Covid-19 tüm dünyada etkisini gösterirken, alınan önlemler ve evde kalma çağrılarına karşıt iddialar üretilmeye devam ediyor.
Bu iddialardan sonuncusu, Bakersfield Kaliforniya’dan geldi. Dan Erickson ve Artin Massihi isimli iki doktor, Covid-19’un gösterildiği kadar riskli ve tehlikeli olmadığını ortaya koyan açıklamalarda bulundu. Açıklamada karantina önlemlerinin bağışıklığımızı zayıflattığı, maske takmanın gereksiz olduğu ve Covid-19’un mevsimsel gripten çok da farklı olmadığı iddiaları yer alıyordu. Video sosyal medyada hızla yayıldı. 15 Mayıs 2020’de Facebook’ta paylaşılan gönderi, yaklaşık 8 bin kez paylaşıldı. Aynı iddia Ekşi Sözlük, Yeni Çağ Gazetesi gibi internet sitelerinde de konu edildi.
İki doktor açıklamada bulunduktan sonra, Amerikan Acil Hekimleri Koleji (ACEP) ve Amerikan Acil Tıp Akademisi (AAEM), Dan Erickson ve Artin Massih’in açıklamalarının Covid-19 ile ilgili mevcut bilimsel tablo ve epidemiyoloji ile tutarsız olduğunu ve yapılan açıklamayı reddettiklerini ifade etti.
İDDİA: Karantina hepimizin bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Karantinadan sonra hep birlikte dışarı çıkacağız ve bağışıklığımız zayıflamış halde tekrar virüs alışverişi yapacağız. Karantinaya gerek olmaksızın sürü bağışıklığı ile virüsü yenebiliriz. KARMA
Dan Erickson ve Artin Massih’in iddiasına göre, karantinada kaldığımız süre boyunca bağışıklık sistemimiz zayıflıyor. Bu yüzden karantina uygulamasına aslında olmadığı, sürü bağışıklığı ile herkesin Covid-19’a bağışıklık geliştireceğini savunuyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü karantinayı “sosyal faaliyetleri kısıtlamak veya kendileri hasta olmayan, ancak Covid-19’a maruz kalmış olabilecek kişileri ayırmak” olarak tanımlıyor. Amaç, Covid-19 hastalığının sağlıklı insanlara yayılmasını önlemek. Ayrıca, hiçbir semptomu olmayan kişiler de virüsü bulaştırabilir. Bu sebeple karantina, yalnızca kendi sağlığımız için değil herkes için gerekli bir uygulama.
Videoda bahsedilen sürü bağışıklığı, toplumdaki birçok insanın bulaşıcı hastalığa karşı bağışık hale gelmesi anlamına geliyor. Bu da hastalığın yayılmasını durduran faktörlerden. Sürü bağışıklığı iki şekilde kazanılabilir: Toplumun çoğu hastalığa yakalanır ve doğal bağışıklık geliştirir, ya da insanlar hastalığa karşı aşılanır. Sürü bağışıklığı elde edildikten sonra hastalığın yayılması önlenir ve hastalık ortadan kaldırılabilir. Örneğin, çiçek hastalığı bu şekilde ortadan kaldırıldı.
Covid-19 için sürü bağışıklığı uygulamasının birtakım zorlukları var. Aşı, sürü bağışıklığının sağlanması için en güvenli ve önemli yöntem olarak görülüyor. Aşı olmadan elde edilen doğal sürü bağışıklığı, yüksek bir hastalık ve ölüm oranını göze almak demek. Johns Hopkins Halk Sağlığı Okulu, yeni koronavirüsün bulaşıcılığına dair tahminlerine dayanarak, sürü bağışıklığının sağlanması için nüfusun yüzde 70’inin enfekte olması gerektiğini öngörüyor. Covid-19’un yayılmasını yavaşlatmak için karantina uygulanmaz veya başka önlemler alınmazsa, en kötü olasılık virüsün birkaç ay içinde çok daha fazla insana bulaşması, sağlık sistemlerinin yeniden kilitlenmesi ve yüksek ölüm oranları olabilir.
Covid-19 için henüz bir aşı bulunmadı. Aşı olmadan sürü bağışıklığı sağlamak bu durumda çok riskli olduğundan, doğal sürü bağışıklığını karantinanın ikamesi olarak görmek şu an için pek mümkün değil.
