Covid-19 salgının başından bu yana virüsün kökeninin insan yapımı olduğu, laboratuvarda üretildiği iddiaları ortaya atılıyordu. Bu kez iddiaları gündeme getiren Çinli bir virolog. Virolog Li-Meng Yan’ın iddiasına göre yeni koronavirüs Çin ordusu tarafından, farklı ülkelerden bilim insanlarının da yardımıyla laboratuvarda üretildi. Yan, koronavirüsün insan yapımı olduğunu ortaya koyduğunu iddia ettiği bir araştırma da yayınladı. Sosyal medyada Yan’ın makalesinin zenodo platformunda yayınladıktan hemen sonra hacklendiği de öne sürüldü.
İddianın kaynağı hakem onayından geçmemiş bir çalışma
Virolog Li-Meng Yan‘ın çalışması 14 Eylül 2020 tarihinde yayınlandı. Çalışmaya zenodo.org adlı siteden ulaşılıyor. Yan ve ekibi çalışmasında, SARS-CoV-2’nin kaynağının doğa olduğu teorisinin doğru olmadığı, hastalığın laboratuvar kaynaklı olabileceği üzerinde duruyor.
Yan ve ekibinin henüz hakem onayından geçmemiş çalışmasının ana önermesi, virüsün doğal zoonotik (hayvan kaynaklı) virüslerle tutarsız biyolojik özelliklere sahip olması. Bu tutarsızlık, doğrudan SARS-CoV-2’nin genetik mühendisliği ürünü olduğu ile açıklanmış. SARS-CoV-2’nin Çin’deki askeri laboratuvarda bulunan ZC45 ve ZXC21 adlı yarasa koronavirüsleri kullanılarak, laboratuvar ortamında altı ay gibi bir sürede üretilmiş olabileceği iddia ediliyor.
Çalışmada vurgulanan farklılık, SARS-CoV-2’nin spike (virüsün hücrelere tutunmasını sağlayan krampon benzeri uzantıları) proteininde bulunan reseptörün, SARS hastalığına yol açan SARS-CoV-1’inkinden değişik olması. Çalışmaya göre SARS-CoV-2’nin spike proteininde, doğal kaynaklı koronavirüslerde bulunmayan bir polibazik (furin) bölünme bölgesi var.
Li-Meng Yan iddialarını uzun zamandır dile getiriyordu
Virolog Yan, iddialarını uzun zamandır dile getiriyordu. Virüsün doğal olmadığını, Wuhan’daki hayvan pazarından yayılmadığını, SARS-CoV-2’nin Çin hükümeti tarafından kontrol edilen Wuhan Viroloji Enstitüsü kaynaklı olduğunu öne sürüyordu.
Televizyonlara açıklamalarda bulunan virolog, salgının başlarında Hong Kong Halk Sağlığı Okulu’nda viroloji uzmanı idi. Aralık ayında Wuhan’da ilk vakalar ortaya çıkmaya başladığında, üniversiteden bir araştırma ekibiyle Wuhan’a gittiğini ve virüsü inceleyen ilk bilim insanlarından biri olduğunu söylemişti. Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nden bir bilim insanından, salgının başında virüsün insandan insana bulaşabildiği ile ilgili gizli bilgiler elde ettiğini, bunun üniversite tarafından görmezden gelindiğini de öne sürmüş.
Li-Meng Yan, Çin’de çalışmalarının engellenmesi üzerine Hong Kong’dan ayrılarak ABD’ye kaçtığını da belirtiyor.
Üniversite Yan’ın açıklamalarını yalanladı
Aralık ayında ilk vakalar tespit edildiğinde, virüsün yalnız hayvandan insana bulaşıyor olabileceği düşünüldü. Çin, SARS-CoV-2’nin insandan insana bulaşabildiğini ancak 20 Ocak 2020’de doğruladı.
Ancak Hong Kong Üniversitesi, Yan’ın açıklamalarını, o dönemde kurum bünyesinde böyle bir araştırma yapılmadığını açıklayarak yalanladı. Üniversiteye göre, Yan’ın iddiaları doğru değil, bilimsellikten uzak ve söylentilere dayalı.
