Deprem ile hava olaylarının ilişkili olduğu iddiası

Deprem ile hava olaylarının ilişkili olduğu iddiası

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

Depremler hava olaylarıyla ilgili değil, tektonik olaylardan kaynaklanıyor.

Depremlerin hava olayları ile ilişkilendirilebileceği iddiasını destekleyen herhangi bir bilimsel çalışma bulunmuyor.

Depremlerin istatistiksel dağılımı her türlü hava koşulu için eşit.

Depremleri tahmin etmenin kesin ve net bir yolu bulunmuyor.

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

AKUT ve Teyit işbirliğinde hazırlanan bu analizin ortaya çıkışında her iki kurumun da karşılaştığı yanlış bilgi ya da sorulardan yararlanılmıştır.

Yakın geçmişte yaşanan büyük ve yıkıcı bir deprem deneyiminin ve gelecek depremlere hazırlıklı olup olmadığımız sorusunun gölgesinde bir sonraki deprem için alınabilecek en ufak bir ipucunun peşinde koşuyoruz. Hava olayları ile depremler arasında bağ kurmanın da depremleri tahmin etmenin en yaygın sözde bilimsel yöntemlerinden birisi olduğu düşünülüyor. Öyle ki “deprem havası” kavramı çevrimiçi sözlüklere dahi girmiş. 

deprem havasi iddia paylasim

Depremleri tahmin ettiği iddiasıyla ortaya çıkan kişilerin kayda değer bir kısmı da hava olaylarından yararlandıklarını açıklıyor. Ancak depremleri hava durumlarıyla ilişkilendirmek bazı sorunlar barındırıyor. İddiaya ilişkin görseldeki argümanla başlayalım. Dünya üzerinde günde ortalama 55 deprem olduğunu düşündüğümüzde, bir yerdeki atmosferik değişimlerle başka bazı yerlerdeki depremleri ilişkilendirmek pek de anlamlı bir çıkarım olmuyor.

İstatistiklere göre dünyada her yıl 6 ila 6,9 büyüklüğünde yüzlerce deprem meydana geliyor. Uzmanlar bu depremlerin spesifik bir hava durumunda gerçekleşmediğini, depremin güneşli, yağmurlu, sıcak, soğuk vb. tüm hava koşullarında yaşanma ihtimalinin birbiriyle eşit olduğunu açıklıyor. 

İlginizi çekebilir: Korelasyon nedensellik değildir

Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu tayfun, kasırga gibi olaylarda yaşanan basınç değişikliklerinin, yerkabuğundaki fay kaymalarını tetiklediğini ya da bazı zarar verici depremlerin tetiklenmesinde rol oynayabileceğini ancak bu vakaların çok az olduğunu ve istatistiksel açıdan anlamlı olmadığını hatırlatıyor. 

Depremlerin sebebi yerküredeki levha hareketliliği

Teyit’in görüştüğü Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama Araştırma Merkezi’nden Doç. Dr. Bülent Özmen, “Bilindiği gibi dünyamız çekirdek, manto ve yerkabuğundan oluşuyor. Depremler mantoda meydana gelen konveksiyon akımlarına bağlı olarak yer kabuğunun değişik yönlere doğru kaymaya zorlanması ve yer kabuğunun kırılma direnci aşıldığı anda da kırılmaya bağlı olarak oluşan dalgaların yerkabuğunu sarması olayına deniyor. Yani depremler yerkabuğunun altındaki hareketlere bağlı. Hava olaylarıyla bir ilgisi yok.

Depremlerin önceden kestirimi ile ilgili çok sayıda çalışma yapılıyor olsa da bilimin bu konuda henüz başarılı bir sonuca ulaşamadığını hatırlatan uzmanlar depremlerin hava olayları, gezegen hareketleri, karıncalar gibi birçok farklı detayla ilişkilendirilmeye çalışıldığını ancak bunların hiçbirinin bilimsel verilere dayanmadığını vurguluyor. 

Depremler kilometrelerce derinde gerçekleşiyor; herhangi bir hava koşulunda ve herhangi bir zamanda olabiliyorlar. 

Sıcak ve kuru havalarda depremlerin daha sık meydana geldiği inanışı Antik Yunan’a kadar dayanıyor.

“Deprem havası” inanışı Antik Yunan’a dayanıyor

MÖ 4. yüzyılda Aristoteles, sarsıntıların yeraltı mağaralarında sıkışan rüzgardan kaynaklandığını öne sürüyordu. Mağara çatılarını iten havanın küçük sarsıntılara, yüzeyi kıran havanın ise büyük sarsıntılara neden olduğu sanılıyordu. Bu mantıkla, depremlerden önce dünyanın içinde büyük miktarda hava bulunacağı düşünüldüğü için, atmosferde havanın az, sıkıcı ya da rutubetli olacağı bekleniyordu. Bundan yola çıkan bir diğer teori, depremlerin sakin ve bulutlu havalarda yaşandığını da ileri sürüyor.

Ancak sismoloji biliminin ortaya çıkmasıyla birlikte, depremlerin tektonik hareketlerden kaynakladığı konusunda hemfikiriz. 

Peki deprem ve hava olaylarını ilişkilendiren kişiler neye dayanıyor? Teyit’in görüştüğü Kadir Sütçü, kendini “deprem uzmanı” diye tanıtıyor. Eğitim fakültesi mezunu olan Sütçü, jeolog değil. Sütçü’nün söylediğine göre araştırmaları depremlerin meteorolojik olaylara sebep olduğunu ortaya koyuyor. Tahmin faaliyetinin temelinde de bu yatıyor. Ancak ilişkinin önce deprem, sonra hava olayı şeklinde ilerlediğini düşündüğü teziyle depremleri tahmin etmek mantıken mümkün görünmüyor. 

Uzmanların vurguladığı asıl mesele, dünya sisteminin bu iki fenomeni birbirine doğrudan bağlayamayacağımız kadar karmaşık olduğu. 

Gezegende yaşanan ya da gezegeni etkilediği düşünülen farklı değişkenlerin birbirine nasıl bağlı olduğuna, ancak devam eden bilimsel araştırmalar yanıt verebilir.