Bir süredir sosyal medya ve kapalı mesajlaşma platformlarında yayılan birçok gönderide, cinsiyet uyum süreci (İddialarda cinsiyet değiştirme ameliyatı olarak geçiyor) hakkında bazı iddialar ortaya atılıyor. İddialar temelde iki başlık etrafında toplanıyor: Türkiye’de sağlık hizmetlerinden yararlanmak için sırada bekleyen birçok ‘acil’ durumda hasta olmasına rağmen uyum sürecinde olan kişilerin tüm masraflarını SGK’nın ücretsiz karşıladığı ve güncel olarak 10 binlerce kişinin operasyon için sırada beklediği iddiaları.
Cinsiyet uyum süreci uzun ve meşakkatli
Cinsiyet uyum süreci hakkında ortaya atılan iddiaları incelemeden önce, bu süreci anlatan kavramlara ve süreç için gereken şartlara göz atalım.
Cinsiyet kimliği, kişilerin kendilerini ait hissettikleri cinsiyeti ifade ediyor. Bir cinsiyet kimliği türü olan trans kavramı ise, doğumda varsayılan cinsiyetiyle uyumlu olmayan kişileri anlatıyor. Her trans farklı oranlarda cinsiyet hoşnutsuzluğu yaşayabileceğinden her trans cerrahi operasyon talep etmeyebiliyor. Yine de birçok trans, yaşadıkları cinsiyet hoşnutsuzluğunu giderebilmek ve arzu ettikleri beden özelliklerine sahip olmak için uyum veya geçiş süreci yürütebiliyor; çeşitli tıbbi ve cerrahi süreçlerden geçmek isteyebiliyor.
Bu yazının odak noktası olan cinsiyet uyum süreci ise transların cinsiyet kimliklerine yönelik bedenlerinde arzu ettikleri görünüme sahip olabilmeleri için gerek duydukları tıbbi adımların psikolojik, sosyal ve hukuk alanlarındaki ilişkisinden doğan değişimlerin hepsini ifade ediyor.
Bu süreci anlatan kavramlara ilişkin tartışmalar sürse de cinsiyet geçiş ve cinsiyet uyum süreci, sivil toplum örgütleri ve derneklerce kullanılan terimler. “Cinsiyet değiştirme” ifadesi ise transların cinsiyetlerini “sahici olmayan” bir yere koyduğu için kabul görmüyor. Ancak cinsiyet değişikliği tabiri, halen resmi evrak ve kanunlarda kullanılıyor.
İlk olarak cinsiyet uyum sürecinin herkes için aynı olmadığını belirtelim. Çünkü beklentiler, öncelikler ve sosyoekonomik duruma göre süreç farklı seyredebiliyor. Üstelik her trans ameliyat olmaya ihtiyaç duymayabiliyor ya da tercih etmeyebiliyor.
Medeni kanundaki adıyla “cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse”, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece “cinsiyet değişikliğine” izin verilmesini isteyebiliyor. İznin verilebilmesi için gerekli şartlar şöyle:
- 18 yaşını doldurmuş olmak
- Evli olmamak
- Transseksüel yapıda olmak
- Cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu, bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmi sağlık kurulu raporu ile belgelemek.
Cinsiyet uyum süreci uzun ve meşakkatli bir süreç. Yukarıdaki şartlara uygun kişiler için ilk aşaması, uyuma uygun olduğunu gösteren sağlık raporunu alabilmek. Sağlık raporu alabilmek çoğu zaman yıpratıcı olabiliyor. Tek bir doktorun verdiği rapor hukuken yeterli görülmüyor. Bu yüzden “cinsel kimlik konseyi” bulunan bir eğitim ve araştırma hastanesinin kurul kararı gerekiyor.
Sağlık Bakanlığı, bu tanıma uyan hastanelerin güncel listesini açıkça paylaşmıyor. Teyit’in ulaştığı Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin (SPoD) ilettiği 2019 tarihli listeye göre, Türkiye’de transların uyum sürecinde başvurabileceği bilinen 17 devlet hastanesi var, ancak hepsi sağlık raporu düzenlemiyor.
- Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, rapor düzenliyor
- Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Hacettepe Tıp Fakültesi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, rapor düzenlemiyor
- Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, rapor düzenliyor
- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, rapor düzenliyor
- Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, rapor düzenlemiyor
- Ege Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, rapor düzenliyor
- Kocaeli Üniversitesi Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi, rapor düzenliyor
- Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, rapor düzenliyor
- Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, rapor düzenliyor
- Namık Kemal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, rapor düzenliyor
- Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi, rapor düzenliyor
- Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi, rapor düzenliyor
SPoD, eğitim ve araştırma hastaneleri haricinde, Türkiye’de bazı özel hastanelerde mahkeme kararı olmaksızın cinsiyet uyum ameliyatları yapıldığını söylüyor. Ancak bu durumda raporda, olunan ameliyatın ismi yapılandan farklı gösteriliyor. Bu durumda kişi operasyon geçirdiğini mahkemeye kanıtlayamacağı için, kimliğindeki cinsiyet statüsünü değiştiremiyor.
