Sosyal medyada 2013 yılına ait bir gazete kupürüyle birlikte koronavirüsle ilgili bir iddia paylaşılmış. İddiaya eşlik eden “Türk hacılarda koronavirüse rastlanmadı” başlıklı haberde Sağlık Bakanlığı’nın aldığı önlemlere dikkat çekiliyor. Paylaşımda da virüsün o zaman kapanma gerektirmediği gibi, şimdi de gerektirmediği hatta salgının gerçek olmadığı ileri sürülüyor.
Gazete kupüründeki haber MERS salgını ile ilgili
Paylaşılan haber 2 Kasım 2013 tarihinde yayınlanmış. Arama motorlarında tırnak içinde başlığı arattığımızda daha fazla bilgiye ulaşabileceğimiz haber sitelerine rastlıyoruz.
Haberde bahsedilen koronavirüs MERS-CoV yani Ortadoğu Solunum Sendromu Koronavirüsü. Virüs, içinde bulunduğumuz salgına neden olan SARS-CoV-2 ile aynı aileden ancak aralarında büyük farklar var.
Hastalık ilk kez 2012 yılında Suudi Arabistan’da tanımlandı. 2015 yılına kadar süren salgında 27 ülkeden bin 791 MERS vakası bildirildi. Bu vakalardan 640’ı hayatını kaybetti.
MERS, Ortadoğu, Afrika ve Güney Asya’daki ülkelerde görüldü. Türkiye’de ise tanımlanmış MERS vakasına rastlanmadı. Yani MERS, içinde bulunduğumuz gibi küresel bir salgına neden olmadı.
Daha az bulaşıcı olduğu için sıkı tedbirler gerekmedi
MERS bir pandemiye neden olmadığından, Sağlık Bakanlığı’nın da bugünkü gibi önlemler alması beklenemezdi. Kaldı ki Sağlık Bakanlığı’nın hacılar döndüğü zaman takip edildiği herhangi bir belirti durumunda da harekete geçileceği söylenmiş.
MERS’in insandan insana bulaşma oranı SARS-CoV-2’ye göre epey düşüktü. MERS-CoV’un solunum damlacıkları yoluyla bulaştığı düşünülse de nasıl gerçekleştiği anlaşılamamıştı. Özellikle hastane dışında insandan insana bulaş oranının oldukça düşük olduğu gözlenmiş. Öte yandan develerden bulaştığı için salgın sırasında deve ile temas eden vakalar olduğu biliniyordu.
O dönem de kamusal alanlarda değilse de, hastanelerde hastalarla temas durumuna karşı maske, mesafe kurallarına uyulması gerektiği belirtiliyordu. Hijyen kuralları da önemliydi. Özellikle develerle temas eden kişilerin dikkat etmesi gerektiği belirtiliyordu.
Dolayısıyla MERS’in bulaş oranı düşük olduğu için ve şimdiki gibi çok sayıda insanın hayatını etkilemediği için çok sıkı önlemler alınması beklenemezdi. Oysa SARS-CoV-2’nin bulaş oranı çok daha fazla. Hastalığın birincil bulaşma yolu da solunum damlacıkları. Dünya genelinde şu ana kadar 147 milyonun üzerinde vaka tespit edildi. Türkiye’de vaka oranı ise 4 milyonun üzerinde. Birçok insanın hayatını her açıdan etkileyen hastalığa dair de kısıtlama önlemleri gerekli oluyor.