Sosyal medyada birçok kullanıcı tarafından paylaşılan bir iddiaya göre, Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Charles Lieber, Covid-19’a neden olan virüsü üretip Çin'e satmak ve ulusal güvenlik sırlarını Çin’le paylaşmak iddialarıyla tutuklandı. İddia, yeni koronavirüsün laboratuvar ortamında üretildiği komplo teorisine dayanıyordu. İddiayı başka ülkelerden kullanıcılar da paylaştı.
Ancak Charles Lieber’in tutuklanması ile Covid-19 salgınına neden olan virüs arasında herhangi bir ilişki yok.
Lieber Ocak 2020’de tutuklandı
Sosyal medyadaki iddia paylaşımlardan Prof. Dr. Lieber’in Nisan 2020’de tutuklandığı anlaşılsa da Lieber, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Adalet Bakanlığı’nın internet sitesindeki bilgilere göre 28 Ocak 2020’de tutuklandı. Lieber’in tutuklanma sebebi ise Çin’le olan bilimsel ilişkilerini gizlemek ve yalan söylemekti. Lieber’in tutuklanma haberi birçok yabancımedya kuruluşunda da Ocak 2020’de yer aldı. Sonrasındaki gelişmelere ise şimdilik ulaşamıyoruz.
Aynı iddianın Nisan 2020’de başka ülkelerde de yayılmasından sonra Reuters’ın doğrulama ekibi bir analiz yayımlayarak Lieber’ın tutuklanmasıyla yeni koronavirüsten kaynaklı salgının ilgisi olmadığını açıkladı. İddia, BBC, AFP ve India Today’in doğrulama ekipleri tarafından da çürütüldü.
İddiayı inceleyen bağımsız doğrulama platformu Factcheck.org da analizi için Adalet Bakanlığı’na danışmış. Bakanlık da soruşturmanın koronavirüsle ilgisi olmadığını belirtmiş.
ABD ve Çin arasındaki “bilim insanları gerginliği” uzun süredir gündemde
Lieber 2011’de Wuhan Teknoloji Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. 2012-2017 yılları arasında da Çin’in “Bin Yetenek Planı”nda (Thousands Talent Plan) sözleşmeli bir katılımcıydı. Bu plan doğrultusunda Çin devletinden aylık 50 bin dolar maaş alıyordu. “Bin Yetenek Planı” Çin’in nitelikli araştırmacı açığını kapamak amacıyla 2008’de denizaşırı ülkelerden bilim insanını ülkedeki merkezlerde görevlendirmek üzere başlattığı uluslararası bir programdı.
ABD ve Çin arasındaki gerilim bu programla sınırlı değildi. Haziran 2019’da ABD Enerji Bakanlığı Çin’deki bilimsel çalışmalarda görevli personelini geri çekmişti. New York Times’da Kasım 2019’da yayınlanan bir yazıda da iki ülke arasındaki gerilime değiniliyor. ABD Adalet Bakanlığı’nın sitesinde Lieber’e açılan davadaki suçların takibinin 2018 ve 2019 yıllarına dayandığı da belirtiliyor. Yani tartışmalar salgının yayılmasından öncesine dayanıyor. Fakat sosyal medya kullanıcıları Lieber’in görev aldığı üniversite Wuhan’da olduğundan, bağlantısız iki olayı safsataya düşerek bağdaştırmış olabilir. Yine New York Times’da Lieber’in tutuklanmasının ardından yayımlanan bir yazıda Bin Yetenek Planı’na katılan başka araştırmacıların başına gelenlere de yer veriliyor. Yani tutuklanma olayını, salgının değil, ülkeler arası gerilimin bir parçası olarak görebiliriz. Salgınla gerilimi ilişkilendirmek için elimizde delil yok.
