Bazı kişilerin kollarına mıknatıs yapışmasının Covid-19 aşılarında çip olduğunu gösterdiği iddiası

Bazı kişilerin kollarına mıknatıs yapışmasının Covid-19 aşılarında çip olduğunu gösterdiği iddiası

Yanlış Yanlış

Bulgular

Bilim insanları, bazı kişilerin derilerine manyetik cisimlerin yapışmasını, tenlerinin yapısından kaynaklı sürtünmeye bağlıyor.

Covid-19 aşısı ile insanlara mikroçipler yerleştirileceği iddiasının bilimsel bir dayanağı yok.

Teyit, yaptığı deneyde aşı olan herkesin koluna manyetik cisim yapışmadığını gösterdi.

Aşıların içerisinde bulunan maddeler o kadar da tehlikeli değil.

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

Sosyal medyada paylaşılan bazı gönderilerde, Covid-19 aşısı olan kişilerin kollarına mıknatıs yaklaştığında mıknatısın yapıştığı ve bu durumun Covid-19 aşılarında çip olduğunu gösterdiği iddia edildi. 

koronavirus asisi magnet iddiasi


Aşıların içine çip yerleştirmek mümkün mü?

Covid-19 aşısı ile insanlara mikroçipler yerleştirileceği iddiasının bilimsel bir dayanağı yok. Mikroçiplerin aşılar yoluyla enjekte edilmesini mümkün kılacak bir teknoloji de yok. Mikroçiplerin en küçükleri bile aşı enjektörlerine giremeyecek kadar büyük. Kaldı ki aşıların içerikleri her bir ülkede uygulanmadan önce ilgili otorite tarafından denetleniyor.

Covid-19 salgını ile birlikte, aşı aracılığı ile insan vücuduna mikroçip enjekte edileceği iddiaları Bill Gates’in çevrimiçi olarak sağlık bilgilerinin kaydedildiği “dijital sertifikalardan” bahsetmesiyle ortaya atıldı. Gates aslında bu dijital kayıt sistemi ile kimlerin hastalığı geçirdiği ve aşı olduğunu gösterecek bir elektronik dokümandan bahsediyor. Yani “dijital sertifikaları ile mikroçip enjekte edilmesi kastedilmiyor.

İlginizi çekebilir: Covid-19 aşısı ile insanlara mikroçipler yerleştirileceği iddiası 

Magnetlerin yapışma nedeni sürtünme

Elbette aşı olduktan sonra koluna magnet yapışan kişiler için de bir açıklama var. Aşıdan bağımsız olarak vücuduna kaşık, magnet gibi metal cisimler yapıştırabildiğini iddia eden insanları bilirsiniz

Bilim dünyası, bu “manyetik insanlar”ın vücuduna mıknatıs ve benzeri cisimleri yapıştırabilmelerinin sebebinin, tenlerinin diğerlerine göre daha elastik ve yapışkan olmasından kaynaklanabileceği görüşünde. Bu yapışkanlık, sebum adı verilen doğal bir salgıdan kaynaklanıyor olabilir. Şüphecinin Sözlüğü'ne (Skeptic's Dictionary) göre:

“Tüm memelilerin sebum adı verilen yağlı / yapışkan bir içeri salgılayan salgı bezleri vardır. Bazı insanlarda bu salgı daha çok işler, bu da onların, kendilerini yıkamadıkları sürece, üzerlerine bir şeyler yapıştırabilmelerine izin verir.”

Evrim Ağacı, bu insanların gösterdiği manyetik olarak yapışkan olma durumunun nedeninin “sürtünme” olduğunu belirtiyor:

“Bu ‘manyetik’ yetenek basitçe sürtünmeye dayanıyor. Öncelikle, vücuda yerleştirdikleri nesnelerin düz yüzeyleri var ve bu yeterli derecede bir yüzey alanı sağlamaktadır. İkinci olarak, bu 'yeteneklerini' sergileyen insanlar her zaman (bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde) kendilerini hafif geriye atarlar. Bu durum da, deriden kaynaklanan sürtünmenin daha az yerçekimi gücüne karşı koyabilmesine neden olur. Eğer bu insanlar gerçekten kendilerine bir ütü yapıştırabilecek kadar manyetik bir alan üretebilselerdi, öne eğilebilirler, hatta üzerlerindeki nesne düşmeden tamamen yüzükoyun biçimde yatay bir pozisyon alabilirlerdi. Buna karşın, onları her zaman kendilerini hafifçe geriye atmış ve sürtünme kuvvetinden faydalanıyor halde görürüz.”

Kısacası bilim dünyası bazı kişilere magnetlerin yapışmasını aşıdan bağımsız olarak bu kişilerin elastik ve yapışkan derilerinden doğan sürtünmeye bağlıyor. Yani bu aşıdan bağımsız olabilir.

Nitekim Teyit, 21 Nisan 2021'de ve 3 Mayıs 2021’de Pfizer/BioNTech Covid-19 aşısı olan iki farklı kişinin koluna magnet yaklaştırarak iddialardaki deneyi gerçekleştirdi. Covid-19 aşısı olan her iki kişinin kolunda magnet durmadı.

Aşılarda bulunan maddeler tehlikeli değil

Aşılar 0,5 mililitrelik sıvılardan yani birkaç damladan oluşuyor; içlerinde de eser miktarda alüminyum ve civa gibi maddeler bulunabiliyor. Fakat bu maddeler, vücudumuzu tehlikeye sokmayacak kadar az ve eklenmelerinin bir sebebi var.

Alüminyum tuzları, aşının aktif içeriğinin yavaş salınmasına, böylece bağışıklık sisteminin uyarılıp aşıya karşı daha güçlü bir yanıt geliştirebilmesine yardımcı oluyor. Alüminyum tuzları bir doz aşıda iki miligramdan daha az miktarda bulunuyor. Bu doz, gıda, su veya diğer kaynaklardan insan vücuduna giren alüminyum düzeyiyle karşılaştırıldığında çok düşük.

Civa ise aşılarda bakteriyel kontaminasyonu engellemek için kullanılıyor. Civanın zararlarından bahsedilirken kast edilen civanın formuyla, aşılarda yer alan civanın formu birbirinden farklı. Metil civa zararlıyken, aşılarda yer alan etil civa ise vücuttan kolayca atılıyor. Etil civanın kanıtlanmış herhangi bir zararı bulunmuyor.

İlginizi çekebilir: Aşılarda bulunan maddeler o kadar 'korkutucu' mu?