Çin ve Rusya, Covid-19 aşı çalışmalarında klinik deneylere geçmiş durumda. Dünya halen salgın şartları altında yaşarken, aşıların yeterliliği ve güvenilirliği de en çok tartışılan konular arasında. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Rusya ve Çin’in geliştirdiği aşıların grip aşısından farkı olmadığı iddia edildi.
İçeriklerin kaynağı Reuters haberi
Nevşin Mengü’nün Twitter’da paylaştığı iddiada kaynak olarak Reuters haberinin verildiğini görüyoruz. Ancak Reuters haberinde Covid-19 aday aşılarının grip aşısından bir farkı olmadığı anlatılmıyor. Haber, aşıların bazı olası sorunlarından bahsediyor. Hatta Reuters başka bir haberinde adenovirüslerin aşı çalışmalarında neden kullandığını da anlatıyor. Ancak burada da bahsedilen vektör “grip virüsü” değil, bir çeşit genetiği değiştirilmiş soğuk algınlığı adenovirüsü.
Grip ile soğuk algınlığı aynı hastalıklar değiller. Gribe influenza ailesine mensup virüsler neden oluyor. Soğuk algınlığı ise birçok farklı solunum yolu virüsü kaynaklı olabilir. Bunlardan en yaygınları rinovirüsler.
Aşılarda grip virüsü değil adenovirüs bulunuyor
Covid-19 aşı adaylarının içinde genetiği değiştirilmiş soğuk algınlığı virüsleri, yani vektörler bulunuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 28 Ağustos’ta yayınladığı potansiyel aşılar listesinde aşıların etken maddeleri görülüyor. Çin menşeli CanSino ve Rusya kökenli Gamaleya aşıları “Adenovirüs Tip 5 Vektör” (AdV5) içeriyor.
Covid-19 aday aşılarında AdV 5 kullanılmasındaki temel amaç, yeni koronavirüsün (SARS-CoV-2) genetik kodunu insanların bağışıklık sistemine tanıtmak. Grip aşısı ise bizatihi insanları gripten korumak için uygulanıyor. İnfluenza nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 650 bin kişi hayatını kaybediyor.
Aday aşılardan biri olan Çin kökenli CanSino’nun Faz 1 denemesi raporunda aşıda SARS-CoV-2 proteinini hücrelere kodlayan genetik materyali iletmek için zayıflatılmış bir soğuk algınlığı virüsü (AdV 5) kullanıldığı belirtiliyor. Kodlanan hücreler daha sonra protein üretiyor ve bağışıklık sisteminin bu proteini tanıyarak yeni koronavirüsle savaşacak antikorlar oluşturduğu lenf düğümlerine gidiyor. Ad5 vektörlü Covid-19 aşısı, aşılamadan 28 gün sonra immünojeni etkisini göstermeye başlamış. Ad5 vektörlü Covid-19 aşısının sağlıklı yetişkinlerde tolere edilebilir ve immünojenik etkisinin olduğu belirtiliyor.
Aşının Faz 2 denemesi sonuçları da Ad5 vektörlü Covid-19 aşısının sağlıklı yetişkinlerde faz 1 denemesinin sonuçlarıyla uyumlu şekilde güvenli olduğunu gösteriyor.
Bazı insanların AdV 5 virüsüne zaten bağışıklığı olduğu ve bu durumda aşıların etkisinin düşük olma ihtimali de tartışılanlar arasında. CanSino, önceden var olan anti-Ad5 bağışıklığının Ad5 vektörlü Covid-19 aşısının üstesinden gelinmesi gereken en büyük engel olduğunu kabul ediyor. Yani bağışıklık henüz net değil, ama mevcut çalışmalar ve Faz III deneyleri tam olarak bu engeli ortadan kaldırmak için yapılıyor.
Adenovirüsler aşı çalışmalarında neden kullanılıyor?
Aslında aşılarda adenovirüs kullanımı üzerinde uzun yıllardır çalışılıyor. Vektörler, genetik bilgiyi insan hücrelerine taşıyan mekanizmalar olarak kullanılan malzemeler. Savaşılan hedef virüse karşı bağışıklık oluşturmak için virüsten insan hücrelerine genleri taşıyan aracılar olarak kullanılıyor.
Bu vektörlerin bir çeşidi olan Adenovirüs Tip 5 Vektör (AdV 5), geniş bir grup farklı hücre tipini enfekte edebilmeleri ve büyük genleri bünyelerinde barındırma kapasiteleri nedeniyle çeşitli gen transfer deneylerinde yaygın olarak kullanılıyor. AdV 5, replikasyonu kusurlu vektörler olarak tasarlanmış, yani viral yapısal proteinleri kodlayan E1-E3 genlerinden yoksunlar. Bu nedenle replikasyon döngülerini tamamlayamıyor ve enfeksiyonu diğer hücrelere yayamıyor, yani hastalığa neden olmuyorlar.
AdV 5 insan adenovirüsü olarak da biliniyor. Adenoviral vektörler şu anda klinik olarak çeşitli gen terapisi, aşı vektörü ve antikanser çalışmalarında kullanılıyor.
Adenovirüsler daha önce Ebola ve Zika gibi bulaşıcı hastalıkların aşılarında da kullanıldı. Bu hastalıklar ortaya çıktığında, acil aşılara ihtiyaç oldu ve bu aciliyet araştırmacıları viral vektör tabanlı aşılara ve vektör teknolojisine yöneltti. Böyleyce adenoviral vektörler, bu bulaşıcı hastalıklara karşı çeşitli aşıların odak noktası haline geldi.