Eğitim ve araştırma hastanelerinden alınan sağlık kurulu raporu ile mahkemeden “cinsiyet değişikliği izni” alındıktan ve ihtiyaca uygun operasyon gerçekleştikten sonra hastaneden bir sağlık kurulu raporu daha alınması gerekiyor. Bu raporda, “amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı olduğu” resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulandıktan sonra, mahkeme nüfus sicilinde isim ve cinsiyet gibi gerekli düzenlemelerin yapılmasına karar verebiliyor.
Kısacası, kişi transseksüel olduğunu ve cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu sağlık raporuyla ispatlarsa mahkeme kararıyla uyum süreci kapsamındaki ameliyatları olabiliyor ve bu süreç en az bir buçuk yıl sürüyor. Yani sosyal medyada yansıtıldığı gibi her isteyen cinsiyet uyum operasyonu geçiremiyor. Peki sosyal medyadaki diğer iddialar gerçeği yansıtıyor mu?
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 4 bin 500 ve Zeynep Kamil Kadın Doğum Hastanesi’nde 2 bin 500 kişinin cinsiyet geçiş ameliyatı olmayı beklediği iddiası
Rakamsal iddiaları dile getiren ilk kişi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Akın. Akın’ın adı geçen kurumlarla bir bağı yok ve hekim de değil. Akın iddiayı ortaya attıktan sonra sosyal medyada hızlıca gündem oldu. Prof. Dr. Ahmet Akın'ın, daha önce de LGBT+'ları hedef alarak çeşitli konuşmalar yaptığı görülüyor.
Teyit, Akın’ın ortaya attığı rakamların neye dayandığı hakkında bilgi almak için Prof. Dr. Ahmet Akın’a ulaştı. Akın, hiçbir hastanenin rakam yayınlamayacağını söyledi ve bu rakamların bir sosyal bilimci olarak kendi yaptığı gözlemlere, görüştüğü ailelere ve kendisine sosyal medya üzerinden gelen mesajlara dayandığını söyledi. Bu açıklamayı yaptıktan sonra kendisine ulaşan kişilerin, yayınladığı rakamlardan çok daha fazla olduğunu da ekledi.
Zeynep Kamil Kadın Doğum Hastanesi Başhekimliği ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ise bu iddianın doğru olmadığını, Akın'ın verdiği rakamın gerçeğin çok üzerinde ve abartılı olduğunu söyledi. Zeynep Kamil Kadın Doğum Hastanesi’nde cinsiyet uyum operasyonu dahi yapılmıyor.
18 yaş altı kişilerin operasyon geçirebildiği iddiası
Prof. Dr. Ahmet Akın'ın ortaya attığı bir diğer iddia, sıra bekleyen binlerce kişinin 12 ila 18 yaşları arasında olduğu.
Medeni kanuna göre cinsiyet uyum sürecine başlamanın şartları arasında 18 yaşını doldurmuş olmak yer alıyor. Dolayısıyla 18 yaşının altındaki kişilerin operasyon geçirebilmesi mümkün değil.
Cinsiyet uyum sürecinde tüm masrafları SGK’nın karşıladığı iddiası
Son olarak gündemde olan iddialar arasında, cinsiyet uyum sürecinde tüm operasyon masraflarının SGK tarafından karşılandığı yer alıyor.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63. maddesi üç durumda masrafların karşılanmadığını söylüyor:
- Estetik amaçlı yapılan her türlü operasyon
- Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti olarak ruhsatlandırmadığı alternatif tıp hizmetleri
- Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’ye gelmeden önce var olan kronik hastalıkları hariç olmak üzere tüm sağlık hizmetleri
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bir ameliyatın maddi yükünün karşılanabilmesi için gereken tıbbi müdahalenin zorunlu olup olmadığını tespit ediyor. Eğer yapılan müdahale lüks ihtiyaç kapsamında değerlendirilirse, masraf karşılanmıyor.
Kişinin cinsiyet uyum operasyonu, ancak cinsel kimlik konseyinden alınan raporla mümkün olduğu için, bu operasyon tıbbi gereklilik sayılıyor. Tüm masrafların karşılandığına dair kanunda açıkça bir madde bulunmasa da, Sağlık Bakanlığı 23 Ekim 2013 tarihli bir yazısında, transseksüaliteyi bir ‘hastalık’ olarak değerlendirildi ve cinsiyet uyum ameliyatlarının masraflarının SGK güvencesinde olduğunu duyurdu.