Yan, virüsün kaynağı olarak Wuhan canlı hayvan pazarının gösterilmesinin, bir “sis perdesi” olduğunu öne sürse de, bu konuda en başından beri zaten kesin bir açıklama yapılmamıştı. Eldeki veriler pazara işaret etse de, Wuhan Viroloji Enstitüsü’ndeki uzmanlar, SARS-CoV-2’nin kaynağının Wuhan hayvan pazarı olmayabileceğini zaten belirtmişti. Kaynağı kesin olarak bilinmese de, canlı hayvan pazarı virüsün hızla yayılmasında etkili olmuştu.
Çalışma bilimsel bir temele sahip değil
Birçok bilim insanı da Li-Meng Yan’ın çalışmasının bilimsel bir temeli olmadığını açıkladı. Çünkü eldeki verilere göre, virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini öne süren Yan’ın kanıtları ne kadar güçsüz ve yetersizse, virüsün doğadan geldiğinin kanıtları da bir o kadar fazla.
Britanya Bath Üniversitesi’nde mikrobiyal patogenez uzmanı Andrew Preston, çalışmanın bilimsellik sıfatı alabilecek kadar titiz bir hakem incelemesinden geçmediğini anımsatıyor. Dahası çalışmada iddiaları destekleyecek herhangi bir kaynak sunulmamış. Preston çalışmanın objektiflikten uzak, komplo teorilerini anımsatan diline de işaret ederek, önceki araştırmaları çürütecek herhangi bir kanıt sunulmadığını aktarmış.
ABD Kaliforniya Üniversitesi’nde evrim biyoloğu olan Jonathan Eisen de makalenin “asılsız iddialarla dolu olduğunu” belirtti. Washington Üniversitesi’nden bir başka evrimci biyolog Carl Bergstrom ise çalışmayı “tuhaf ve temelsiz” olarak nitelendirdi.
Dolayısıyla bilim insanlarına göre Yan, ortaya attığı tezin bilimsellik kazanmasını sağlayacak kanıtlar sunmamış. Çalışmada SARS-CoV-2’nin genomuna dair nesnel bir değerlendirme yapılmamış; iddialar bilimsel verilerle desteklenmemiş. Uzmanlara göre böyle teoriler, halk sağlığı için de tehdit oluşturuyor.
Mevcut çalışmalar SARS-CoV-2’nin kaynağının doğa olduğunu gösteriyor
Bir virüsün kökenini belirlemede, genetik materyal ve evrimsel iz sürme önemli bir metot. Uzmanlara göre virüs laboratuvarda üretilmiş olsa, genom dizilerinden anlaşılırdı ki SARS-CoV-2’nin genomu erken bir evrede çözüldü. Bu analizler, virüsün zoonotik (hayvan kökenli) olduğu teorisini destekliyor. SARS-CoV-2’nin genomu, yarasa koronavirüslerininkinin yanı sıra, pangolin koronavirüslerininkine de benziyor.
Nature Medicine’de Mart 2020’de yayınlanan bir çalışma da virüsün SARS ve MERS ile aynı aileden olduğunu, doğal bir mutasyon sonucu ortaya çıktığını genetik verilerle göstermişti. Yan’ın referans verdiği spike proteini ve polibazik bölünme bölgelerinin doğal olduğu da bu çalışmada ortaya konmuştu. SARS-CoV-2’yi diğer koronavirüslerden ayıran, insan hücrelerine bağlanmasını sağlayan bu kısımlar. Ancak bunlar virüsün insan yapısı olduğunu değil, insanları enfekte edebilecek şekilde mutasyon geçirdiğini gösteriyor. Bu farklılıklar doğal evrimin sonucu olarak değerlendiriliyor.
Nitekim doğadaki farklı koronavirüs genomlarının rekombinasyonu, yeni koronavirüsleri ortaya çıkaran ana mekanizmalardan biri. Kanada McMaster Üniversitesi’nde virolog olan Arinjay Banarjee de, furin bölümlenmesinin varlığının, virüse müdahale edildiğini göstermediğini ifade etmişti.
Dünya Sağlık Örgütü de yeni koronavirüsün laboratuvarda üretilmiş olabileceğine dair bir kanıt olmadığını tekraren açıkladı.