AstraZeneca’nın Covid-19 aşısına 14 haftalık erkek fetüs DNA’sı eklendiği iddiası

AstraZeneca’nın Covid-19 aşısına 14 haftalık erkek fetüs DNA’sı eklendiği iddiası

Yanlış Yanlış
YANILTICI
YÖNÜ

Bulgular

Oxford/AstraZeneca aşısında 14 haftalık erkek fetüs akciğer hücresi bulunmuyor.

Aşının geliştirilme aşamasında MRC-5 hücrelerinden değil, HEK-293 fetüs hücrelerinden faydalanılmış.

Bu yöntem aşı geliştirirken virüsün izole edilmesi ve hücreler yardımıyla çoğalması için kullanılıyor. Aşının son halinde fetüse ait kalıntılar yer almıyor.

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

Ülkelerde Covid-19 aşısının uygulanmaya başlanacağı haberleriyle birlikte, aşının bileşenlerine, yöntemine dair çok sayıda yanlış bilgi de akışımıza düşmeye devam ediyor.

Sosyal medyada Tayanc Karaduman adlı bir Facebook kullanıcısı tarafından paylaşılan videoda, AstraZeneca Covid-19 aşısına, 14 haftalıkken aldırılan ya da ölen erkek fetüslerin akciğerinden alınan DNA parçalarının eklendiği iddia ediliyor. Videoda başka bir videodan kesitler sunularak, aşıda MRC-5 adlı fetüs hücrelerinin yer aldığı öne sürülüyor. 

astrazenecaasisina14haftalikerkekfetusdnasieklendigiiddiasiiddiagorsel


Aşılara fetüs DNA’sı eklenmiyor

Daha önce ele aldığımız analizde belirttiğimiz üzere, aşıyla insanlara fetüs hücreleri enjekte edilmiyor. İnsan fetüs hücreleri bazı aşıların geliştirme aşamasında, virüsü izole etmek için kullanılabiliyor. Ancak bu hücreler, aşılarda aktif bileşen olarak yer almıyor. Aşı son halini alana kadar fetüse ait DNA’lardan arınmış oluyor.

Oxford Üniversitesi ve AstraZeneca ortaklığında geliştirilen ChAdOx1 nCoV-19 olarak da adlandırılan Covid-19 aşısı geliştirilirken de, bu yöntemden faydalanılmış. Ancak aşının 14 haftalık erkek fetüs DNA’sı içerdiği doğru değil.

İddiada adı geçen MRC-5 fetüs hücresi, 1960’larda 14 haftalık bir erkek fetüsün akciğer dokusundan elde edildi. Bu hücre hattı laboratuvar çalışmalarında kullanılıyor. Suçiçeği aşısı gibi bilinen aşılar bu yöntemle geliştirildi. Ancak MRC-5 hücre dizileri, aşıda yer alan bir bileşen değil. Fetüs hücrelerinin aktif bir aşı bileşeni olarak kullanılması da çok mümkün değil, çünkü bunun için çok yüksek sayıda hücre gerekirdi. Aşının geliştirilmesi için gereken virüsün izole edilmesi işlemi ise bir kere yapılıyor ve bu işlem için halen 60’lar ve 70'lerde çok az sayıda fetüsten elde edilen hücreler kullanılıyor. İnsana ait fetüs hücrelerine aşı geliştirmede duyulan ihtiyaç da, virüsün izole edilip, çoğalabilmesini sağlamak içindi; aşının bir bileşeni olarak kullanmak amacıyla değildi.

Dahası, Oxford/AstraZeneca aşısının geliştirilme aşamasında MRC-5 hücreleri değil, HEK-293 adlı fetüs hücrelerinden yararlanılmış. HEK-293, 1973 yılında Hollanda’da dondurulmuş bir fetüsten elde edilmiş. Bu hücre hattı da laboratuvarda çoğaltılarak aşı geliştirme çalışmalarında kullanılıyor.

Aşı çalışmalarında insan hücrelerinden faydalanmak için kürtaj yapılmıyor. Oxford Üniversitesi de klonlanmış fetüs hücrelerinden faydalandıklarını, hücrelerin kürtaj edilmiş fetüslere ait olmadığını belirtiyor. 

Oxford/AstraZeneca aşısının içerisinde fetüs hücre dokusu materyali de yer almıyor. Dolayısıyla insan DNA’sına olumsuz etki ettiğine ilişkin bir kanıt yok. Uzmanlar da bu hücre dizilerinin aşı olan insana zarar vermeyeceğini söylüyor. Virüslerin hücrelerdeki işlemi tamamlandığında hücrelere ait parçalar saflaştırılıyor. Bu saflaştırma işleminde de DNA’ya ait hücreler parçalanıp yok ediliyor. Oxford Aşı Merkezi de fetüslerden faydalanarak geliştirilen aşılarda DNA parçaları yer almadığını söylüyor. 

Videoda gösterilen araştırma aşıda fetüs hücresi olduğunu söylemiyor

Videoda aşıda fetüs hücreleri kullanıldığını kanıtladığı iddia edilen araştırma ise insan denemeleri öncesi Oxford/AstraZeneca aşısının etkinliğini test etmek için Bristol Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından yürütülen bağımsız çalışmayı gösteriyor. Adı geçen ve Research Square adlı internet sitesinde yer alan araştırma aşıda MRC-5 hücresi olduğunu söylemiyor; aşının etkinliğini değerlendirmek, insan hücresinde aşının davranışını incelemek amacıyla MRC-5 hücresine enjekte edildiğini gösteriyor. Araştırmacılar da klinik öncesi çalışmalarda aşının etkinliğini analiz etmeye çalıştıklarını açıkladı.

Öte yandan Oxford/AstraZeneca aşısı SARS-CoV-2’nin hücrelere tutunmasını sağlayan, yüzeyindeki proteinin genetik materyalinin ChAdOx1 virüsüne eklenmesiyle geliştirildi. Yani aşıda şempanzelerde sıradan gribe neden olan adenovirüsün genetiğiyle oynanmış hali kullanıldı. Virüsün genetiğiyle oynanması hem koronavirüse benzemesini, hem de bağışıklık sisteminin koronavirüsle mücadele etmesini sağlayacak. Dolayısıyla rekombinant adenovirüs vektörü olarak da bilinen, ChAdOx1 yöntemi aşının güçlü bir bağışıklık oluşturması için seçilmiş. İddia videoda da üzerinde durulan ChAdOx1 nCoV-1 genetiği değiştirilmiş virüsün bilimsel adı

Oxford/AstraZeneca aşısı üzerinde yapılan birçok bilimsel çalışma aşının güvenli ve etkili olduğunu gösteriyor. Yüzde 70’e kadar etkili olduğu belirtilen aşıdan, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Kanada, Avustralya ve Hindistan gibi ülkeler milyonlarca doz sipariş etti.