Yani kanunen ‘cinsiyet değiştirebilir’ raporu alındığında, SGK cinsiyet uyum süreci içerisinde yer alan operasyonları karşılıyor. Ancak bu operasyonlar, sadece cinsel organların yapılmasıyla ilgili olanları kapsıyor.
Uyum süreci herkes için biricik, ihtiyaçlar kişiden kişiye değişebiliyor ve sadece genital geçiş operasyonundan ibaret değil. Uyum sürecinde bireyler meme büyütme, küçültme ya da ses tellerinde değişiklik gibi ek operasyonlara ihtiyaç duyuyor. Bu operasyonları da SGK karşılamıyor.
Kamu kuruluşları cinsiyet uyum operasyonları hakkında açık veri sunmuyor
Sosyal medyadaki paylaşımlar, cinsiyet uyum sürecini devlete bir yük olarak değerlendiriyor ve sağlık hizmetlerinden yararlanmak için bekleyen ‘çok daha acil’ hastalar olmasına rağmen 10 binlerce kişinin ücretsiz cinsiyet uyum operasyonu geçirdiğini söylüyor. Bu iddiayı değerlendirmek için bazı verilere ihtiyacımız var.
Teyit, yılda ortalama kaç kişinin cinsel kimlik konseylerinden cinsiyet uyum operasyonları için uygunluk raporu aldığı, Türkiye’de şimdiye kadar bu operasyonu geçirdiği ve operasyonların Türkiye'deki toplam sağlık harcamaları içindeki yerinin ne olduğu gibi verileri elde edebilmek için, ilgili tüm üniversite hastanelerine yazdı ve CİMER üzerinden de bilgi edinme başvurusunda bulundu.
Ancak üniversite hastaneleri bu verileri paylaşmadı ve CİMER de başvuruyu olumsuz değerlendirdi. Teyit’in ulaştığı Kaos GL Derneği ve SPoD, bu verilerin hiçbir sivil toplum örgütünde de bulunmadığını, kamunun verileri açıklamadığını söyledi.
2017’de kurulan SPoD, LGBTİ+ Danışma Hattının cinsiyet uyum süreçleriyle ilgili olarak 2017'de 72, 2018’de 92, 2019’da 117, 2020’de 208, 2021’de 309 başvuru aldığını söyledi. Ancak bu sayılar Türkiye'de tıbbi veya hukuki prosedürlere başvuran toplam kişi sayısını değil, yalnızca SPoD'un sağladığı danışmanlık sayısını ifade ediyor.
Alanda çalışan STK’lara göre, trans bireyler ve cinsiyet uyum süreci hakkındaki iddialar, translara karşı nefret söylemini ve toplumsal baskıyı artırıyor. Veriler açıklanmadıkça, trans bireyler ve uyum süreci hakkında dezenformasyon derinleşiyor. Dezenformasyonun önüne geçilebilmesi için başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere kamu kuruluşlarının işbirliğine açık olması gerekiyor.
Dünyada cinsiyet uyum süreci
Uluslararası Lezbiyen ve Gey Derneği'ne göre, dünyada 96 ülke transların yasal olarak cinsiyet değiştirmesine izin veren süreçlere sahip. Ancak yalnızca 25'i yasaklayıcı gereklilikler öne sürmüyor. Kalan ülkelerde yasal ve idari süreç farklı olsa da psikiyatrik teşhis, hormon tedavisi, cinsiyet uyum operasyonu ve bazen kısırlaştırma gibi şartlar beklenebiliyor. 37 ülkede trans olmak yasalara göre fiilen suç. Macaristan ise yasal olarak cinsiyet statüsünü değiştirme hakkını sonradan yasakladı.
Arjantin, Danimarka, Malta, İsveç, İrlanda, Norveç, Fransa ve Belçika gibi ülkeler herhangi bir tıbbi operasyonu şart kılmadan kişilerin mahkeme kararıyla cinsiyet statüsünü değiştirmesine izin veriyor.
Karşılama koşulları ve kapsamı değişse de Uruguay, Kolombiya, Küba, Brezilya, Romanya ise cinsiyet uyum operasyonlarının devlet tarafından karşılandığı ülkeler arasında.
Pakistan, Hindistan, Almanya, Nepal, Avustralya ve Bangladeş’te devlet, her durumda olmasa da doğum belgesi, oy pusulası ve pasaport gibi resmi belgelerde yasal olarak kadın ve erkek haricinde üçüncü bir cinsiyeti tanıyor.
İran’da eşcinsellik yasak olsa da cinsiyet değiştirme ameliyatları serbest; hormon tedavisi ve ameliyat masrafları devlet tarafından karşılanıyor.