mRNA teknolojisi üzerinde yaklaşık 20 yıldır çalışılmasına rağmen, uygulamaya geçmesi için Covid-19 gibi küresel bir musibet gerekti. Şu anda kullanım izni olan iki farklı mRNA aşısı var: Pfizer/BioNTech ile Moderna.
mRNA aşılarının kullandığı ve ilk başta karmaşık gibi gözüken biyolojik mekanizma ile yeni olmaları, bu aşılar etrafında belli bir temkin ve merak gelişmesine neden oluyor. Bu olağan. Ancak bir de bu aşıları, bilim kurgu senaryolarla eşleştirenler var.
Twitter’da paylaşılan bir iddiaya göre, bu aşıları olanların DNA’ları değişecek ve artık insan değil “humanoid” sayılacaklarından, temel insan haklarından faydalanamayacaklar.
Covid-19 aşıları insan genomunu değiştiremez
Geleneksel aşılar, hastalığa neden olan organizmanın küçük veya inaktive edilmiş parçalarından oluşuyor ve bunlar vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirerek, hastalığa neden olan organizmaya karşı direnç oluşturmaya teşvik ediyor.
Nispeten yeni bir teknoloji olarak görülen mRNA aşıları ise, vücudu viral proteinlerin bir kısmını kendi üretmesi için kandırıyor. Bu yüzden mRNA molekülü için, haberci RNA tabiri de kullanılıyor. Ancak bu talimat virüsün tamamını değil, sadece başak proteinin üretilmesi talimatı içeriyor. Haberci mRNA vücuda verildiğinde, hücreler bu proteini inşa ediyor. Bu bilgiyle üretilen viral proteine karşı da bağışıklık gelişiyor. Sonrasında bağışıklık hücreleri, zaten başlı başına bir virüs de olmayan bu protein parçalarını yok ediyor. mRNA hücre çekirdeğindeki insan DNA’sı ile hiçbir etkileşime girmiyor. İnsan genomunda kalıcı ya da geçici bir değişiklik söz konusu değil ve bunun olması için biyolojik bir mekanizma da yok.
Peki nedir bu humanoid neden şey?
İnsan gibi görünen ancak insan olmayan, insan yapımı varlıklara humanoid deniyor. Örneğin Boston Dynamics’in şu pek de estetik bulunmayan robotları humanoid diye geçiyor. İnsanlık Blade Runner’daki kadar harika humanoid varlıklar geliştirmekten halen çok uzak. Sadece bir aşı ile mükemmel bir genetik tasarıma ulaşmak mümkün de görünmüyor. Filmin kendi bile, sürecin ne kadar meşakkatli olabileceğine dair daha gerçekçi bir kurguya sahip.
Kaldı ki insansı robot teknolojisinin gittiği rota, Blade Runner’daki gibi genetik bir tasarımla etten kemikten insansılar üretmek değil, insan görünümüne sahip ve kendi kendine öğrenme niteliğine sahip (machine learning) yapay zekalar (artificial intelligence) kullanmak.
Aşılar sizi başka bir türe çevirmeyeceğinden, insan olmaktan kaynaklı haklarınızda da hukuki bir değişim olması beklenemez. Ancak bir gün humanoidler aramıza katılırsa hukuki statülerinin ne olacağına dair süren tartışmalar var. Bazı uzmanlar, "gerçek kişi" ve "tüzel kişi" tanımlarına yakında robotik kişilerin de eklenebileceğini ve bu üç hukuki kişiliğin de eşit haklardan yararlanabileceğini öne sürüyor.
Tweet, ABD’nin dört beş yıldır egemenlik yetkilerini ulusüstü BM’ye devrettiği anlaşmalar imzaladığını da öne sürüyor. ABD anayasal düzeni gereği uluslararası anlaşmalar imzalamak ya da bunlardan çekilmek başkanın yetkisinde. Birleşik Devletler hükümetinin uluslararası anlaşma ve antlaşmalarla ilgili sayfasından, 2021’de yürürlüğe giren anlaşmalara ulaşılabilir. Bunların çoğu ikili ticaret ve güvenlik anlaşmaları.
Bir de iddiayı ortaya atan hesabı inceleyelim. Çünkü bu örnek, bir komplo teorisyenin doğuşuna dair fikir verebilecek bir hikayeye sahip.
Bir komplo teorisyeninin doğuşu
Sosyal medyadaki iddianın sahibi “turkutopya2024” kullanıcı isimli Bülent Turgut. Ancak bu paylaşımla ilgili archive.is kullanılarak bir tarama yapıldığında kullanıcı isminin yakın zamanda değiştiği ve ilk halinin “dkiwpa” Dünya Koruma İttifakı olduğu görülüyor. “Bülent Turgut” adlı kullanıcı, profilinde profesör doktor olduğu, biyoloji ve tarih çalıştığını yazmış. Sosyal medya hesabında profiline bağlanmış “dkiwpa.com” diye bir bağlantı da var. Siteyle ilgili domain bilgilerine “whoxy” adlı siteden ulaşılıyor. Sitenin ilk kayıt tarihi 4 Temmuz 2021.