Bloomberg’de Aralık 2019’da yayımlanan bir analize göre de, tutuklanma ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’le tutuştuğu ticaret savaşının bir parçası. Bin Yetenek Planı’na katılan bilim insanları, ABD’nin iddialarına göre bir espiyonaj faaliyeti içinde ve Çin’in şeffaf olmayan bilimsel çalışmalarına katkıda bulunuyor. Ancak Çin Bin Yetenek Planı için yapılmış araştırmalar internet sitesinde yayımlıyordu. 2018’de bir General Electric çalışanının şirket verilerini çalması gibi olaylar, ABD’nin Çin’den şüphelenmesi için zemin hazırladı.
Bu şüpheler üzerine Kasım 2019’da ABD Senatosu’ndaki Ulusal Güvenlik ve Hükümet İşleri Komitesi bir rapor hazırladı ve Çin’e veri kaçırdığı düşünülen kişiler hakkında bilgiler derlendi. Komite raporunda “virüs, biyoloji, viroloji, salgın” gibi kavramlar anılmıyor. Wuhan’ın ismiyse tek bir yerde geçiyor. 109 sayfalık raporun 65. sayfasında “Individual Y” (Birey Y) kod adıyla bir araştırmacının Wuhan’daki teknik üniversitede projeler alırken bundan ABD hükümetini haberdar etmemesi anlatılmış. Birey Y’nin iddia konusu Lieber olduğu açık.
Raporun 65. sayfasından bir görünüm
İddiaya eşlik eden video Ocak 2020’den
Kullanıcıların sosyal medyadaki iddia paylaşımlarına ayrıca bir video ve videodan alınmış ekran görüntüleri de eşlik ediyordu. Bu video Amerikan ulusal kanalı ABC’nin Boston eyaletinde yayın yapan versiyonu WCVB’den alınmış. Videonun YouTube’a eklenme tarihi 30 Ocak 2020 ve yayında Lieber’in tutuklanışı ile tutuklanma sebepleri anlatılıyor.
Lieber’in uzmanlık alanı nanobilim
Charles M. Lieber, uzun süredir nanobilim alanında çalışıyor. Lieber’in daha önce yayımlanmış bilimsel makalelerinden virüslerin “nanotellerle” tespiti konusunda çalışmalar yapmış olduğu da anlaşılsa da nanobilimle “virüs üretimi” arasında doğrudan bir bağlantı bulunmuyor. Nanobilim, metrenin milyarda biri büyüklüğündeki materyalleri inceleyen ve geliştiren bilim dalına deniyor. Bir virüsü üretebilecek bilimsel birikim ise biyolojinin bir alt dalı olan virolojide bulunuyor. Virolojiyle ilgili yayınları toplayan BioMedCentral gibi platformlarda da Lieber’in ismi aratıldığında karşımıza hiçbir akademik yayın çıkmıyor.
Lieber’in uzmanlık alanıyla virüsün çok yakından ilişkisi olmasa da nanobilimle uğraşanların virologlarla birlikte çalışabileceklerini söyleyebiliriz. Ama uluslararası tanınırlığı olan bir profesörün virüs üretimi yaptığı iddia ediliyorsa bunun en azından hakemli bilimsel makalelerle desteklenmesi gerektiği de bir gerçek. Yani virüslerin yapısıyla ilgili yayımlanmış bir çalışmasına ulaşılamayan bir bilim insanının şimdiye kadar milyonlarca kişinin etkilendiği bir salgının ortaya çıkmasına sebep olan virüsü tek başına laboratuvarda ürettiği iddiası için daha güçlü kanıtlar gerekiyor. Lieber sadece virüsle alakası olmayan bir konu sebebiyle Ocak 2020’de tutuklanmış.
Teyit, daha önce virüs hakkında iddiaları içeren bir tweet zincirini incelerken Lieber’in tutuklanma sebebinin Çin’le olan bilimsel ilişkilerini gizlemek ve yalan söylemek olduğunu belirtmişti.
Sonuç olarak iddia doğru değil. ABD’li bilim insanı Lieber’in tutuklanışıyla Covid-19 salgını arasında kanıta dayalı hiçbir ilişki yok. İddia yanlış bilgi türlerinden çarpıtmaya örnek.