Bazı psikiyatrik hastalıklar piyasayı canlandırmak için mi uyduruldu?

Bazı psikiyatrik hastalıklar piyasayı canlandırmak için mi uyduruldu?

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

Psikiyatrik hastalıklar çok önceden bilinen, yüzyıllar önceden tanımlanmış rahatsızlıklar.

Dikkat eksikliği 1980 yılında girmiş olsa da çok öncesinden farklı adlarla biliniyordu.

Bipolar bozukluk 1921 yılında "Psikoz Manyak Depresif" ismiyle tanımlanmış.

Obsesif kompulsif bozukluk 1660 yıllarında yazılmış olgu sunumlarında tanımlanmış.

Bu içerik 3 yıldan daha eski tarihlidir.

Soner Yalçın Kara Kutu: Yüzleşme Vakti’nin antidepresanlarla ilgili bölümünde, dikkat eksikliği bozukluğu, bipolar, obsesif bozukluk, stres bozukluğu, bağırsak sendromu, mevsimsel depresyon gibi hastalıkların, piyasayı canlandırmak için icat edildiğini öne sürüyor. Piyasadan kastının da ilaç piyasası olduğu anlaşılıyor.

bipolar dikkat eksikligi hastaliklari uydurma kara kutu

Dikkat eksikliği & hiperaktivite bozukluğu, tanı sistemlerine 1980 yılında DSM III ile girmiş olsa da, çok daha öncelerden beri biliniyor. Farklı isimlerle anılmış, (1900’lerde “ahlaki kontrolde marazi yetersizlik”), farklı nedenlere bağlanmış (“minimal beyin disfonksiyonu” gibi). 

Bipolar bozukluk da çok öncelerden beri bilinen bir hastalık. 1921 yılında Kreapelin tarafından “Psikoz Manyak Depresif” ismiyle tanımlanmıştı. Ayrıca tarihi karakterler arasında bu hastalığa sahip birçok kişi var. Yani hastalık çok eski dönemlerden beri biliniyor, ama bipolar bozukluk ismi yeni

Depresyon(bezginlik, isteksizlik, elem tarzında duygulanım değişikliği, intihar ve ölüm düşünceleri, intihar girişimleri, enerji azlığı gibi belirtilerle karakterize)ve mani(aşırı hareketlilik, kendine güvende gerçekçi olmayan artış, engellenmeye karşı çabuk öfkelenme, bazen saldırganlık, uyku gereksiniminin azalması, riskli davranışlarla belirli) ya da hipomani (manik tablonun daha az şiddetlisi) dönemleriyle giden bir bozukluk. Tedavisinde dönemlerin tedavisi kadar, dönemlerin yinelenmesinin engellenmesi, yani koruyucu tedavi de önemli. Bu amaçla kullanılan belli başlı ilaçlardan biri lityum ve tıp tarihinin en ucuz ilaçlarından biri.

Obsesif kompulsif bozukluğa, ilaçların keşfinden önce “ruh kanseri” deniyordu

Obsesif kompulsif bozukluk halk arasında vesvese denen türde, rahatsız edici düşünceler ya da dürtülerin (obsesyonlar) olduğu, çoğu kez bunları önleyebilmek için bazı davranışların (kompulsiyonlar) yapılması zorunluluğu duyulan bir bozukluk. Obsesif kompulsif bozukluğa sahip hastalar, daha 1660 yıllarında yazılmış olgu sunumlarında tanımlanmıştı; ancak “obsesyon” ve “kompulsiyon” kavramları psikiyatri tarihinde ilk kez Esquirol tarafından kullanıldı (1838). 19. yüzyıl sonuna kadar bu belirtiler kültürlere göre depresyon ve psikoz kavramlarıyla yorumlanmıştı. Klinik tablo 1917 yılında Freud tarafından tanımlanarak yayınlandı. Henüz psikotrop ilaçlar keşfedilmiş değildi. Zaten ilaçların olmadığı dönemlerde psikanalize de yanıt vermediği için bu hastalık “ruh kanseri” diye biliniyordu. 

Travma sonrası ve akut stres bozuklukları, bir travmadan sonra ortaya çıkan ve kişinin normal işlevselliğini yitirmesine neden olan hastalıklar. I. Dünya Savaşı sırasında “bomba şoku” ya da “muharebe (savaş) nevrozu” olarak adlandırılıyordu. Vietnam Savaşı sonrasında konuya ilgi zirve yaptı

Mevsimsel depresyon farklı bir hastalık değil, depresyonun bir türü. Depresif dönemler daha çok sonbahar ve kış mevsimlerinde ortaya çıkıyor. Depresyon, Hipokrat zamanından beri biliniyordu; “melankoli” adıyla anılmış, kara safralı kişilerde ortaya çıktığı ileri sürülmüştü. Bugün tüm dünyada işgücü kaybına neden olan hastalıklar içinde ilk sıralarda geliyor. Dünyada 264 milyondan fazla kişi depresyonda. Israrlı mutsuzluğun olduğu ve ilgi ve zevk almanın azaldığı bir hastalık. Uyku ve iştahı bozabiliyor. Yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü yaygın.

Görüldüğü gibi bu hastalıkların piyasanın canlanmasıyla ilgisi yok. Çok uzun zamandır bilinen, yüzyıllar önceden tanımlanmış hastalıklar. O zamanlar bildiğimiz anlamda bir ilaç piyasası bile yoktu. Var olan durumdan yararlanmaya çalışan sektörlerin olması olağan. Ancak insanlara hasta olmadıkları halde hastalık yakıştırılıyor diye iddiada bulunmak, tarihsel olarak karşımıza konulan delillerle de çelişiyor.