Beyrut’ta atom bombası patladığı iddiası

Beyrut’ta atom bombası patladığı iddiası

Yanlış Yanlış

Bulgular

Resmi kaynaklara göre patlamanın sebebi depolanmış haldeki amonyum nitrat.

Nükleer bilim uzmanlarına göre de bu patlamanın nedeni bir atom bombası değil.

Atom bombasının yaratacağı radyoaktif değişimlerin gözlemlendiği Avrupa Komisyonu haritasında da, bölgedeki radyasyon seviyesinde anlamlı bir değişim olmadığı görülüyor.

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

4 Ağustos 2020 tarihi akşam saatlerinde Lübnan’ın başkenti Beyrut limanı yakınında bir patlama yaşandı. Olayın ardından bazı paylaşımlarda, patlamanın bir atom bombasından kaynaklandığı iddia edildi. 

beyrut iddia paylasimi

Ancak iddia doğru değil. Resmi kaynaklara göre patlamanın sebebi depolanmış haldeki amonyum nitrattı. Uzmanlar da patlamanın bir atom bombası olamayacağını söylüyor. Radyoaktif değişimlerin gözlemlendiği Avrupa Komisyonu haritasında da, bölgedeki radyasyon seviyesinde anlamlı bir değişim olmadığı görülüyor. 

Resmi açıklamalara göre patlama amonyum nitrat kaynaklı

4 Ağustos 2020 tarihinde Lübnan’ın Beyrut Limanı yakınında bir patlama yaşandı. Olayın yaşandığı yer, Google Earth görüntülerinde net olarak belirlenebiliyor. Patlamanın yaklaşık 240 kilometre uzaklıktaki Kıbrıs'ta bile hissedildiği belirtiliyor. Resmi rakamlar sürekli güncelleniyor olsa da, 5 Ağustos saat 13.00 itibariyle hayatını kaybedenlerin sayısının 100’den, yaralıların ise 4 binden fazla olduğu açıklanıyor. 

patlamanin haritadaki yeri beyrut

Olaya ilişkin ilk görüntüler paylaşıldığı andan itibaren patlamanın bir nükleer patlama olabileceği iddiaları yayıldı. Bunun en önemli nedeni ise, patlamanın ardından oluşan bulutun mantar şeklinde olmasıydı. 

Patlama sonrası oluşan bu şekil, insanlığın hafızasına Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları ile kazınmış durumda. Ancak uzmanlara göre, bu patlama, bir nükleer patlama değil. Stevens Enstitüsü'nden nükleer tarihçi Alex Wellerstein tüm patlamalarda mantar bulutunun oluşabileceği, insanların bu bulutun nükleer patlamalara özgü olduğunu düşünmesinin yanlış olduğu görüşünde. Wellerstein bir nükleer bomba denemesi olan Trinity patlamasını da örnek vererek, patlamanın ilk 16 saniyesinin 381 metrelik Empire State Binası'ndan katbekat büyük olduğunu gösteriyor. 

trinity ornegi atom bombasi

Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Doğu Asya Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Projesi Direktörü Jeffrey Lewis, olayda öncül bir yangın ve ikincil bir patlama söz konusu olduğundan, nükleer bir patlamadan bahsedilemeyeceğini belirtiyor. 

Lübnan Başbakanı Hassan Diab, Beyrut liman deposunda yaklaşık 2 bin 750 ton amonyum nitrat depolandığını söyledi. Gübrelerde ve bombalarda kullanılan ve patlayıcı bir madde olan amonyum nitratın, güvenlik önlemleri olmaksızın "vatandaşların güvenliğini tehlikeye sokan" bir liman deposunda altı yıl boyunca depolandığı belirtiliyor. Genel Güvenlik Şefi Abbas İbrahim, malzemeye yıllar önce el konduğunu, Beyrut'un alışveriş ve gece hayatı alanlarına birkaç dakika uzaklıktaki depoda tutulduğunu söylüyor. 

Yani şu ana kadar ne ulusal ne de uluslararası hiçbir yetkili, herhangi bir atom bombası ya da nükleer aktivite şüphesine dair açıklama yaptı. Depodaki amonyum nitratı neyin ateşlediği konusunda ise, henüz net bir açıklama bulunmuyor. 

Amonyum nitrat hakkında

Amonyum nitrat, kendi başına patlayıcı değil, ancak bir oksitleyici olursa patlama ve yangına sebep olabiliyor. The Guardian’ın Melbourne Üniversitesi kimya mühendisliğinden ulaştığı öğretim görevlisi Gabriel da Silva'ya göre, amonyum nitrat sadece doğru koşullar altında tutuşabilir ve bu da epey zor. Örneğin bu kimyasal, yağ ile kontamine olmuşsa, epey patlayıcı hale gelebilir.  

AFP’ye konuşan Rhode Island Üniversitesi'nden kimya profesörü Jimmie Oxley’i de normal depolama koşulları altında ve çok yüksek ısı olmadan amonyum nitratı tutuşturmanın zor olduğunu söylüyor. Oxley, bu nedenlerden, maddenin nerede depolanabileceğine ilişkin genellikle katı kurallar olduğunu, yakıtlardan ve ısı kaynaklarından uzak tutulması gerektiğini belirtmiş. 