Videoda da örnek olarak gösterilen İsveç, diğer ülkeler kadar sert karantina önlemleri almadı. Ülkede sosyal hayat, önlemler dahilinde devam etti. Önlemler, diğer ülkelerden daha az şiddetliydi ve yasaktan ziyade iknaya dayanıyordu. Ancak bu esnek uygulamalarda unutulmaması gereken şey, İsveç’in “uzlaşma kültürü” adı verilen oldukça uyumlu vatandaşların olduğu kültüre sahip olduğu. 19 Mayıs 2020 itibariyle 10,23 milyon nüfusa sahip ülkede 30 bin 377 kişi virüsü kaptı, ölü sayısı ise 3 bin 698. Ayrıca Halk Sağlığı Ajansı Yardımcısı Wallenstein, Stockholm’deki ölüm sayısının ne zaman azalmaya başlayacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu söyledi. Buna karşın İngiltere, ilk başta sürü bağışıklığı modelini benimseyip, daha sonra vazgeçen ülkelerden.
Videoda değinilen bir diğer konu ise karantinanın bağışıklığımızı zayıflattığı. Araştırmalar evde uzun süre kalmanın ve yalnızlığın uzun vadede bağışıklık sisteminin işleyişini olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor, ancak önlem alınmaksızın sürü bağışıklığı gütmekle oluşacak zararla mukayese edilebilir demek zor.
İDDİA: Eğer genç ve sağlıklıysanız kendinizi karantinaya almanıza gerek yok. Hastaysanız karantinaya girmelisiniz. YANLIŞ
Dan Erickson ve Artin Massih’in bir diğer iddiası ise sağlıklı ve genç insanların karantinaya girmesine gerek olmadığı. Ancak Covid-19 salgınında sağlıklı olduğunuzdan emin olmanız zor. Dünya Sağlık Örgütü, hiçbir semptomu olmayan sağlıklı kişilerin de virüsü bulaştırabildiğini ifade ediyor. Araştırmalar, çocukların ve ergenlerin diğer yaş gruplarında olduğu gibi enfekte olma olasılığının yüksek olduğunu ve hastalığı yayabileceğini gösteriyor. Covid-19 taşıyıcısı sağlıklı insanlar, gençler ve çocuklar, hastalığı çoğunlukla hayati seviyeye gelmeden atlatabilseler de, virüsü taşıma potansiyeline sahip. Bu yüzden sağlıklı gençlerin de hasta olmasalar bile önlemlere uymaları bekleniyor.
Ayrıca virüs, genç yaşta ve ikinci bir hastalığı olmayan kişilerde de ağır seyredebiliyor, hatta vefatla sonuçlanabiliyor. Örneğin, İngiltere’de herhangi bir hastalık geçmişi olmayan 21 yaşındaki genç, yeni koronavirüsten hayatını kaybetti.
Kısacası, Covid-19 genç ve sağlıklı insanlarda da görülebiliyor. Bu yüzden herkes karantina kurallarına uymalı.
İDDİA: Maske takmaya gerek yok.
YANLIŞ
Videoda yer alan bir diğer iddia ise virüse karşı maske takmanın gerekli olmadığı idi. Doktorlar, bağışıklık sistemlerinin güçlü kalmasını istedikleri için maske takmadıklarını da öne sürdüler. Fakat Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı kişilerin Covid-19’lu kişiler ile temasta bulunacakları zaman maske takmaları gerektiğini belirtiyor. ABD Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi de halka açık yerlerde herkesin maske takması gerektiğini söylüyor. Elbette maske takarken de dikkat edilmesi gereken birtakım kurallar mevcut. Maske takılmadan önce eller bol su ve sabunla yıkanmalı. Ağız ve burun boşluk kalmayacak şekilde maske ile örtülmeli. Maske kullanırken maskeye dokunmaktan kaçınılmalı ve maske önden değil arkadan tutularak çıkarılmalı.
Akışkanlar dinamiği bilimcisi Bourouiba, yüksek hızlı kameralar ve ışık kullanarak insan vücudundan çıkan sıvıların yeni koronavirüs gibi patojenleri nasıl yaydığını ortaya çıkardı. Saniyede 2 bin kare kaydederek elde edilen görüntüler, ince bir mukus ve tükürük buğusunun bir kişinin ağzından saatte yaklaşık 160 km hızla sekiz metreye kadar ulaşabileceğini gösteriyor. Yani Covid-19’lu ve maske takmayan biri hapşırdığında, virüsü ortamda maske takmayan kişilere rahatlıkla bulaştırabilir.
