda daha fazla bilimsel veri elde edilene kadar, bu tarz takviyelere güvenmek yerine doğrudan sağlıklı beslenmeyi, meyve sebze tüketimini tavsiye ediyor.
Eren’in adını holistik tıp ile de duyuyoruz. Holistik tıp alternatif ve geleneksel tıp yöntemleri ile klasik hastane tıbbı yöntemlerinin ihtiyaca göre birbirini tamamlayacak şekilde kullanılması anlamında kullanılıyor. Yani Eren’in, tıpta alternatif yöntemlere eğilen bir hekim olduğunu söyleyebiliriz. Modern tıbbın yanında holistik tıbbın zarar vermesi pek olası değil, fakat yalnızca alternatif yöntemlerle ilerlemek ilaç tedavisini yok saymak tedaviyi geciktireceğinden tehlikeli olabilir. Sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa, bir sağlık uzmanından tavsiye almak her zaman en iyisi.
Dr. Eren, bir gazeteciyle yaptığı röportajda Covid-19 aşıları hakkında şüpheli bilgiler dile getiriyor. Eren’in iddialarını inceleyelim.
Covid-19 aşısının uzun vadede yan etkileri görüleceği iddiası
Dr. Eren, Covid-19 aşılarının yan etkilerinin henüz saptanmadığını, asıl etkilerin hemen değil gelecekte karşımıza çıkabileceğini iddia ediyor ve aşı üreticilerinin beş ila 10 yıl içerisinde özür dileyeceğini öne sürüyor.
Covid-19 da, hastalığın aşıları da hayatımızda yeni. Bu yüzden uzun vadede Covid-19 aşılarının nasıl etkileri olacağını yüzde 100 bilmiyor oluşumuz doğal. Fakat bu, hastalığın aşılarının kontrolsüz ve kumar oynanarak geliştirildiği anlamına gelmiyor. Aşılar geliştirilirken izlenen safhaların amacı da bu. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki aşılar, bulaşıcı hastalıkların neden olduğu ölüm ve diğer yaygın halk sağlığı sorunlarını önlemede en etkili müdahale yöntemleri arasında ve beklenen yan etkiler bu faydanın yanında çok makul.
Aşıların uzun vadede etkisinin tam olarak bilinmiyor olması, bu olumsuz ve spekülatif yorumlara açık oldukları anlamına gelmiyor. Burada bilimsel bir tekinsizlik değil, gelecekte olacakları yüzde 100 bilemeyeceğimizden kaynaklı kısmi bir belirsizlik var.
Aşılar, kullanılmadan önce güvenilirlik ve etkinliklerinin kanıtlanması için birçok aşamadan geçiyor. Tüm bu bilimsel araştırma basamakları, aşıların yan etkisini azaltmak için yapılıyor. Ayrıca ABD Hastalık Koruma ve Önleme Merkezi, Covid-19 aşılarının yan etkilerinin hastalığın kendisinden daha tehlikeli olmadığını söylüyor. Çünkü yan etkiler çoğunlukla kısa süreli görülüyor ve herhangi bir tıbbi müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden geçiyor.
Bu arada Covid-19 aşılaması sonrası bazı yan etkiler görmeniz çok muhtemel. Aşılar, bedenin hedeflenen virüsü tanıması ve onunla savaşmak için antikorlar üretecek hücreleri aktive ederek bağışıklık oluşturmasını sağlıyor. Yan etkilerin sebebi, bağışıklık sisteminizin tepki vermesi.
Ayrıca doktorlar, uzun vadeli yan etkileri olduğunu bildiğimiz hiçbir aşı olmadığını söylüyorlar. Aşıların yan etkileri kısa vadeli ve çoğunlukla bölgesel.
Bağışıklığımızı güçlü tutmak aşının alternatifi değil
Dr. Hasan Hüsnü Eren’in dile getirdiği ikinci iddia ise, bağışıklığımız yeterince güçlü olursa aşıya gerek kalmayacağı. Eren, bağışıklığımızı güçlendirirsek aşı gibi “kimyasal ilaçlar” almamıza gerek olmadığını iddia ediyor.
İşin aslı, güçlü bir bağışıklık herkes için gerekli, ama yine de aşılara ihtiyacımız var. Çünkü bağışıklık sistemimiz, ancak bir virüsü tanıyıp ona özel antikolarlar geliştirdiğinde bizi koruyabilir. Yani bağışıklık sisteminiz güçlü olsa bile, salgın hastalıklar özelinde bağışıklık geliştirmeniz için aşı olmalısınız.
Evet, belirli besinler tüketmek bağışıklık sistemimizi güçlendirebilir ve enfeksiyonun daha iyi kontrol edilmesine katkıda bulunabilir. Fakat belirli bir takviyenin aşılar gibi hastalığı iyileştirebileceğine veya önleyebileceğine dair bir kanıt yok. Aşıları bundan ayrı tutmak gerek.
Güçlü bir bağışıklık sisteminin bir başka işareti de aşıya verilen doğal tepki. Çoğu aşı, doğuştan gelen bağışıklık sistemini harekete geçirmek ve aşıların daha iyi çalışmasını sağlamak için gerekli olan bağışıklık uyarıcıları (adjuvanlar) içeriyor.
Covid-19 aşısı olanlar neden maske ve sosyal mesafe kurallarına uyuyor?
Eren “aşılar işe yarıyorsa neden hala sosyal mesafe ve maske kurallarına uymak gerekiyor” diye sorarak aşıların işe yaramadığını da ima ediyor.