Teyit, konuyla ilgili Orta Doğu Teknik Üniversitesi kimya bölümünden Doç. Dr. Salih Özçubukçu’ya ulaştı. Özçubukçu’ya göre, amonyum nitrat ısıyla bozulabilen ve yaklaşık 200 derecede kendiliğinden patlayabilen bir kimyasal. Bu kimyasalın patlamasının ardından ise açığa N2O (nitröz oksit), NO (nitrojen oksit) ve NO2 (azot dioksit) çıkıyor. 

Bölgede radyoaktif değişim görülmüyor

Bir atom bombasının patlaması, nükleer reaksiyon ve nükleer füzyonun birlikte kullanılmasıyla, veyahut çok daha kuvvetli bir füzyonla elde edilen yüksek yok etme gücü anlamına geliyor. II. Dünya Savaşı'nın sonunda Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları bunlara örnek. Bir atom bombasının patlaması, tahminlerimizin ve Beyrut’ta yaşananların çok ötesinde bir tahrip gücü ile etki alanına sahip. Atom bombasının infilak etmesi sonrası yayılan radyasyonun, bin kilometrelik bir alana yayılabileceği düşünülüyor. Beyrut’ta yaşanan bir nükleer patlama olsaydı, radyoaktif değişimin Türkiye’den rahatlıkla ölçülebilmesi gerekirdi. 

radyasyon etkileme olasiligi

Ancak Avrupa Komisyonu’nun çevresel radyoaktif değişim haritasında, yakınlardaki Kıbrıs’ta herhangi bir radyoaktif değişim görülmüyor. Haritadaki lejantta tehlikenin ne zaman artabileceğine yönelik oranlar var. Buna göre, 0-100 arası en az tehlike barındıran durumları gösteriyor. 

gamma dose rath kibris

Kıbrıs’a dair ayrıntılı verilere bakıldığında da oranın 55 nSv/saat olduğu görülüyor. Yani 0-100 arasında ve en az tehlike barındıran aralıkta. Bu aralıkta yaşanan değişimlerde ise patlama öncesinde de sonrasında da bazı dalgalanmalar olduğu, ancak bunun atom bombası gibi güçlü bir patlama için, neredeyse yok hükmünde olduğu görülüyor. 

kibris lubnan radyoaktif degisim

gunluk radyoaktif degisim kibris

Bölgedeki günlük artış oranlarına bakıldığında ise yaşanan dalgalanmalar neredeyse fark edilmeyecek düzeyde. 

Bu verilerin yanında amonyum nitratın bir radyoaktif etki göstermesi de mümkün değil. Doç. Dr. Salih Özçubukçu’ya göre, bu patlamadaki tehlikeli olan kimyasal unsur, patlamanın etkisinin yanı sıra, çıkan NO2 yani azot dioksit gazı. Özçubukçu, koyu kahverengi ve kırmızı NO2 gazının çok tehlikeli olduğunu ve kesinlikle solunmaması gerektiğini vurguluyor. 

Patlama kabaca 240 ton TNT’ye eşdeğer olabilir

Nükleer silah uzmanı Jeffrey Lewis, patlamanın yaklaşık 240 ton TNT'ye eşdeğer olabileceği konusunda kaba bir hesaplama yapılabileceğini söylüyor. Doç. Dr. Salih Özçubukçu da patlayıcıların kuvvetlerinin TNT eşdeğerleri ile ölçülebildiğini belirtiyor. Eşdeğerlik; patlama gücü, etki çapı gibi bazı kriterlere dayanarak hesaplanabiliyor. Örneğin Hiroşima’daki atom bombası için 15 kiloton TNT'ye eşdeğer olduğu ifade edilen çalışmalar bulunuyor. 

Lewis’in 240 tonluk kaba hesabını Nukemap adlı bir site sayesinde bir bölge seçerek de uyarlayabiliriz. Lübnan’ı yeterince bilmediğimizi ve patlamanın büyüklüğünü hesap edemediğimizi varsayarak, “patlama Ankara’da olsa ne kadarlık bir alanı etkilerdi?” sorusuna yanıt arayabiliriz. Nukemap’te 240 tona yakın seçilebilecek 300 tonluk bir bomba seçildiğinde, hafif patlama hasarı yarıçapının bile 5,5 kilometrekarelik bir alana denk geldiği görülüyor. Görülen yeşil daire ise radyasyondan en fazla etkilenecek olan alan.

olasi patlamada ankara etkilenecek alan

Sonuç olarak Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yaşanan patlamanın bir nükleer patlama olduğu iddiası doğru değil. Yetkililer, patlamanın sebebinin amonyum nitrat olduğunu söylüyor. Nükleer bilim uzmanlarına göre de bu patlamanın nedeni bir atom bombası değil. İddia, uydurmaya örnek.