“dkiwpa.com” adlı sitede, World Protect Alliance’ın "gıda, toprak, su, insanlık, doğa alanlarında değerlerin korunması ve geliştirmeyi amaçlayan uluslararası bir sivil inisiyatif platformu olduğu" yazıyor. Sitede manken Aslı Yılmaz adında birinin fotoğrafıyla birlikte “Geleceğimize sahip çıkmazsak insanlarımızın binlerce yıllık birikimi ve tecrübesi yok olacak” açıklaması yayınlanmış. Açıklamanın yanındaki fotoğrafa tersine görsel aramayla bakıldığında çıkan Rusça sitede, eskort hizmeti verdiği söylenen bazı kadın fotoğrafları var. Yani fotoğraftaki kişinin adı Aslı Yılmaz değil ve WPA olarak adlandırılan platformla görünür bir ilişkisi yok.
Sitede dikkat çeken başka detaylar da var. Eylemler başlığı altında bu sivil inisiyatif olduğunu iddia eden grubun "kötülük karşıtlığı, milli irade, islamiyeti koruma ve bigpharma" gibi konularda çalıştığı belirtilmiş. WPA isimli sivil inisiyatifle ilgili arama motorlarında ulusal ve uluslararası bir arama yapıldığında yalnızca Bülent Turgut’a ait sosyal medya hesapları ve ilgili site çıkıyor.
World Protect Alliance’ın sayfasında başkan yardımcısı ise Yeşim Tütün görünüyor. Bu adla bir arama yaptığımızda, TC Yeşim Tütün isimli birinin Facebook sayfasındaki bir tweet görüntüsüne ulaşıyoruz. Bu Twitter hesabı da Bülent Turgut ile bağlantılı. Sık sık aşı karşıtlığı ve komplo teorileri ile tanınan diğer hesapların paylaşımlarını retweet etmiş. Turgut ve Tütün’ün sık etkileşime girdiği hesaplar, aşılarda grafen olduğundan çip takıldığına, virüsün laboratuvarda üretildiğinden hiç var olmadığına kadar, birbiriyle çelişkili, hatta birbirini çürüten pek çok iddia yayıyor.
Peki Bülent Turgut ismiyle ilgili neler bulabiliriz?
Sosyal medya hesabında kullanılan fotoğraf üzerinden ilerleyelim. Fotoğrafı Pimeyes isimli yüz tanıma aracını kullanarak internette aratabiliriz. Çıkan sonuçlarda “kim hakkında” isimli bir sitede kullanıcının profil fotoğrafına rastlanıyor. Profilde Manisa Akhisar’da kurulu HBP İç ve Dış Ticaret’te Genel Müdür olduğu yazıyor. Ardından “Proweblabs Ajans” ve “Burgutex” gibi iki şirkette kendini üst düzey yetkili gösterdiğini görüyoruz. Ancak Ticaret Sicil Gazetesi’nde bu unvanlardan herhangi birinin geçtiği bir kayıt bulunmuyor. Burgutex için verilen adres de Karabağlar’da meskun bir apartmana çıkıyor.
Aramaya biraz daha devam ettiğimizde bu kullanıcı adının daha 2009 yılından bu yana epey şaibeli çevrimiçi operasyonların parçası olduğunu görüyoruz; para karşılığı anket doldurma vaatleri vermek gibi… Ardından Google Site üzerinden eski bir internet sitesinin arşivine ulaşıyoruz. Burada Turgut ile ilgili daha detaylı bilgiler var. Üniversite diploması da burada yer alıyor, ancak Turgut biyolog olarak görev yapmamış. Dış ticaretle uğraştığı ve webmaster olarak çalıştığını belirtmiş. Bir sayfada kendini “The İmam” olarak tanımlamış ve kendi resmini kutsal metin fotoğraflarına montajladığı görseller paylaşmış. Radikal milliyetçiliğe eğilimli olduğu anlaşılıyor.
Biraz da diğer akademik unvanlara bakalım. Bülent Turgut sosyal medyada kendini profesör doktor olarak tanıtıyor. Bu isimle YÖK üzerinden bir arama yapıldığında iki arama sonucu çıkıyor. Bunlardan biri, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde profesör; diğeri ise Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi’nde doçent. Arama sonuçlarında tarih ya da biyoloji gibi alanlarda çalışan ve profesör olan bir Bülent Turgut yok. Ayrıca Google Scholar üzerinden de bu bilgiyi teyit etmek mümkün. Scholarda Bülent Turgut ismiyle ilgili iki profile rastlanıyor ki, bu isimler de YÖK listesinde yer alanlar. Yani Turgut, sahte bir akademik kimlik kullanıyor.
Yani Bülent Turgut'un iddialarının ne maddi bir temeli var, ne de olanaklılığı. Ancak Turgut’un profili ve geçmişi, komplo teorilerini yayanların genel motivasyonları ve bağlantıları hakkında çokça bilgi veriyor.