Covid-19 salgını ile mücadelede en etkili yöntem aşılar. Ancak tam anlamıyla normal hayata geri dönebilmek için toplum bağışıklığı sağlanana kadar maske ve mesafe önlemlerine devam edilmesi gerekiyor.
Aşılar, aşılanan kişileri koronavirüse yakalanmaktan koruyor ve hastalığı ağır atlatma riskini azaltıyor. Ancak aşılanan kişilerin diğer kişilere virüsü taşıyıcı olarak bulaştırma ihtimalleri az da olsa mevcut. Aşılanmayan kişileri güvende tutmaya yardımcı olmak için, sosyal mesafeyi korumak, elleri sık sık yıkamak ve maske takmaya devam etmek gerekiyor.
Aşılar, toplumun büyük çoğunluğu aşılandıktan sonra işe yarıyor. Henüz toplum bağışıklığı oluşacak kadar kişi aşılanmadı. Aşı yapılan kişi sayısı arttıkça, maske ve sosyal mesafeye dikkat edildikçe salgının zayıflayacak. Tüm önlemlerin bir arada kullanılması, bulaşmayı azaltacağından yeni varyantların ortaya çıkma olasılığını da düşürecek.
Covid-19 aşılarının üçüncü faz çalışmalarının bitmediği iddiası
Dr. Eren şu anda uygulanmakta olan Covid-19 aşılarının üçüncü faz çalışmalarının bitmediğini, üçüncü faz çalışmasının doğrudan genel nüfus üzerinde yürütüldüğünü de iddia ediyor.
Ancak şu an uygulanan aşıların üçüncü faz çalışmaları bitti. Durumun aciliyeti nedeniyle Sputnik V ve Sinovac gibi bazı aşıların, üçüncü faz çalışması bitmeden uygulanmaya başlandığını hatırlatmakta fayda var. Covid-19 hastalığının yarattığı olumsuz etki düşünülerek, ara değerlendirme raporlarının getirdiği güvenli sonuçlar ve veriler gözetilerek bazı aşılara acil kullanım izni verilmişti.
Aşılar, kullanılmadan önce güvenilirlik ve etkinliklerinin kanıtlanması için birçok aşamadan geçiyor. İlk iki aşama, yani klinik öncesi ve klinik laboratuvar aşamaları ile hayvanlar üzerindeki deneyler tamamlandıktan sonra, üçüncü adımda aşıların insanlar üzerinde denendiği faz çalışmaları başlıyor. Birinci faz, aday aşının güvenliği değerlendirilmek ve aşının neden olduğu bağışıklık tepkisini ölçmek üzere yetişkin 20 ila 80 gönüllü ile gerçekleşiyor. İkinci fazda birkaç yüz yetişkin gönüllü ile aşının önerilen dozları ve aşılama programı üzerinde çalışılıyor. Üçüncü fazda aşı, farklı niteliklerde geniş insan grupları üzerinde deneniyor. Bu sayede aşıların insanlar üzerinde yaratabileceği olası yan etkiler en aza indiriliyor. Yani aşılar, etkinlik ve güvenliklerinden emin olunmadan uygulanmıyor.
21 Haziran 2021 itibariyle Türkiye’de uygulanan BioNTech/Pfizer ve Sinovac aşılarının üçüncü faz çalışmaları tamamlandı. BioNTech/Pfizer aşısının üçüncü faz çalışmasının raporunun hakemli dergide yayınlanmasının üzerinden altı ay geçti. Sinovac’ın ise Şubat 2021’de üçüncü faz çalışması bitti.
Bunun haricinde 21 Haziran 2021 itibariyle üçüncü faz çalışması bitmiş olan sekiz Covid-19 aşısı var:
- Sinopharm Mayıs ayında, aşının üçüncü faz sonuçları yayınladı ve aşının yüzde 72,8'lik bir etkinliğe sahip olduğunu gösterildi.
- Novavax’ın üçüncü faz çalışmaları sonuçları 14 Haziran’da yayınlandı. Buna göre orta ve şiddetli hastalığa karşı yüzde 90 koruma sağlıyor.
- Johnson & Johnson aşısının üçüncü faz çalışmaları da Nisan ayında bitti. Tek doz Covid-19 aşısının aşıdan 28 gün sonra tüm çalışma katılımcıları arasında hastaneye yatış ve ölümü önlediğini bulundu.
- Oxford & AstraZeneca Covid-19 aşısı üçüncü faz sonuçları Mart ayında duyuruldu. Aşı, semptomatik Covid-19'a karşı yüzde 76 aşı etkinliği, şiddetli veya kritik hastalığa ve hastaneye yatışa karşı yüzde 100 etkinlik gösterdi.
- Sputnik V’in Şubat ayında yayınlanan üçüncü faz çalışması sonuçlarına göre aşı, yüzde 91 koruma sağlıyor.
- Moderna’nın üçüncü faz çalışması sonuçlarına göre aşı, ağır hastalık da dahil olmak üzere Covid-19 hastalığını önlemede yüzde 94,1 etkinlik gösterdi.
Sonuç olarak Dr. Hasan Hüsnü Eren’in Covid-19 aşıları ile ilgili iddiaları bilimsellikten uzak. Covid-19 aşısının beklenen yan etkileri kısa vadede görülüyor ve çoğunlukla kendiliğinden geçiyor. Uzmanlar, henüz toplum bağışıklığı oluşacak kadar kişi aşılanmadığı için maske ve sosyal mesafeye dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Şu anda uygulanan aşıların üçüncü faz çalışmaları bitti. Ayrıca bağışıklığımızı güçlü tutmak aşılara denk bir alternatif olamaz.