JAMA, Lydia Bourouiba, İnsan hapşırmasının görüntüsü
İDDİA: Covid-19 gripten çok da farklı değil. Gripten ölen insan sayısı ile Covid-19’den ölen sayısı hemen hemen aynı. YANLIŞ
Dan Erickson ve Artin Massih’in iddiasına göre, Covid-19 gripten çok da farklı değil ve gripten ölen insan sayısı ile Covid-19’den ölen sayısı hemen hemen aynı. Mevsimsel grip ve Covid-19 arasında bazı benzerlikler var. Her ikisi de ateş ve vücut ağrıları gibi semptomlara neden olabiliyor, ikisi de solunum damlacıkları yoluyla yayılıyor. Fakat Covid-19, mevsimsel griple aynı değil. Mevsimsel gribe karşı aşı ve ilaç ile korunmak mümkünken, henüz Covid-19’a karşı aşı ya da ilaç geliştirilmedi.
Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, Covid-19’un daha kolay yayıldığını ve gripten daha yüksek bir ölüm oranına sahip olduğunu da gösteriyor.
Mevsimsel grip ve Covid-19’un mevcut farklarını ortaya koyan çalışmada, mevsimsel gripte hastanelik vaka oranı yüzde 2 kadarken, Covid-19’da ise Mart 2020 itibariyle yüzde 19 seviyesinde olduğu görülüyor. Gribin kuluçka süresi bir ila dört gün arasında değişirken Covid-19’da kuluçka süresi iki ila 14 gün arasında. Ölüm oranında da fark söz konusu. Dünya çapında mevsimler gripten her yıl yaklaşık 290 bin ila 650 bin kişi hayatını kaybediyor. 19 Mayıs 2020 itibariyle Aralık 2019’dan beri Covid-19’dan 319 bin 31 kişi hayatını kaybetti. Yeni koronavirüs dünyamızda yaklaşık beş aydır etkisini gösteriyor. Fakat mevsimsel gripten bir senede hayatını kaydeben insan sayısına neredeyse erişmiş durumda. Ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Covid-19’un “2009 grip salgınından 10 kat daha ölümcül” olduğunu açıkladı.
Kısacası, Covid-19 mevsimsel grip değil ve mevcut verilere göre daha ölümcül olabilir.
Benzer şekilde, trafik kazaları ile salgından ölen kişi sayısı karşılaştırılmıştı:
İlginizi Çekebilir: Büyüteç: Salgın trafik kazalarıyla karşılaştırılabilir mi?
İDDİA: Covid-19 ölüm sebebi değil, kimse yeni koronavirüsten ölmüyor. Ölümlerde tek bir sebepten bahsedemeyiz. Ölenlerin tansiyon, akciğer, kalp rahatsızlığı gibi ikincil sağlık problemleri var. YANLIŞ
İddialar arasında olan bir diğer konu ise, ölümlerin asıl sebebinin Covid-19 olmadığı yönünde. İkincil bir sağlık problemi olanların Covid-19’dan daha fazla etkilendiği istatistiksel olarak doğru olsa da, bu bir kural değil. Kaldı ki bu insanlar normalde bu hastalıklarla uzun yıllar yaşayabiliyor, olağan ömür beklentisini karşılayabiliyorlar. Virüs ikincil bir rahatsızlığı olanları normalde var olmayan bir riske sokuyor.
Ayrıca virüs, ikincil bir rahatsızlığı olmayanları da etkileyebiliyor. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi (CDC) tarafından yürütülen araştırma, Amerika’da 7 bin 162 Covid-19 hastasının ikincil kronik rahatsızlıklarının yaygınlığını ve diğer risk faktörlerini inceliyor. Araştırma boyunca diyabet, hipertansiyon, koah, koroner arter hastalığı, beyin ve damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı, sigara tüketimi gibi kronik hastalıklara ve risk faktörlerine odaklanılmış. Araştırmaya katılan 7 bin 162 kişi arasında ikincil bir kronik rahatsızlığı olmayıp Covid-19’a yakalanan 4 bin 470 kişi mevcut. Bu da Covid-19’dan ağır bir şekilde etkilenmek için, ikincil bir sağlık problemine sahip olunması gerektiği iddiasının yanlış olduğunu gösteriyor.
Örneğin Fransa’da daha önce hiçbir hastalığı olmayan 16 yaşındaki bir genç kız, Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Benzer şekilde, Polonya’da hastalığı bulunmayan 32 yaşındaki Michal Grajewski Covid-19’dan yaşamını yitirdi.
Sonuç olarak, Dan Erickson ve Artin Massihi isimli iki doktorun Covid-19’un gösterildiği kadar riskli ve tehlikeli olmadığını ortaya koyan açıklamaları büyük oranda yanlış.